9. Bölüm

83 4 0
                                    

9. Bölüm

Yazar: Hanuel'r.a

---------1 ay sonra-----------

Onew Shin Hye'ye kütüphanede ders anlatıyordu. Sadece ikisi vardı. 1saat olmuştu ama Shin Hye sıkılmış Onew'se büyük bir istekle ders anlatıyordu.. Kütüphanenin kapısı açıldı içeriye birisi giriyordu. Shin Hye'nin dikkati kapıya yöneldi. 

Nabzı hızlı hızlı atmaya başladı. Seung Ho elinde kitap ve defterleriyle bütün çekiciliği ile kütüphaneden içeri giriyordu. Onew hala ders anlatıyordu. Shin Hye gözlerini Seung Ho'dan alamıyordu.

Shin Hye'nin karşısına Onew'in ise arkasında olan masaya oturup ders çalışmaya başlaadı. Shin Hye ellerini çenesinin altına koyarak ona hayran hayran bakıyordu.

'' Anladın mı?''

'' ? ''

'' Ayş nereye bakıyorsun sen ya?''

Shin Hye Onew'in söylediklerini duygularının Seung Ho diye çığlık atmasından duyamıyordu. Onew Shin Hye'nin baktığı yere baktı. Çıldırmıştı. Aniden ayağa kalktı. Ellerini masaya serçe vurarak Shin Hye'nin gözlerine bakıyordu.Aniden bağırdı;

'' Bıktım artık''

Shin Hye ne olduğunu anlayamamıştı. Neden anlamsızca bağırıyorduki? Sesin getirdiği korkudan geri geri çekildi. Seung Ho'da sesin vermiş olduğu rahatsızlıkla onlara bakıyordu.Oda bağırmaya başladı;

'' Burası kütüphane sessiz olmayacaksanız dışarı çıkın''

'' Kes sesini!''

'' Ha? Ne dedin sen ?''

'' Sana şu aptal sesini kes dedim.''

Seung Ho Onew'in yakasına yapışıp bağırmaya başladı;

''Sen bana susmamı söyleyemessin''

'' Ya öylemi?''

Seung Ho Onew'in kulağına eğilip fısıldadı;

'' Aynen öyle şimdi şu yanındaki ucube kılıklı sürtüğü al ve çık''

Onew Shin Hye'ye ucube kılıklı sürtük dediği için sinirden kafayı yemek üzereydi.Elini sertçe gerileyip Seung Ho'ya yumruk attı.Shin Hye Seung Ho'nun Onew'in kulağına ne fısıldadığını duyamamıştı.

'' Ya ne yaptığını sanıyorsun sen neden vurdun ona?''

Onew Shin Hye baktı;

'' Yürü gidiyoruz.''

'' Hayır ben gelmiyorum''

Onew dahada sinirlenmiş sesini yükselterek;

'' Shin Hye''

Shin Hye Onew'e '' Aptal'' deyip yere düşen Seung Ho'nun yanına diz çöktü;

'' İyimisin? Canın yanıyormu?''

Seun Ho sertçe Onew'e bakıyordu.

'' Shin Hye hadi kalk gidiyoruz.''

'' Onew saçmalamayı kes neden vurdun?''

'' Bana onumu savunuyorsun?''

'' Evet artık aptalca davranmayı kes''

Onew masaya tekme atıp çıkmıştı.

'' iyimisin?''

Seung Ho Shin Hye tiksinir gibi bir bakış attı ama mağdur rolünü oynuyordu.

'' İyiyim Teşekkürler.''

Seung Ho ayağı kalkıp gitmişti.Shin Hye'de kitaplarını toplayıp eve gitti. Kapıda bir valiz ve üzerinde duran küçük bir not vardı.

'' Kendine kalacak başka bir yer bul Shin Hye'' alttada Onew'in ismi yazıyordu.Ne yani Seung Ho'yu savundu diye onu sokağamı atmıştı.Nekadar bencilce.

Kapıyı çalıyor fakat Onew açmıyordu.Evdeydi odasını ışığı yanıyordu.

'' Onew kapıyı aç gidecek başka yerim yok''

''..........''

'' Sen , sen nezaman bukadar acımasız ve bencil oldun ha?''

En yakın arkadaşının onu kapı dışarı etmesi onu hem sinirlendiriyor hemde canını acıtıyordu. Susmuştu. Çabalamanın boşuna olduğunu onun gibi birisine laf anlatmak sağırbirisine laf anlatmaktan daha zordu. Valizi alıp başı öne eğik bir şekilde yürümeye başladı. Şimdi nerede kalacaktı? Onew pencereden bakıyor '' Üzgünüm Shin Hye sadece birkaç günlüğüne kafamı toplamama müsade et.'' diyordu.

Shin Hye sokaklarda elinde valizle boş boş geziyordu. Onew bunu ona nasıl yapabilmiştiki üstelik kendisi taşınması için ısrar etmişti evine. Hiç mi merak etmiyordu? bir genç kızı sokağa nasıl atabildi? Başına geleceklerden hiç mi korkmuyordu?

Shin Hye sahile gidip denizin kenarına oturdu.Ayın denize vuran yansımasını seyrediyor rüzgarın uğultusunu dinliyordu.Ellerini kumun içine sokup Onew'in kütüphanede söylediği sözü düşünüyordu.

'' Bıktım artık'' Neyden bıkmıştıki bukadar. Kulağını tırmalayan sesle sağ tarafına baktı ona doğru birileri geliyordu.Hemen ayağı kalktı. Üç kişi ellerinde içki şişeleri ve sarhoşluğun verdiği salakça gülümsemeleriyle Shin Hye doğru geliyorlardı. Hızlı hızlı yürümeye başladı. O hızlı yürüdükçe onlarda hızlanıyorlar koşmaya başladılar. O beyaz tenli alnından korku terleri akıyordu. Birisi Shin Hye tişörtünden tutup kendine doğru çekti.

'' Neden kaçıyorsun? Bu saatte burada olduğuna göre sende eğlenmek istiyorsun.'' İğrenç kahkalarını atıyorlar Shin Hye tişörtünden tutan adamdan kaçmaya çalışıyordu. Etrafına bakınıyor ama kimsecikleri göremiyordu. Şimdi onun yanında koruyucu meleği yoktu. O sokmuştu bu duruma onu.Artık nasıl koruyucu melek denebilirdiki.

Shin Hye gözlerinden akan yaşlarla adamlara onu bırakmaları için yalvarıyordu. Adamlar onunla dalga geçiyor belinden sıkı sıkı kavrıyorlardı.

Adam bir eliyle Shin Hye tutuyor diğer eliylede içki içiyordu.Bu fırsattan yararlanıp adama tekme atıp kaçmaya başladı.Adam tekmenin etkisiyle acı içinde yere yığıldı ama diğerleri Shin Hye'nin peşindeydi.

'' Seni sürtük yakaladığımda işini bitireceğim anladın mı?''

Shin Hye bir taraftan bütün kuvvetiyle koşuyor diğer taraftanda adamların ona yaklaşıp yaklaşmadığını kontrol etmek için arkasına bakıyordu.

Aklına telefonu geldi. Onew'i ne kadar aramak istemesede bu durumda onu düşünemezdi. Cebinden çıkarttığı telefonla Onew'i aradı. Telefon çalıyor çalıyor ama Onew Shin Hye ile konuşmak istemediğinden telefonu açmıyordu.

Ana yola çıkmıştı. Ama gözü hala telefondaydı tekrar aradı. Onew çalan telefona bakıyor ama açmak istemiyordu. Duygularına yenik düşüp telefonu açtı;

'' Alo ? ''

Shin Hye korkmuş olduğu ses tonuyla sadece '' Onew' diye bilmişti.

Tam o sırada büyük bir gürültü koptu...

Aşkın RengiWhere stories live. Discover now