Alış veriş  merkezine  yaklaşırken  trafiğin  akışı  daha da  yavaşladı . Benim  gibi  mezuniyet  alış verişini  son dakikaya  bırakan  genç  popülasyon  çoğunluktaydı  anlaşılan . Zar zor  ilerleyen  taşıtlar  arasında  bende  kendime  yol bulmaya  çalışıp  , içimden de   ' İnşallah  arabayı  park  edecek  yer  bulabilirim ' diye  dua  ediyordum . Neyse ki  bugün  şanslı  günümdeydim  alışveriş merkezinin  en alt  katlarında  bulunan buna  ' Yerin  yedi kat  dibi " diyebiliriz  , çünkü  bu gibi  merkezlerin  park  alanlarının  kişi üstünde  bıraktığı  etki  buydu . En azından  benim  üzerimde  bıraktığı  his  bu ..  Sadece  alanda  iki tur  atarak  yer  bulabilmiştim .

Arabadan inip yönümü bulabilmek için şaşkınca etrafıma bakındıktan sonra ışıkların yoğunlukla bulunduğu yöne doğru çabuk adımlarla ilerledim bir an önce bu serin ve ruh daraltıcı yerden çıkmalıydım . Alış veriş merkezlerini sevmiyordum evet doğru ama bundan  daha   önemli  olanı   buraların park yerlerinden fazlasıyla nefret ediyor  olmamdı .

Asansöre binip kıyafet satılan mağazaların çoğunlukta olduğu kata çıktım . Her katta duran ve her duruşta inen ve binen insan güruhundan kurtulabilmek için can havliyle kendimi dışarı attım . Derin ve rahatlatıcı bir nefes aldım demek isterdim ama tam olarak öyle olmadı derin nefes aldım ama aldığım nefes rahatlatıcı değildi . Bulunduğum kat asansörün içi kadar sıkış tepiş olmasa da rahatlatıcı nefese fırsat vermeyecek kadar kalabalıktı .

Tanınmış bir mağazanın önünde durup çantamdan telefonumu çıkardım ve annemi aradım . Birkaç çalıştan sonra telefonun karşısında yüksek tonda  çıkan annemin sesini duydum . Tek duyduğum onun sesi değildi tabii geriden gelen uğultu onunda kalabalık bir yerde olduğunu gösteriyordu . Soracağım sorunun cevabı kendiliğinden verilmişti kadıncağız buradaydı . Ama yine de anlamsız da olsa sordum

" Anne geldin mi ? "

" Evet tatlım , geldim . Sen ? "

" Bende geldim elbise mağazalarının olduğu kattayım sen neredesin ? "

" Ben de o kattayım "

Dedikten sonra önünde bulunduğum mağazanın adını söyledim ve telefonu kapatarak onun yanıma gelmesini bekledim . Allah dan çok beklememe gerek kalmadan ismimin seslenildiğini duydum ve annemin beni bulduğunu anladım .

İlk olarak önünde bulunduğumuz mağazaya girdik ve yarım saate yakın baktıysak da geceye uygun bir kıyafet bulamadık . Oradan çıkıp başka bir kaç yere daha baktık . Son girdiğimiz yere girmeden önce yorulmuş olmamın vermiş olduğu tahammülsüzlükle

" Anne ne olursa olsun elbisemi bu mağazadan alıp çıkalım " dedim . Artık giyip çıkarmaktan yorulmuştum . Filmler de kızlar sevgilileriyle kıyafet almaya giderler türlü çeşitli kıyafetler giyerler , giydikleri elbiseleri sevgililerine yüzlerinde kocaman bir gülümseme ile kendi eksenlerinde dönerek şevkle gösterirler ya .Belki alışverişe Gönen ile gelmiş olsaydım bende böyle davranabilirdim ama annemle gelmiştim ve yorulmuştum . Aslında düşününce Gönen ' le de gelmiş olsaydım güle oynaya kıyafet deneyemezdim . Çünkü giyinme soyunma kabinlerinin daracık kullanma alanların da elbise giyip çıkarmak , her kıyafet deneyişte daha da artan vücutta ki ter miktarı , bir sonra ki kıyafetin bedene daha da yapışmasını sağlarken, seri olarak hareket etmek imkansız olup bu eylemler bana işkence olarak geri dönerken suratım da hissetmediğim yapmacık bir gülümseme ile gösteri yapamazdım . Evet bu konular da çok şikayet ettiğimi biliyorum ama ne yapabilirim ki hissettiğim duygular bunlar .

Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now