3-Çilli Melek

9.7K 1K 64
                                    

Not: Kapak için aycamelekcanli ya çok teşekkürler <3 iyi ki varsın tatlım :*

Bölüme gelecek olursak, beni tereddütte bırakan noktaları çok oldu. Ama böyle sert bir sonu olmasaydı da Beril o kararı verip düştüğü yerden kalkamazdı.Şimdilik dramı geçmiş sahnelerimizle yumuşatıyoruz. günümüz kısmı da bu kadar ağır depresyon devam etmeyecek ama korkmayın. Ara ara kötüleyip sonra dramı azaltacağız yani. Sizi seviyorum :)

"Beril Hanım döktürmüş yine."

Ablam haklıydı. Tüm ev sigara böreği kokmuştu, yarısından fazlasını ağzı kapaklı bir tasa koyarak soğumadan götürme umuduyla sandaletlerimi giymek için kapının yanına ilerledim.

"Sizinkiler mutfakta abla ben bunları Hatice Teyzelere götürüyorum. Hemen gider gelirim."

Okumakta olduğu Yasin'in kapağını kapatan annem namaz örtüsünü omuzlarına indirip oturduğu koltuktan kalktı.

"Otur yemeğini ye, sonra götürürsün. Baban kahveden erken gelirse ne diyeceğim? Ege Bey üniversiteye başladığından beri her yaz aynı şey. Başlama yine Beril."

"Hatice Teyze ile konuşurken lafı geçti. Şimdi götürmezsem ayıp olur anne. Hem ben Eda için yapıyorum. Ege Abi'nin bugün gelmesi tamamen tesadüf. Kısmetinde varmış o da yiyecek."

'Sen onu benim külahıma anlat' der gibi baktı ve onaylamayan bakışlarını üzerimde gezdirerek yanıma yürüdü.

"Ben senin neyi neden yaptığını bir bakışından anlarım Beril. Eskiden çocuktun, Ege'ye olan hayranlığına gülüp geçiyorduk ama artık kocaman kız oldun. Ayıp, laf söz olacak bak kendi adını çıkaracaksın. Böyle devam edersen Eda ile görüşmene de izin vermem. Bizi insanların ağzına sakız etme."

Her zamanki gibi hevesim kursağımda kalmıştı. Azarını duymazdan gelerek sandaletlerimi ayağıma geçirdim.

"Elimde börek var anne, çiçeğimi çikolatamı alıp Ege'yi istemeye gitmiyorum."

"Bu gidişle yakında onu da yaparsın."

Ablam beni sinir etmek için lafa karışınca hak ettiği cevabı annemden aldı.

"Burcu! Laf mı dinliyorsun sen burada? Gir mutfağa salatayı yap."

Oflayarak mutfağa giden ablamın ardından kapıyı açıp bahçeye çıktım.

"Doğduğum günden beri Hatice Teyze'nin evine istediğim zaman girip çıktım ben, şimdi bu yaştan sonra Ege ya da başkası yüzünden farklı davranacak değilim. Sen merak etme annelerin en güzeli, babam da sen de benim canımsınız. Sizi zor durumda bırakacak hiçbir şey yapmam."

***

Bahçeden çıkıp Eda'nın evine gidene kadar bir dakika bile soluklanmadan koştum. Babam gerçekten hava karardıktan sonra sokakta olduğumu görürse çok kızardı. Ayrıca börekler soğumadan götürmek istiyordum. Tam bir yıldır Ege'yi görmemiştim. Gerçi Eda ziyaretine gittikleri zaman çekindikleri fotoğrafları göstermişti ama canlı olarak görmeye benzemiyordu. Bu yıl yurttan çıkıp eve yerleştiği için Hatice Teyze her fırsatta yanına gidip evini temizlemek, yemek yapıp çamaşırını yıkamak bahanesiyle oğlunu kontrol etmişti. Haliyle Ege'nin kasabaya gelmek için fırsatı olmamıştı, belki de gelmek istememişti.

Meyve bahçelerinin, üzüm bağlarının arasından geçip evlerinin ışıklarını gördüğümde yavaşlayarak kendime çeki düzen vermeye çalıştım. Acaba akşam yemeği için geç mi kalmıştım? Ege ilk akşamdan arkadaşlarıyla dışarıya çıktıysa onu yine göremezdim. Nefes nefeseydim ama bunun sebebi buraya kadar koşmuş olmam değil, onu görecek olmamın heyecanıydı.

Umudun Külleri (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin