*

Indria, Feng Li Kuan ve Shu Cerad imparatorluk odasının kapısına hızlıca geldiler ve çağırılmayı beklediler. Kısa bir süre sonra bekledikleri şey gerçekleşti ve hızlıca odaya girdiler. Odanın ortasında ayakta dikilen Ha Hwang kitap okuyordu. Onlara bakarken bir kaşını kaldırdı, "Ne oldu?" diye sordu.

Indria daha cevap veremeden kapı bir kez daha açıldı ve birisi ses hızında odaya girdi. Ha Hwang'ın önünde diz çökmüş vaziyette birisi ortaya çıktı. Bu kişinin tüm vücudu kanlar içerisindeydi giydiği zırh Qi Zhan Ling'in askerlerinin giydiği zırhlarla aynıydı!

Ha Hwang kitabı boyutsal yüzüğüne koydu, "Ne oldu birisi açıklasın!" hiddetli sesi odada yankılandı. Bir anda odaya giren asker başını kaldırıp tekrar indirdi, "Yüce imparatorum, sınır savaşını kaybettik! Generalimiz Qi Zhan Ling düşman generalini öldürmeyi başardı. Ancak düşman generalde ölmeden önce Qi Zhan Ling'in boynunu kırdı!" asker soluksuz bir şekilde konuşmuştu. Ha Hwang duydukları şeyler karşısında kaşlarını sıkıca çattı ve odadakilere nefes almayı zorlaştıran bir öldürme arzusu saldı!

Gözlerinin içi öldürme arzusuyla parlıyorken askere baktı, "Peki senin burada ne işin var?" öldürme arzusu ile dolu soğuk bir sesle söyledi. Asker sertçe yutkunduktan sonra, "Savaşı yenemeyeceğimiz kesinleştiğinde kaçmak zorunda kaldık." Ha Hwang ellerini kaldırdı ve avucunu sertçe Natural alemindeki askerin başına vurdu! Asker aldığı darbe ile ezilmiş bir nar tanesi gibi yere yapıştı.

"Bir askerin ilk yemini savaştan asla kaçmamaktır! Ve sen bu yemini bozdun tek cezan ölümdür." Ha Hwang'ın soğuk sesi odadakilerin kemiklerini titretecek soğukluktaydı. Sadece tek bir avuç darbesiyle Natural aleminin ortalarında olan bir askeri öldürmüştü.

İmparator alemindeki birinin önünde Natural alemi karıncadan farksızdı. Bunun için Ha Hwang enerji bile kullanmadan onu öldürebilmişti.

Askerinin cesedine bakan Ha Hwang yavaşça diz çöktü ve işaret parmağını kaldırarak havada bir kaç şey yazmaya başladı. Yazdığı şeyler harflere benzediği kadar aynı zamanda bir sembole de benziyordu. Ama ne olursa olsun havada yazdığı şeylerin hepsi derin bir güç barındırıyordu. Feng Li Kuan ve Shu Cerad o derin gücü hissetmemişti. Fakat Indria çok iyi hissediyordu. Ha Hwang yazdığı şeyi yazmayı bitirince sonuna bir nokta koydu ve üzerini çizdi. Bu olduğu an yazdığı şeyler askerin cesedini kaplamaya başladı ve askerin cesedi ayaklardan başlayarak üstlere doğru yavaş yavaş yok olmaya başladı! Indria, Feng Li Kuan ve Shu Cerad bu olayı şaşkınlıkla izliyordu. Asker en sonunda tamamen yok olunca Indria zihninden, "Usta bu nasıl bir teknikti?" diye sordu.

"Bu bir teknik değildi!Bu evrenin diliydi! Evren'in diline başka bir şekilde Ruh'un dili de deniliyor. Sadece çok yüksek anlama kapasitesine sahip insanlar Evren dilini kullanmaya hak kazanıyor. Evren'in diliyle çok güçlü savunmalar ve çok güçlü mühürler yapabilirsin ancak saldırı yapamazsın. Şimdi diyeceksin ki Evren dilini kullanmaya hak kazanan insanlar bunu nasıl anlıyor? Cevabı çok basit Evren'nin dilini kullanmaya hak kazanan insanların hepsinin zihninde evrenin sesi yankılanıyor. Ancak unutmaman gereken bir şey var herkesin evren dili tamamen farklıdır. Ve evren dilini güçlendirebilirsin ve bir mühür yaparsan başkasının evren dili seninkinden daha güçlüyse rahatlıkla o mührü kırabilir. Evren dili her meditasyon sırasında adım adım gelişmeye başlar. Eğer sen Evren dilini kullanmaya hak kazanır isen iki ruhun olduğu için her adımda iki kat daha fazla gelişeceksin." Gerçeği Gören Gözler tek nefeste tamamen anlatmıştı. Ancak Indria'nın yanında olan Feng Li Kuan ve Shu Cerad her şeyden habersizdi. İmparatora bunu sorabilecek cesareti kendilerinde bulamadıkları için sustular.

Askerin cesedi kaybolunca Ha Hwang'ın Evren dilide kayboldu Ancak Evren dilinin düzeltmediği bir şey vardı. Buda askerin kafasını vurunca zeminde bıraktığı izdi Ha Hwang elleriyle ize dokunduktan sonra iz hiç olmamış gibi düzeldi. Tekrar ayağa kalktı ve Indria, Feng Li Kuan, Shu Cerad'ı gözleriyle süzdükten sonra, "Ne oldu?" soğuk kelimeleri aynı bir hançer gibiydi. Duygusuz Shu Cerad bile içinde tedirginle bir adım öne atarak her şeyi anlatmaya başladı.

IndriaWhere stories live. Discover now