22.Bölüm

145K 4.5K 868
                                    

Multimedia: Barlascığımız :3 :D



Sabah şirkete geldiğimde revire gitmek için asansörü bekledim. Asansör geldiğinde içeride üç tane kız vardı. Ben binince suratlarını buruşturup fısıldamaya başladılar.

''Kızlar duydum ki şirketimizde çalışan birisi yerini ve haddini unutup Yavuz Bey'i ayartmaya çalışıyormuş.''

''Gerçekten mi? Kim bu kendini bilmez hadsiz?''

''Bilemiyorum ancak güzel bile değilmiş. Artık neyine güvenip böyle bir şey yapmaya çalışıyorsa.''

''Merak etme canım patronlarımızın hiç biri zevksiz değil. Öyle bir kıza bakmazlar. ''

Kulaklarıma inanamıyorum. Resmen benim olduğumu bilerek böyle söylüyorlardı. Neymiş ayartıyormuşum. Neymiş hiç biri zevksiz değilmiş.

İçlerinden birisi kendilerine yeşil ışık yaksa hepsi sülük gibi yapışır. Bir de geçmiş bana laf atıyorlar.

Ama onların seviyesine inip hiç cevap vermeyecektim. Böylelerini bildiğim için kesin biz sana mı dedik ne diye üstüne alınıyorsun derlerdi.

Ama cevap vermezsem de içimde kalırdı.

Asansör benim ineceğim kata geldiğinde tam inerken dayanamayıp lafı yapıştırdım.

''Haddiniz olmayan konularla uğraşıp kıskanacağınıza, biraz çalışın sizinde olsun.''

Onların cevap vermesini beklemeyerek asansörden indim.

Çok iyi yaptım. En azından içimde kalmamıştı.

Pis kokonalar. Giymişler mini etekleri bir de millete laf ediyorlar. Tabi yüzleri güzel olmayınca vücutlarından kazanmaya çalışıyorlar.

Sabah sabah yine sinir olmuştum.

Revire girdiğimde Kaan asık suratımı görüp bir süre süzdü.

''Bir şey mi oldu Cansu?''

''Sadece sabah sabah birkaç kişi sinirimi bozdu.''

''Yoksa şu dedikodu hakkında bir şey mi söylediler.''

''Ne dedikodusu?''

''Hani sen ve Yavuz Bey ile olan.''

''Sen de mi biliyorsun?''

''Benim de kulağıma geldi ama inanmadığım için sorma gereği duymadım.''

''Bana güvenmene sevindim.''

''Burada bu tarz dedikodular çok olur. O yüzden fazla kafana takma.''

''Deniyorum ama pek başardığım söylenemez.''

''Sende haklısın ama kafana takarak sadece kendi canını sıkarsın.''

''Haklısın. Neyse sabah sabah seni de kendi derdimle sıktım. Kapatalım konuyu.''

''Eğer konuşup dertleşmek istersen her zaman dinlerim. Sakın sıkıldığımı falan düşünme.''

''Sağ ol.''

Revir yine öğlene kadar sakindi. Fazla bir işimiz olmadığından zamanı oturup sohbet ederek geçirdik.

Artık her gün öğle yemeğine Jale ile gidiyordum. Dışarıdan itici gibi görünse de aslında çok iyi bir kızdı. Kısa zamanda iyi anlaşmıştık. Yemek vakti geldiği için yine Jale'nin yanına gittim.

''Jale işin bittiyse yemeğe gidelim mi?''

''Canım bu gün biraz meşgulüm. O yüzden yemeğe gidemeyeceğim. Sen beni bekleme.''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu