Ayana yemek salonundan çıktığında Belen gözlerini kısmış karşısındaki adamı inceliyordu. İzgi ise hiç istifini bozmadan bir süre yemek yemeye devam etti. Sonunda oflayarak Belen'e döndü. "Bir şey söylemek istediğinde öylece söylesen, gözlerini dikip sana bakmamı uzun uzun beklemesen."

Belen gülme isteğini bastırarak "Neler oluyor?" diye sordu.

İzgi omuz silkti. Bilmiyordu ama herkes o biliyormuş gibi davranıyordu. Sanki sarayın koruyucusuymuş gibi herkesin her şeyi bilmesini beklemesi bazen canını sıkıyordu. "Bilmiyorum." dedi.

Belen bir süre ona baktıktan sonra doğru söylediğine emin oldu. Olanları öğrenememenin verdiği huzursuzlukla somurttu. Yemeğini küçük parçalara böldü, yemesi gerekiyordu ama yiyemedi. Birileri mutsuzken yemek yiyemezdi ki. Ayana'yı bulması gerekiyordu.

***

Ayana hızla ahırdan uzaklaşırken Pars gibi bir adamla evlenmekle hata ettiğini bir kere daha anlıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ayana hızla ahırdan uzaklaşırken Pars gibi bir adamla evlenmekle hata ettiğini bir kere daha anlıyordu. Belki de Aral'ın ahı tutuyordu ona. O ah etmese bile aşkı ah ediyordu belki de. Sonuçta bir aşktan daha masum ne olabilirdi ki? En çirkin kalpte bile şık durabilendi aşk.

Ayakkabısının kayabileceğini biliyordu ama durmak istemiyordu. O adamdan ne kadar uzağa giderse onun için o kadar iyiydi. Bir süre onu görmek falan istemiyordu. Sarayın kapısına az bir mesafe kala yere düştüğünde sinirleri bozularak ağlamaya başladı. Ellerini yüzüne kapatarak hiçbir şeyi hiç kimseyi umursamadan ağlıyordu şimdi. Kraliçe falan olmak istemiyordu. Bu hayat için fedakarlık etmek de istemiyordu. Hele ki onu hiç sevmeyen bir adamla evli olmak... Bunu hiç istemiyordu.

Dünya sanki onun hıçkırıklarıyla duruyormuşçasına ağlıyordu. Artık bu yükü kaldıramıyordu omuzları. Biri gelip kollarının boynuna doladığında Ayana şaşkın bir şekilde ellerini indirip kimin sarıldığına baktı. Aral'dı. Ve Aral ihtiyacı olan her anda yanındaydı. Keşke onunla evlenseydi. O zaman bu kadar acıya açık olmazdı. Aral uzanıp gözyaşlarını baş parmaklarıyla sildiğinde Ayana afalladı. Onun mavi gözlerine bakarken huzuru yaşıyordu adeta. Yine de evli bir kadındı. Her ne kadar gerçek olmasa da.

Hızla ayağa kalkıp üstündeki karları temizlediği sırada kolundan güçlü bir şekilde tutulmasıyla yerinden sıçradı. Bunun Pars olduğuna emindi. Ondan başka kim ona bu kadar kaba bir şekilde davranabileceğini düşünürdü ki. Pars onu çekiştirirken sesini çıkarmadı. Sarayın tüm yükü sırtına binmişti ve bunu deli gibi acı çekmesine neden oluyordu. Şimdi Pars ile kavga edecek gücü yoktu. İşte bu yüzden onun çekmesine izin verdi.

***

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Seni Aradım -Tamamlandı-On viuen les histories. Descobreix ara