22. BÖLÜM "RİYAKÂR"

83K 4.7K 4.2K
                                    

Bölüm şarkısı: "Seksendört - Aklımı Geri Ver
Nilüfer - Seni Bekledim Öptüğün Yerde
Nazan Öncel - Gitme Kal Bu Şehirde"

Bölüm hedefi: 1.7K vote + 2.1K yorum

Riyakâr: Yalancı, iki yüzlü.

(Hepiniz Kısmetse Olur Melis gibi okudunuz biliyorum çünkü ben de bshsjxl)

Keyifli okumalar!

22. BÖLÜM: "RİYAKÂR"

Her yanımı ürpertiyle saran ve tehlike kokan bir mırıltı vardı sanki sesinde

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her yanımı ürpertiyle saran ve tehlike kokan bir mırıltı vardı sanki sesinde. İri ve güçlü bedeninden yayılan o rahatsız edici sıcaklığı hissedebiliyor, teninin yoğun erkeksilik kokan taze duş jelini alabiliyordum. Geçen her dakikayla daha fazla titredim o büyünün tesirinde.

"Savaş..." dediğimde dudakları, boynumda bir hengâmeyle atan damarımın üzerinde gezindi. "Bir saniye bekle..." diyerek üzerimdeki baskısını azaltmaya çalıştım.

Bir itiraz dolusuyla aralanan dudaklarımın üzerine ıslak dudaklarını yapıştırarak korkunç ızdırap yayan, kavurucu bir öpücükle susturdu beni. Dilinin yaptığı uzun ve telaşsız bütün hamleler, bacaklarımın arasında amansız bir sızıya neden oluyordu.

Saçlarına uzandı ellerim, aralarına daldı sertçe, sımsıkı kavradım. Kollarını bana dolamasıyla birlikte bedenim yay gibi kıvrıldı ellerinin arasında.

"Lütfen dur..." diye fısıldadım, fısıltımı hiç var olmamış gibi duymadı.

Ellerinden biri bacaklarımın arasına nazik bir hamleyle daldığında usulca açıldı bacaklarım; bedenim öyle uyarılmıştı ki sanki bir sobanın üzerinde alev alev yanıyordum, ateşim havale geçirircesine yükselmişti. Diğer eli usulca bacağımı avuçlamaya devam ediyordu. Dayanılmaz derecede hassas bir halde altında kıvrandım.

"Yapamayacağım." dedim, bakışları bedenimden aşağıya, parmaklarıyla beni aralamakta olduğu o saklı hazineye kaydı. "Çok korkuyorum, lütfen."

Gözleri, arsızca gezindiği noktadan bir an için ayrıldı. Başını kaldırıp kara fırtınaların estiği siyah gözleriyle baktı bana. Göğsü uzun süredir koşuyormuş gibi hızla soluk alıp veriyordu. Yüzü şehvetle yanmış, yanakları esmer tenine nazaran kızarmıştı. Bana yanmıştı, benim için duyduğu o şehvetle yanmıştı. Üstelik benim bütün yaptığım çaresizce karşılık vermekti ona.

"Bu ilk mi?" diye sorduğunda tıpkı onun gibi nefes nefeseydim. Utanmanın, sıkılmanın çok ötesine geçmiş, kollarına sımsıkı yapıştığım adamın altında korkudan titriyordum.

Başımı salladım.

Titreyen kirpiklerimin altında yatan bakışlarım onunkilere kilitlenmiş, ayıramıyordum. Gördüğüm tek şey gözlerindeki o vahşi, hırpani ve erkeksi hayal kırıklığının ateşiydi. İşte o an elinden alınan bir oyuncağın ardından bakarcasına baktı, küçük bir çocuk gibi, bana.

BANA KENDİMİ VERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin