9.Bölüm

197K 6K 1.2K
                                    


Ertesi gün erkenden uyandım. Uyku tutmadığı için aşağıya inmeye karar verdim. Büyük ihtimal herkes uyuyordur diye düşünmüştüm.

Aşağıya indiğimde ilk önce salona baktım. Kimse yoktu. Bende bahçeye bakmak için pencereye doğru yaklaştım ve o sırada havuzda Barlas'ın yüzdüğünü gördüm. Sabahın bu saatinde neden yüzdüğüne anlam verememiştim. Ben düşüncelere dalmış onu izlerken havuzdan çıktı ve beline havlusunu sardı. O sırada bende onu inceliyordum. Gerçekten çok kaslıydı ve çok sert bir görüntü çiziyordu. Vücudundaki birkaç yara izi dikkatimi çekti. Daha önce görmemiştim. Ben onu incelerken o da beni gördü ve yüz yüze geldik. Çok utanmıştım. Hemen kafamı çevirip içeriye girdim. Sanki onu dikizlerken yakalanmışım gibi bir durum oldu. Bu düşünceyle yüzüm iyice kızardı. O sırada kapıdan Barlas içeri girdi.

''Hayırdır küçük? Hayatında hiç benim gibi yakışıklı bir erkek görmedin mi?'' dedi sırıtarak.

Bu söylediğiyle daha da utanmıştım.

''Ben sadece uyku tutmadığı için dışarıya bakıyordum. Seni izlemiyordum.''

''Benim gördüklerim tam aksini söylüyor ama.''

Daha fazla kızarmamak için,

''Özür dilerim.''deyip mutfağa doğru hızlı hızlı gittim.

Doğrusunu söylemek gerekirse gerçekten çok yakışıklıydı. Bu yüzden bende onu öyle görünce izlemeye dalmıştım. Bunun yüzüme vurulmasıyla daha çok kızarmıştım.
Mutfağa girdiğimde Aliye sofrayı hazırlıyordu. Bende ona yardım ettim ve bir süre sonra içeriye Cüneyt'le Barlas girdi ve yerlerine oturdular.
Bende biraz önceki rezillikten dolayı kafamı kaldırmadan kahvaltımı etmeye başladım.

Aradan iki - üç gün geçmişti ve hala bana ne yapmam gerektiğini, niye beni kaçırdıklarını söylememişlerdi. Bende sormaya cesaret edemiyordum. Bu süre zarfında kaçmak için bir yol düşündüm fakat hiçbir fikir bulamadım. Zaten ev çok güvenliydi. Bahçeye bile çıkamıyordum. Kaldı ki kaçabileyim.
Bir süre sonra kapım tıklandı ve Aliye içeri girdi. Bu bir kaç gün içinde onunla ne kadar konuşmak istesem de konuşamamıştım.

''Barlas Bey seni aşağıda bekliyor.''

''Ne için?''

''O kadarını bana söylerler mi sanıyorsun?''

''Peki. Geliyorum.''

Galiba sonunda ne istediklerini söyleyecekti. Hemen kalkıp üstümü düzelttim ve aşağı salona indim.

Aşağı indiğimde Cüneyt ve Barlas karşılıklı içki içiyorlardı. Beni fark ettiklerinde,

''Otur.''

Koltuğa oturdum ve merakla ne söyleyeceğini beklemeye başladım.

''Evet küçük. Hani senden ne istediğimi merak ediyordun ya, sonunda öğreneceksin.''

Bu dediğiyle kulağımı iyice kabarttım ve anlatacaklarını dinlemeye başladım.

''Benim ortak olduğum şirketlerden birinin revirinde çalışacaksın.''

Bu dediğine anlam veremedim. Bir insan neden birisini kaçırıp kendi şirketinde çalıştırır ki?
Ben bunları düşünürken devam etti.

''Daha doğrusu o göstermelik işin olacak. Bu sayede ortağıma yakın olacak ve onu artık kendine aşık mı edersin yoksa ayartır mısın bilemem, ondan hisselerini bana devrettiğine dair imza alacaksın.''

''Anlayamadım. Ne demek istiyorsun?''

''Söylediklerim gayet açık. Bir nevi casus olacaksın.''

''İyi de ben nasıl imza alırım? Beceremem ki. Ayrıca sen neden kendin almıyorsun imzayı?''

''Çok soru soruyorsun küçük. İmzayı kendim alabilsem senin gibi bir acemiyle neden uğraşayım? Adam imzalayacağı her şeyi evine götürüp orada imzalayıp kasasına kilitliyor. Evine de ailesinden başka kimseyi almıyor ve başka bir yerde misafirlerini ağırlıyor. Ayrıca evi de benim evim gibi çok iyi korunuyor. Senin görevinde onu kendine aşık edip evine girip imzasını almak. Yeterince açıklayıcı oldu mu? ''

''Ama benim gibi birisine neden baksın? Ayrıca benim hiç sevgilim bile olmadı nasıl bir adamı etkileyeceğim? Ben yapamam.''

''Anneni çok seviyordun değil mi?''

Gözlerim kocaman açıldı. Bir süre sessiz kaldım.

''Tamam dediğini yapmaya çalışacağım.''

''Çalışmayacaksın. Yapacaksın. O zaman şimdi yeteneklerini gösterme vakti.''

Yine o yandan gülüşlerinden birini atmıştı.

''Ama anlamadığım şey neden benim gibi birisini böyle bir iş için kaçırdınız? Benden daha güzel ve bu işi daha iyi yapabilecek kadınlar var.''

Cüneyt araya girerek,

''Çok safsın güzelim.''

O sırada Barlas sırıtarak tekrar konuşmaya başladı.

'' Adam senin gibi saf ve temiz kızlarla oynamayı seviyor napalım.''

Ardından Cüneyt araya girdi.

''Evet güzelim detaylara gelecek olursak adamın ismi Yavuz Soydan. Yirmi sekiz yaşında. Çalışacağın şirket adamın kendi şirketi ve bizde ortağız. Seni o şirkete birazcık torpille aldıracağız. Kimliğini değiştireceğiz ve revirde çalışmaya başlayacaksın. Ayrıca artık burada değil başka bir evde kalacaksın. Ama hemen sevinme seni yalnız bırakmayacağız.''

Bir an kaçabilme şansım olabilir mi diye düşündüm. Belki de şirkette ki birisinden yardım isteyebilirdim.

''Kalacağın evde bizim için çalışan iki kadın olacak ve korumalardan biriside güvenlik görevlisi olarak kalacağınız apartmanda çalışacak. Ayrıca adamlarımızdan birisi de seni uzaktan takip edecek.''

''Hatırlatmama gerek olduğunu sanmıyorum ama belki unutursun diye bir kere daha söyleyeyim. Eğer anneciğini çok seviyorsan yanlış bir şey yapmazsın.''

'' Barlas haklı. Haa bu arada annene yardımcı olması için yanına bir hizmetçi gönderdik. Maksat iyilik olsun.''dedi ve pis pis sırıttı.

Söyledikleriyle yüzüm birden kireç gibi oldu.

''Pekala. Dediğinizi yapacağım. Ama sizden bir şey rica ediyorum.''

Cevap gelmeyince devam ettim.

''Lütfen annemle bir kere konuşmama izin verin. Benden haber alamayınca çok merak etmiştir. Hiç değilse bir bahane uydurayım beni merak etmesin.''

''Uslu bir kız olursan düşünürüz.''dedi Barlas.

''Teşekkür ederim.''

Cüneyt araya girip,

''Söyleyeceklerimiz şimdilik bu kadar. Odana gidebilirsin. Bir iki güne işe başlarsın.''

Kafamı sallayıp salondan çıktım ve odama gittim.

Odaya girdiğimde yatağa yatıp ne yapacağımı, bu işin altından nasıl kalkacağımı ve annemi düşündüm.
Ben bunları düşünürken hava çoktan kararmıştı.

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Where stories live. Discover now