18. Bölüm

169K 4.5K 870
                                    


Multimedia: Kaan'ın Kardeşi Can.



''Kızlar ben çıkıyorum yoksa yine geç kalacağım.''

''Tamam Beyzacığım akşama görüşürüz dikkat et kendine ve dediklerimizi unutma.''

''Unutmam. Görüşürüz.''

Evden çıktım ve geç kalmamak için hemen bir taksiye bindim. Dün çok yorulduğum için bu sabah Derin son anda uyandırmasaydı yine geç kalıyordum. Hızlıca üstümü giyip, bir iki bir şeyler atıştırıp evden çıktım. Ben hazırlanırken kızlar da bana ne yapmam gerektiği hakkında nasihat veriyorlardı. Neymiş işte Yavuz'a çok soğuk davranıyormuşum, eğer böyle devam edersem elde edemeden kaybedecekmişim. Evet belki haklı olabilirler ama yapamıyordum işte. Artık gerçektende atağa geçme vakti gelmişti. O sırada aklıma bir fikir geldi.

Taksiden indim ve şirkete gitmek yerine karşıda ki kahve dükkanına girdim. Yavuz beye teşekkür amaçlı kahve alacaktım. Geçen gün Jale buranın kahvelerini sevdiğini söylemişti. Tam olarak hangi kahveyi sevdiğini bilmesem de americanoyu seviyordur herhalde diye americano almıştım. Saate baktığımda biraz geç kalmıştım ama Kaan'ın bunu dert etmeyeceğini bildiğimden kahveyi hemen Yavuz beye verip öyle revire gitmeye karar verdim.

Şirkete geldiğimde daha fazla vakit kaybetmemek için asansöre binip 14. Katın düğmesine bastım.

Yavuz'un odasının önüne geldiğimde Jale'yi yerinde göremedim. Acaba henüz gelmemiş miydi? Belki de lavaboya falan gitmişti.

İlk önce odaya girip girmemekte kararsız kalsam da daha sonra kapıya vurup içerden cevap gelmesini bekledim.

''Girin.''

''Günaydın Yavuz bey.''

''Günaydın Cansu. Ne işin var sabah sabah benim odamda?''

''Ben dünkü yardımlarınız için size teşekkür amaçlı kahve almıştım. Buyurun bunu kabul edin.''

''Dün yeterince teşekkür ettin zaten buna gerek yoktu.''

''İçim rahat etmezdi.''

''Americano öyle mi? Bunu sevdiğimi nerden biliyorsun yoksa ajan mısın?''

Bir an söylediğine anlam veremeyip boş boş suratına baktım.

''Surat ifadeni değiştir lütfen çok komik oluyorsun. Sadece şaka yapmıştım.''

''Kusura bakmayın sadece espri anlayışınız benimkiyle pek uyuşmuyor da.''

''Öyle olsun bakalım. Bu arada madem bu kadar çok teşekkür etmeyi istiyorsun bu kahvenin yeterli olacağını sanmıyorum.''

''Ama biraz önce teşekküre gerek olmadığını söylemiştiniz.''

''Şimdi de fikrimi değiştirdim.''

''Peki ne yapmam gerekiyor?''

''Bana yemek ısmarlayabilirsin mesela.''

Aslında bu benim için iyi bir fırsattı. Bu sayede onunla biraz daha yakınlaşabilirdim.

''Peki kabul.''

''O zaman yarın akşama ne dersin?''

''Sizin için uygunsa bana fark etmez.''

''O zaman sen saati ve yeri kararlaştırıp bana söylersin.''

''Tamam o zaman. Başka söyleyeceğiniz bir şey yoksa ben işime döneyim.''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Where stories live. Discover now