1'Yalnızlık senfonisi

3.2K 315 618
                                    

Hoseok kolunda hissettiği baskıyla kafasını çevirdi. Hiçbir şey yoktu. Doğru ya! Bu daha korkunçtu. Kolundaki baskıyı yok etmek adına elini gezdirdi ve sanki görünmezliğin hissi gidiyordu.

"Yine kendine elliyorsun?" Yoongi hınzırca sordu. Yoongi'e ne kadar kendine dokunmadığını söylese de inanmayacaktı ve artık Hoseok kendini ona inandırmaya çalışmaktan yorulmuştu.

Hoseok, "Sadece küçük sinekler, yüzüme ve koluma değiyor. Rahatsız hissettiriyor." Diye yalan söyledi.

"Sağında ve solunda ağaç var, sence sinekler garip mi?"

"Haklısın." Hoseok kafasını salladı. "Senin bana söylediklerin kadar garip değil."

"Hey!" Diye diklendi Yoongi. "Yalan değil, gerçekten kendine elliyorsun."

Hoseok gözlerini devirdi ve oturduğu sandalyeden hafifçe doğruldu. "Tabii, tabii."

"İnan bana. Bu çok garip."

"Birinin kendine ellemesi mi? Erkekler bunu yapmayı sever." Hoseok kaşlarını çattı ama Yoongi bundan bahsetmiyormuş gibi görünüyordu. Oturduğu sandalyede yavaşça ileri geri sallandı ve Hoseok onun ne yapmaya çalıştığını anlamadığını fark etti. "Yoongi ne yapıyorㅡ"

"Uykun mu var?" Diye sordu Yoongi.

Hoseok'un kaşları daha çok çatılmıştı. "Ne? Hayır." Yoongi güldü ve bu daha tuhaf gelmeye başladı. "Hey, Yoongi sorun ne?" Diye sordu.

Ve gözlerini açtı.

Verandada değillerdi, sallanan bir sandalye yoktu ve karşı yatakta Yoongi mışıl mışıl uyuyordu. Bir süreliğine etrafta boş bakışları gezindi. Ardından terlemiş olduğunu farketti. Yattığı yataktan doğrulduğunda komidinin üstündeki suya uzandı ancak tek damla içemeden bardağı yere düşürdü. Çünkü birisinin beline dokunduğunu hissetmişti ve odada kendi dışında sadece Yoongi vardı.

Çığlık atıp yorganı tekmelediğinde Yoongi yatağından sıçramıştı.

"Hoseok!" Diye ismini bağırdı. Yanına hızla adımlamaya başlamıştı ki Hoseok bir kere daha bağırdı.

"Gelme!" Yoongi adım atmayı bıçak gibi kesti. Kırılmış ve incinmiş görünüyordu. Hoseok onu endişelendirdiğini fark ettiğinde bağrışlarını durdurdu. Gözleri hızla yatağında gezindi, bir şey arıyor gibi baktı ama hiçbir şey yoktu. Kesik nefesleri Yoongi'nin endişeli yüzünü görünce sakinleşti. Geriye sadece iç çekişleri kalmıştı. "Bardağı düşürdüm." Diye açıkladı sakince.

"Evet?"

Hoseok başını salladı. "Ayağını kesebilirdin."

"Sen iyi misin?"

Hoseok zorla gülümsedi. "Evet, bardak bir anda düştü ve uykumㅡ"

"Tamam, sorun değil. Sana su getireyim." Yoongi'nin odadan çıkışını gördüğünde elini korkarak göğsünün üzerinde tutuyordu. Yavaşça yatağının boş tarafına dokunmak için indirdi ama hala korkuyordu. Eli yumuşak çarşaflarına değdiğinde rahatlamayla elini iyice yerleştirdi ve tüm çarşaf boyunca gezdirdi.

Yoongi içeriye elinde dolu bardakla girdi ve Hoseok gülümseyerek bardağa uzandı. "Teşekkür ederim." Diye mırıldandı.

Yoongi elini onun terli saçlarında gezdirirken endişeli görünüyordu. Ancak Hoseok açıklamak istemiyordu bu yüzden Yoongi'e ne yaptığını sormadı. Neyse ki Yoongi çok geçmeden elini çekmişti. "Burayı temizleyeyim." Dedi.

Hoseok bardağı yanına dikkatlice bıraktı. "Ben yaparım. Seni korkutmuş olmalıyım."

"Sorun değil. Sen iyi misin?"

"Evet. Sanırım kabus gördüm."

"Ne gördüğünü hatırlıyor musun?"

Hoseok kafasını iki yana salladı. Gerçekten hatırlamıyordu. Gerçi eğer dokunuşta bir rüya ise ㅡki bundan Yoongi'e bahsetmek istemiyorduㅡ sadece görmemiş gibi davranmalıydı.

"İki kere çığlık attın. Çok korkmuş olmalısın. Nasıl unuttun?"

Hoseok umursamadığını göstermek adına omuz silkti. "Bilmem." Dedi. Gerçekten ne gördüğünü hatırlamıyordu. Sadece birinin ona dokunduğunu hissetti ve muhtemelen yorgan tenine değdiğinden ötürü korkmuştu.

Yoongi yere eğilerek camları toplamaya başladı. Daha fazla soru sormaması Hoseok'u mutlu etmişti. Deli olduğunu düşünmesini istemiyordu. "Dikkat et." Dedi Hoseok ve hemen ardından Yoongi küfür ederek elini çekti. "Eline battı değil mi? Sana bana bırak demiştim." Yatağından eğilip Yoongi'nin elini tuttu ve kanı gördü.

"Rüyan bozuldu."

Hoseok ona anlamadığından yüzüne baktı. Yoongi gülüyordu.

Ve gözlerini açtı.

Şimdi iş yerindeydi. Bir elin biçimli parmaklarının saçlarında gezdiğini hissetti ancak tepki vermek için çok yorgundu. Elini yavaşça saçına çıkardı ve kafasının üzerindeki ele dokundu. Kafasındaki el, oradan ensesine yol aldığında gıdıklandı ve bu onu güldürmüştü.

"Neye gülüyorsun?" Yanına Jimin geldi. Tebessüm ederek önüne yoğun bir kahve bıraktı. "Tüm ödevleri üzerime yığamazsın. Uyanık kalmalısın."

"Özür dilerim." Hoseok gözlerini ovalayarak doğruldu. "Uzun zamandır uykusuzluk çekiyorum."

Jimin güldü. "Şu an uyuyorsun ama." Dedi şakacı bir tonda.

"Anlamadım?"

"Şu an uyuyorsun öyle değil mi?"

Jimin uzandı ve elini çimdikledi.

Hoseok cırlayarak elini çekti. "Acıdı Jimin!"

Jimin Japon animelerindeymiş gibi kafasını sağa yatırdı ve tatlı olduğunu düşünerek kafasına yavaşça vurdu ㅡJapon animelerindeki saçma kızlara benzeyen haline karşı kusmak istediğini gerçeğini değiştirmiyordu. "Rüyada olduğunu sanıyordum." Dedi kafasını sallayarak ve ardından ekledi. "O zaman uyanman lazım. Artık rüyada olmadığını biliyorsun." Son gördüğü Jimin'in yüzüydü.

Ve gözlerini açtı.

Yoongi karşı koltukta telefonuyla oynuyordu. Bu gerçek olan mı? Bununda rüya olduğunu anlaması çok sürmedi. Evin içinde lanet köpükler vardı.

Jimin'i unutmuştu.

"Neye bakıyorsun?"

Hoseok kafasını kaldırdı. "Efendim?" Yoongi'nin hangi ara karşısına geldiğini görmemişti. Hala rüyada olduğunu düşündü.

"Aç görünüyorsun."

Hoseok ağzını araladı ve birden ne kadar acıkmış olduğunu fark etti."Evet sanırım acıktım." Dedi Yoongi'e.

Yoongi yemek hazırlayacağını söyleyip mutfağa ilerledi.

Hoseok'da yardım etmeye arkasından gidecekti ki, beline bir kol dolandı ve onu geriye doğru çekti. Ancak kol görünmüyordu. Sadece öyle olduğunu hissetmişti ve bu çığlık atması için yeterliydi. Kıyafeti görünmeyen bir el tarafından buruşmuş, çekilmiş ve beli açılmıştı.

Bacağı titrediğinde belindeki kolu sonunda silikte olsa görebildi. Kafasını çevirip yüzünü görmek istemişti fakat kolun sahibi buna izin vermedi ve diğer eliyle yüzünü kavrayıp önüne döndürdü. "Uyan artık." Oldukça kalın bir tınıyla fısıldadığında Hoseok son bir kez gözlerini açtı.

***

Pek özgün bir konusu yok, yani piyasadaki fiklerin yarısından çoğunun konusu; bir rüyada mıyım, bunlar gerçek mi diye... VHope'da bundan eksik kalmasın dedim, yorum yaparsanız çok mutlu olurum. Oya gerek yok yorum yapında muhabbet edelim yahu djsbdndbd ve yazım yanlışlaro içim şimdiden bol bol özür diliyorum, çok fazla hata yaptığımın farkındayım ㅠㅠ

ayrıca birincisi fik angst değil ikincisi korkmayın, fik korku da değil dlsldksldk

52 hertz Where stories live. Discover now