4.Bölüm

242K 7.7K 1K
                                    


Aradan iki üç saat geçmişti ve hala arabanın içindeydik. Ağlamam geçip biraz sakinleşince,

''Sen kimsin? Neden beni kaçırdın?'' diye ona bakıp sordum.

Alayla bana bakıp sırıtarak cevap verdi.

''Kim olduğumu ve seni neden kaçırdığımı gideceğimiz yere varınca öğrenirsin.''

Bir süre sonra terk edilmiş evlerin ve yıkık dökük harabelerin olduğu bir sokağa giriş yaptık. Ben etrafı görünce iyice panik oldum. Araba bir harabenin önünde durdu. Arabadan inip kapımı açtı ve kolumu tutup çekiştirerek beni harabeye doğru sürüklemeye başladı. Ağlayarak ona baktım ve

''Yalvarırım bırak beni ne olursun. Ben sana ne yaptım, ne istiyorsun benden! Bırak gideyim.''

'' Boşuna yalvarma seni bırakmak gibi bir niyetim yok.''

Harabenin içine girdik ve ilerlemeye başladık. İçeriden sesler geliyordu ve ben giderek daha çok korkmaya başlıyordum. Hafif aydınlık bir yere geldik ve beni sertçe yere bıraktı.

'' Abi! '' diye birine seslendi.

Onun baktığı tarafa baktım ve seslendiği kişinin kim olduğunu anlamaya çalıştım.
Baktığım yerde bir tane adam vardı. Terli ve yarı çıplaktı. Eline bağladığı bezlerle karşısında ki kum torbasına yumruk ve tekme atıyordu. Ona seslenilmesiyle bize doğru döndü ve daha iyi gördüm.
Yaklaşık yirmi beş - otuz yaşları arasında, 1.90cm boylarında esmer, kaslı ,kalın kaşlı ve sert bir çehreye sahip olan bir adamdı.
Bizi görünce ilk bana sonra da arkamdaki adama soran bir ifadeyle baktı.

''Sonunda istediğin gibi birisini bulup getirdim.Tam 2 aydır takip ediyorum ve kimsesi yok tek başına yaşıyor bir annesi var ama o da yanında değil.''

O an bütün kuruntularımın boşa olmadığını anladım.

''Emin misin Cüneyt iyice araştırdın mı? Sonradan ufak tefek şeylerle beni uğraştırırsan ne yapacağımı çok iyi biliyorsun.''

O an ilk kez sesini duydum.

Sesi de görüntüsü gibi oldukça sert ve ciddiydi. Beni kaçıran kişinin de ismini bu sayede öğrenmiş oldum.

''Biliyorum abi. Her şeyi planladım.''

Daha fazla sessiz kalamadım ve konuşmaya başladım,

''Ne istiyorsunuz benden? Hiç birinizi tanımıyorum.''

Karşımda ki adam yavaşça gözlerini bana çevirdi ve yanıma yaklaşmaya başladı. Çenemi sıkıca tutup,

'' Tanımana gerek yok. Zamanla tanırsın. Ne istediğime gelirsek bunu da zamanla öğrenirsin'' Dedi sert ve soğuk bir şekilde.

''Senin isteklerini ne öğrenmek ne de yapmak istiyorum.''

''Senin isteklerinin önemi yok. Önemli olan benim ne istediğim.''diyerek ve çenemi sertçe bıraktı.

Hemen aklıma gelen fikirle içimde bir umut ışığı doğdu.

''Ben çalışıyorum. Eğer yarın işe gitmezsem en yakın arkadaşım şüphelenir evime gelir beni göremeyince de polise haber verir.''

Adının Cüneyt olduğunu öğrendiğim kişi araya girerek,

''Merak etme güzelim onu da düşündük. Ayrıca yakın arkadaşın olmadığını biliyorum.''

İçime doğan umut bir anda soldu.
Cüneyt kağıt ve kalem getirip önüme koyarak,

''İstifa dilekçeni yaz.''

Dediği şeyle beynimden vurulmuşa döndüm.

''Hayır! Kesinlikle olmaz.''

Karşımdaki adam tekrar bana dönüp,

''Seçim şansın yok. Zavallı annenin başına kötü şeyler gelsin istemezsin değil mi?''

Duyduğum şeyle bir kere daha yıkıldım. Ağlamamı ve hıçkırıklarımı durduramıyordum. Anneme bir şey yaparlarsa yaşayamazdım.

''Hadi Beyzacık. Bizi boşuna uğraştırıp vakit kaybettirme de dediğimizi yap.'' Dedi Cüneyt.

İstemeyerekte olsa kağıt kalemi alıp ağlayarak istifa dilekçemi yazdım.

''Aferin. İşte böyle uslu kız.''

Kafamı kaldırıp adını bilmediğim adama baktım.

O sırada birisi ''Barlas!'' diye seslendi ve hepimiz o tarafa döndük.

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ