Kapı açılınca Barlas beni içeri doğru yönlendirip önden girmemi sağladı. İçeri doğru ilerleyip odanın ortasında durunca merak ve hayranlıkla odayı inceledim. Oda dediğime bakmayın benim kızlarla kaldığım evden daha büyüktü.

Cam kenarında dışarıdaki eşsiz deniz manzarasına doğru dönük duran siyah beyaz deri L koltuk ve onun önünde cam işlemeli masa vardı. Sağ tarafımda kalan diğer cam kenarında ise iki tane sallanan sandalye duruyordu. Sol taraftaki duvarın yarısına kadar uzanan büyük bir bar masası ve üzerinde çeşit, çeşit içkiler vardı. Ayrıca sol tarafta iki tane kapı duruyordu. Açık olan kapıdan içeriyi görebilmek için kafamı hafifçe eğince yatak odası olduğunu anladım. İçeride büyük çift kişilik bir yatak, onun karşısında duvara monte edilmiş bir televizyon ve elbise dolabı vardı.

Ben odayı süzerken Barlas kapıyı kapatıp üzerindeki ceketi ve kravatı koltuğun köşesine fırlatarak oturdu. Kaşlarının çatıklığından ve çenesinin seğirmesinden hâlâ daha sinirli olduğunu anlayabiliyordum. Daha fazla sinirlenmesinden korktuğum için ağzımı açıp bir şey de söyleyemiyordum.

Böyle konuşmadan durmanın bir işe yaramayacağını düşünerek koltukta yanına oturup yüzümü ona doğru çevirdim.

''İyi misin?''

Sakince sorduğum soruya cevap vermesini beklerken o aksi gibi sadece camdan dışarıyı seyrediyordu.

''Değilim.''

Sesi her ne kadar sakin gelse de öyle olmadığını biliyordum.

''Büyük bir tepkiyle karşılaşacağımı biliyordum ama sana dokunacağını düşünemedim. Allah kahretsin! Aklıma geldikçe o kolunu koparmak istiyorum!''

Ellerini hırsla saçına daldırıp çekiştirince sakinleşmesi için ellerimi koluna koydum.

''Sakinleş artık. Zaten yeterince dövdün adamı, birkaç gün kendine gelebileceğini sanmıyorum. Hem bana da bir şey yapamadı zaten.''

Başını usulca kaldırıp yüzünü bana döndü. Gözlerime uzun, uzun bakınca dayanamayıp avuç içimi yanağına bastırdım. Ellerim yüzünü bulunca gözlerini usulca kapatıp elime iyice yaslandı. Bu hallerine alışkın olmasam da hoşuma gitmişti. Keşke hep böyle uysal olsa...

Gözlerini açıp birden kollarını bana dolayarak göğsüne bastırdı. Kollarıyla beni sımsıkı sarmalarken kokumu içine çekip omzuma öpücükler konduruyordu. Ani hareketinden dolayı şaşırsam da halimden memnun olduğum için kafamı göğsüne yaslayıp kokusunu iyice içime çektim.

''Sana başkasının dokunmasına dayanamam. Sen sadece benimsin.''

Fısıltıyla söylediği sözler kalbimin en derinlerine işlerken ona daha sıkı sarılıp boynuna öpücük kondurdum.

''Sadece seninim.''

**************

Duygusal yakınlaşmamızdan sonra Barlas'ın siniri geçmişti. Şu an eşofmanlarımızı giymiş karşılıklı oturarak yemek yiyorduk. Aklımda ise neden ev yerine buraya geldiğimiz sorusu vardı.

Barlas önündeki yemeğe konsantre olmuşken tek kaşımı kaldırarak sordum.

''Allah aşkına o avizeye ne kadar para yatırdın?''

Gözlerini üzerime dikip anlamsızca bakınca hiç istifimi bozmadım. Ne yapayım? Gerçekten merak etmiştim.

''Neyden bahsediyorsun?''

Elimdeki tabağı önümdeki sehpaya bırakıp sırtımı geriye doğru yasladım.

''Otelin girişindeki avizeden bahsediyorum. Elmas mıydı o?''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Where stories live. Discover now