Hızla  konserin  sonuna  yaklaşırken  sonunda  benim  sıram  gelmişti . Heyecanın  vücudumu  tekrar  etkisi  altına  almasına  izin  vermeden  yerimden  zarifçe  kalkıp  birkaç  adım  atarak  sahnenin  önüne  seyircilerin  biraz  daha  yakınına  geldim . Derin  bir  şekilde  aldığım  nefesimi  , beni  izleyen  seyircilere  fark  ettirmemek     için    kemanımı  boynuma  yerleştirirken  yaptım . Gözlerimi  kapatıp  parmaklarımı  kemanımın  telleri  üzerine  yerleştirdim  ve  yayı  o teller  üzerinde  kaydırmaya  başladım . Notaları  doğru  ve  güzel  bir  şekilde  çıkardığımdan  emin  olduktan  sonra  çaldığım  esere  duygularımı da  katmaya  başladım .

      Chopin ' in  Nocturne  No : 20  adlı  bestesiydi  aylarca  üstünde  çalıştığım  ve  şu an da  sahnede  çaldığım  eser . Hem  çaldığım  müziğin  duygusal  yapısından  hemde  çaldığım  eser de  hata  yapmıyor  olmuş  olmanın  vermiş  olduğu  duygu  yoğunluğuyla  kendimi  sahne de  değil de  odam da  sadece  Gönen  için  çalıyormuşum  gibi  hissettim  . Bu  hisler de  bana  daha  fazla  güven  duygusu  yükleyip  kemanı  daha  bir  tutkuyla  çalmama  sebep  oluyordu .

       Çaldığım  parça  bitip  gözlerimi  usulca  açtığımda  aynı  zamanda  müzikten  başka  sesler de  kulağıma  gelmeye   başladı . Bu  sesler  dinleyicilerden  ve  orkestra  arkadaşlarımdan  yükselen  alkış  sesleriydi . Duyduğum  sesler  şu an da  nerede  olduğumun  bilincine  varmamı  sağladı . Odamda  değildim  ve  beni  sadece  Gönen  dinlemiyordu . Gönen  ile  birlikte  pek çok  kişide  dinlemişti  çaldığım  müziği  ve  beğendiklerini   göstermek  için  istekle  alkışlıyorlardı . Farkına  vardığım  bu  durum  karşısında  samimiyetle   gülümseyip  hafifçe  eğilerek  dinleyicilere  selam  verdim . Yerime  otururken  hissettiğim  duygu  işini  yapmış  olmanın  vermiş  olduğu  rahatlama  değil  beğenilmiş , takdir  edilmiş  olmanın  gururu  ve  tatminiydi .

       Son  parçamızı da  çalıp  konserimizi  bitirdiğimiz de  salon  alkış  sesleriyle  inliyordu . Dinleyiciler  son  parçayı  yeniden  çalmamız  için  alkışlarıyla  ısrar  ediyorlar  bir  yandan da

     " Bir  daha "

     " Bir  daha "

    " Bir  daha "  diye  tempo  tutuyorlardı .

    Yalçın  hoca  gelen  ısrarlara  daha  fazla  dayanamayıp  yerlerimize  yerleşmemizi  işaret  ederek  son  eseri  yeniden  çalacağımızın  komutunu  verdi . Tekrar  ve  bu sefer  daha  bir  coşkuyla  çaldığımız  hareketli  parçanın  sonunda  alkış  kıyameti  altında  konserimizi  sona  erdirdik .

      Biz  sahneden  kulise  geçerken  seyirciler de  salonun terk  etmeye  başlamıştı . Tüm  orkestra   arkadaşlarımızla   kuliste  toplanmış  kendi  aramızda  mutlu  ve  gururlu  bir  şekilde  sohbet  ederken  Yalçın  hoca  ağzı  kulakların da  yanımıza  geldi . Onun  gelmesiyle  hepimiz  konuşmamızı  yarıda  kesip  ortam da  sessizliğin  oluşmasını  sağladık . Hocamız

    " Sizlerle  gurur  duyuyorum  çocuklar  muhteşem  bir  gece  yaşattınız  herkese . Hepinizi  ayrı  ayrı  tebrik  ediyorum  ve  alınlarınızdan  iftiharla  öpüyorum " deyince  bu  sefer  alkış  kıyamet  kuliste  koptu . Hoca  yanımızdan  ayrılınca  heyecanını  kaybetmemiş  olan  bizler  kah  konuşarak  kah şakalaşarak  eşyalarımızı  toplamaya  başladık .

Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now