" Kızım  beş , oğlum  ise  dört  yaşında "

    Ben  bu  kadar  küçük  olacaklarını  hiç  düşünmemiştim . Düşünmemiştim  ama  Gülfem  hanımı  gördükten   sonra   tahmin  edebilirdim . Çünkü  kadın  çok  gençti  yaşları  büyük  çocukları  olamazdı .

     " Bugünü  tanışma  için mi  ayıralım  yoksa  hemen  derslere  başlayalım mı ? "

     " Siz  bilirsiniz  öğretmen  sizsiniz "

     Çocukları  görmek  için  daha  fazla  beklemenin  gereksiz  olduğunu  düşünerek

   "  Çocuklarla  tanışabilir miyim ? "

    " Ah  tabii , elbette " dedikten  sonra  yine  kendi  tarzında  zarif  bir  hareketle  yerinden  kalkıp  salondan  ayrıldı .

      O  gittikten  sonra  bende  çevremi  incelemeye  başladım .  Bulunduğum  yerin  yerleşmemiş  bir  havası  vardı . Buraya  yeni  taşındıklarını  biliyordum  o  yüzden  tam  olarak  yerleşememiş  olabilirlerdi  ama  onun  dışında  sanki  her an  tası , tarağı  toplayıp  gidebilirlermiş   hissiyatı  veriyordu  salondaki  az  ve  ruhsuz  olan  eşya  popülasyonu .  Eşyaların  karekterleri  ve  aidiyetleri de  yoktu  sanki . Kişisel  objelere de  pek  rastlayamamıştım . Kelimenin  tam  anlamıyla  otel  odası  havası  vardı  ortamda . Kaç  dakika  geçti  bilmiyorum  ama  bana  uzun  gelen  sürenin  sonunda  salonun  girişinde  önde  kumral  uzun  dalgalı  saçlı , tombul  yüzlü  güleç  bir  kız  çocuğu  , onun  hemen  arkadında da  erkek  çocuğu  belirdi .

      Salonun  ortasına  doğru  çekingen  adımlarla  ilerlerlerken  anneleri de  ikisinin  sırtına  ellerini  koymuş  yürümeleri  için  cesaret  ve  destek  veriyordu .

    
       Çocukların  salona  girdiklerini  görür  görmez  oturduğum  yerden  kalkıp  onlara  yaklaştım . Kız  olanı  güler  yüzü  ve  sevimli  konuşmasıyla

      " Siz  bize  keman  çalmayı mı  öğreteceksiniz ? "  diye  sordu .

   Ona  cevap  verirken  rahat  göz  teması  kurabilmek  için  bacaklarımı  büküp  ona  doğru  eğildim

    " Evet  ben  sizin  müzik  öğretmeniniz  olacağım . Tanışalım mı  ?  Benim  adım  Şebnem  senin  adın ne ? "

      Hiç  tereddüt  etmeden , sosyal  bir  çocuk  olduğunu  gösteren  hareketlerle

    "  Benim  adım da  İdil  " dedi

    Biraz  yanına  dönüp  erkek  kardeşinin  sırtından  hafifçe  ittirip  bana  doğru  yaklaştırarak

     " Bu da  benim  küçük  kardeşim  Aras " dedi

   Bunu  der  demez  küçük  oğlan  yüksek  sesle  itiraz  etti

    "  Ben  küçük  değilim , ben  büyüğüm  , ben  İdil ' den  büyüğüm " dedi .

  O kadar  sevimli  ve  küçük  çocuklara  yakışan  bir  öfkeyle  konuşuyordu ki  dikkatimi  ona  verip  , elimi  çenesine  koyup  bana  bakabilmesi  için  hafifçe  kaldırdım .  Gözlerini  gözlerime  diktiğinde  eve  ilk  geldiğim  zaman  Gülfem  hanımı  gördüğümde ki  tanıdıklık  hissi  tekrar  beynime  dolmaya  başladı . Bu  çocuk  bana  çok  tanıdık  ve  can alıcı  şekilde de  yakın  gelmişti . Bir  süre  gözlerin de  ve  yüzünün  her  tarafında  gezdirdiğim  bakışlarımı  sabitleyip , tam  bir şeyler  söyleyecektim  ki  İdil  konuşmaya  başladı

Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now