14. BÖLÜM: "ANKEBÛT"

60.5K 4K 2.7K
                                    

Bölüm Şarkısı: "Büyük Ev Ablukada - En Güzel Yerinde Evin"

Mini not: Paragraf arası yorumlarınızı çok önemsiyorum. Ne kadar çok yorum ve vote olursa o kadar hızlı yazmak istiyorum... Keyifli okumalar ♡

*Ankebût: Dişi örümcek

Leyna Ersen

Leyna Ersen

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

14. BÖLÜM: "ANKEBÛT"

Caddede her gün olduğu gibi insanların adım sesleri, dudaklarından dökülen sözcüklerin uğultusu, bir yerlere yetişmek uğruna atılan aceleci adımlar, arabaların korna gürültüsü bugün daha az göze batıyordu. Serçeler bile, kaldırımlarda daha sakin dolaşıyordu. Her geçen gün buraya daha fazla alıştığımı o saniyede anlamıştım.

Kasıklarıma saplanan sancıyla, mağazanın önünde duraksadım.

Ellerim koca bir yaradan sızan kan şelalesini durdurmak istercesine kasıklarıma gittiğinde titreyen bacaklarımın üzerinde dengemi güçlükle kurabiliyordum.

"Sanırsam biri beni bıçaklıyor." dedim kendi kendime, "Ya da sadece regl oluyorum."

Regl olmaktan daha kötü bir şey varsa o da bir çocuktur diyerek kendime verdiğim teselli ile rahatlatıcı bir nefes aldım. Saat sabahın 05.55'iydi ve mağazanın önünde cenin pozisyonunda, çikolata şelalesi eşliğinde ağlayarak gülmeme, karnıma bastırdığım sıcak su torbasına çok sıcak diye trip atmama, birkaç kişiyi bıçaklamama ve ağlayarak cenazelerine taziyeye gitmeme az kalmıştı.

Bu ani ruh hali değişimlerime bakacak olursak evet, sadece regl oluyorum.

"İçeri girecek misin yoksa istifa mı edeceksin?"

Savaş Bey'in imalı sesini duyduğum an, ellerimi kasıklarımın üzerinde kurduğu baskıdan çekerek çantamın aşınmaya başlamış sapına sıkıca geçirdim. Ardından hemen arkamda, mağazasına girmek için bekleyen bedenine yol vermek için bir adım geriledim.

"Buyurun, siz girin." diyerek geçmesi için geriye çekildiğimde suratıma gaddarlıkla bakan bir çift gözle kesişti gözlerim.

"İstifa ediyorsun, anladım."

"Hayır." dedim kararlı bir sesle, bir şey söylemeden ve tekrardan bana yer vermeye yeltenmeden mağazaya girdiğinde arkasından küçük yumruk salvoları atmamak için kendimle mücadele veriyordum.

Evet, regl.

Küçük ve titrek adımlarla onu takip etmeye başladım. Kasıklarımda tepinen canavar, sağ, sol, aparkat fark etmeksizin tüm kroşelerini derime gömmeye devam ediyordu. Acı içinde uzun tırnaklarımı avuç içime batırdım. Sadece acının konumunu değiştirmek gibi beyhude bir çabanın eşiğinde geziniyordum.

Savaş Bey, odasının kapısını açıp büyük adımlarla odasına girdiğinde ondan beklenmeyecek bir centilmenlikle kapıyı benim için tutmasını bekledim, tutmadı. Kapı büyük bir hezimetle suratıma çarparken olduğum yerde yeni doğmuş bir bebek gibi iniltiyle ağlamak istedim, ağlamadım.

BANA KENDİMİ VERWhere stories live. Discover now