35. Bölüm

126K 4.1K 652
                                    

Multimedia: Yakışıklı Barlascığımız :D (Bölümü okuyunca resimi daha iyi anlayacaksınız ;)) Müziği de bilenler bilir :D Dinlemenizi tavsiye ederim.


Barlas'ın Ağzından

Elimden bir kaza çıkmasın diye yemekhaneden çıkıp odaya geldim fakat öfkeden yerimde duramıyorum. Odanın içinde dört dönüp saçlarımı çekiştirirken tekrar aynı sahneler gözümün önüne gelince hışımla kapıya doğru yöneldim.

Elimi kapının kulpuna atmıştım ki Cüneyt önüme geçti.

''Abi dur! Nereye gidiyorsun bu sinirle?''

''Çekil lan önümden! Sinirimi senden çıkarmayayım.''

''Abi, işler buraya kadar gelmişken olay çıkmasın şimdi. Sakin olmaya çalış.''

Ellerimi yumruk yaptım ve dişlerimi sıkarak sabır dilendim. Cüneyt'in kolundan tuttuğum gibi arkama doğru savurup kapıyı açtığım gibi sinirle revire doğru yol aldım.

Umarım elimden bir kaza çıkmazdı.

İçeri girdiğim gibi Beyza'yı gördüğün an esip gürlemeye başladım. Ne kadar bağırıp çağırsam da sinirim bir türlü geçmiyor, ona vurmayayım diye etrafa saldırıyordum.

Beni bu kadar sinirli görünce o da yaptığının farkına varıp hem korkmuş hem de korkudan kekelemeye başlamıştı.

Sinirim bir türlü geçmek bilmediğinden ona vurmamak için geldiğim gibi bir hışımla odadan çıktım.

Eğer bu sinirle şirkette biraz daha kalırsam Soydan' ı bir güzel benzeteceğimi bildiğim için arabama binip evin yolunu tuttum.

Sinirden o kadar hızlı sürmüştüm ki normalde yarım saatte geldiğim yolu on dakika da gelmiştim.

Arabayı gelişigüzel park edip hızlı adımlarla eve giriş yaptım.

''Abi? Bir sorun mu var?''

''İşinize dönün!''

Kapıda ki adamları umursamadan odama gidip üzerimdekileri yatağın üstüne attığım gibi banyoya girdim. Sıcak bir duş almazsam başka türlü sakinleşemeyecektim.

Duş alırken kafamdaki bütün düşünceleri uzaklaştırıp sakinleşmeye çalıştım. Tahmin ettiğim gibi işe yaramıştı. En azından artık birilerini öldürmek istemiyordum.

İşim bitince bir havluyu belime sardım ve diğeriyle de saçlarımı kurulamak için elime alıp banyodan çıktım. Saçlarımı kuruturken odanın kapısı çaldı.

''Abi ben Cüneyt. Müsaitsen giriyorum.''

''Gel kardeşim.''

Elindeki dosyayla içeri girip kapıyı kapattı ve bana doğru yaklaştı.

''Sinirin geçmiş gibi.''

''Geçti diyelim geçsin.''

Cüneyt anlamış gibi kafasını sallayıp elindeki dosyayı bana doğru uzattı.

''Geçen gün Beyza hakkında araştırma yapmamı istemiştin ya bulabildiğim kadarını bulup getirdim. İçinde ilgini çekebilecek birkaç şey var.''

Kaşlarımı çatarak elindeki dosyayı alıp masanın üzerine bıraktım.

''Lafı dolandırmadan anlat.''

''Kendin baksan daha iyi olur.''

Kafamı aşağı yukarı sallarken merakım artmıştı.

''Eğer başka bir şey yoksa ben gidiyorum abi. Birkaç işim varda.''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Where stories live. Discover now