12. Bölüm

86 4 0
                                    

12. BÖLÜM

Yazar: Hanuel'r.a

Seung Ho Onun sesini duymamıştı. İlk defa birisi ona herkesin içinde aşkını itiraf etmişti.Minzy'nin Seung Ho hakkında söylediği yalanlar belkide gerçekti.

[Seung Ho'nun ağzından]

İlk defa birisi bana herkesin önünde aşkını ilan etti. Ama bu ucube kılıklı sürtük mü? Yo yo hayır. Ne kadar inkar etsemde bu beni heycanlandırmıştı ama sadece heyacandı.

[ Yazarın ağzından]

Shin Hye korku içinde etrafa bakıyor tırnaklarını kemiriyordu . Şimdi ne yapacaktı? Orada kalamazdı hemen çıkmalıydı. Kapıya serçe tekrar vurdu.

'' Kimse yokmu?''

1 saatin ardından bütün ümidini kesmişti. Bodrum kat dahada karanlık olmuştu. Shin Hye nefes alamayacak hale gelmişti. Etraftan fare sesleri geliyor bir oraya bir buraya koşturuyorlardı sanki onlarda bişeyden korkuyorlardı.Ay'ın pencereden içeriye vuran ışığına yöneldi. Işığa odaklanmalıydı. Yoksa orada nefessiz kalacak belkide bayılacaktı. Uyumak istesede ışıksız bunu yapamazdı.Seug Ho eve gitmişti ama içi huzursuzdu.Uzanmış olduğu yataktan pencereye bakıyor

'' Şimdi ne yapıyor acaba'' diyordu.

Bunu neden düşündüğünü kendiside bilmiyordu. Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı.Duvarlar Shin Hye'nin üstüne üstüne geliyordu sanki. Daha fazla dayanamayacaktı. Gözlerini dikmiş olduğu pencereye dikkatli baktı. Evet oradan geçebilirdi en azından denemeliydi.Ay ışığının vurduğu masayı gördü.Pencerenin kenarına itmeye başladı.Masanın yere sürtünmesiyle çıkan ses onu dahada bunaltıyordu.Pencerenin kenarına kadar getirdi. Üstüne çıktı ama yinede pencereye yetişemiyordu. Bodrum katların pencereleri hep bu kadar yüksekte olmak zorunda mı?

Yerde gördüğü demir kovayı alıp masanın üzerine koydu.Üzerine çıktı şimdi yetişebiliyordu ama kovanın sallanmasıyla zar zor dengede duruyordu.Tam elini pencerenin açık kalan kısmına atacakken ayaklarının altındaki kova sallanmaya başladı . Dengesini yitirip masadan yere düştü. Başını bodrum katta bulunan başka bir masanın kenarına çarpmıştı. Gözleri kapanıyordu. Onew ise onu salonda duran kolduğa uzanmış bekliyordu fakat uykuya yenik düşmüş uyumuştu.

Güneşin ışıkları Shin Hye'nin üzerine vuruyordu.Çarpmanın etkisiyle başından yaralanmış ve hala yerde hareketsiz yatıyordu. Onew uyanmış hemen Shin Hye'nin odasına çıktı. Kapıyı bir iki kez tıklattı.

'' Shin Hye içerdemisin?''

Ses gelmeyince içeriye girdi Onew.

'' Ayş nerde bu kız hala neden gelmemiş.'' Hemen okul kıyafetlerini giyinip okula koşarak gidiyordu.

'' Onew?''

Ona seslenen So Eun'a baktı;

'' Acelem var sonra konuşalım.''

Nefes nefese okula girip Shin Hye'nin sınıfına çıktı. Kapıdan Shin Hye diye bağırdı ama sınıfta kimse yoktu.'' Belkide dağıtım yapıyordur'' deyip kendini avutuyordu.Kendi sınıfına gidip beklemeye başladı.

Seung Ho büyük bir keyifle okula geliyordu. Aslında birazda huzursuzdu.

'' Ne yapmıştır acaba bütün gece?''

kendi sorusuna cevap veriyordu '' Ne yapacak uyumuştur aptal.''

Merdivenlerden yavaş yavaş aşağıya indi. Kapıya vurdu;

'' Umarım rahat uyumuşsundur.''

cebinden çıkardığı anahtarla kapıyı açtı. Shin Hye'nin başı diğer taraftaydı.İçeriye girdi.

çocuğunu okula kaldırmak isteyen anne edasıyla bağırdı;

'' Hadi uyan okul saati.''

Yavaş yavaş Shin Hye yaklaştı . Yerdeki kanları görünce panik ve endişe aynı anda kaplamıştı içini. Koşarak yanına gitti.

'' Ya noldu sana uyansana.''

Seung Ho Shin Hye uyanması için sarsıyordu. Ama Shin Hye ölü gibi yatıyordu. Seung Ho korkmuştu.

'' Ya Park Shin Hye sakın öleyim deme.''

Aşkın Rengiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن