Parçaladı! 6x15

7.7K 707 75
                                    

Bölüme başlamadan önce yukardaki müziği açın :D


Yaşlı adam konuştuktan sonra bir anda ortadan kayboldu.Ardından Verah'ın yanında belirdi. Verah'ın ağzına tıp ilacını koydu ve onun yutmasına yardımcı oldu. Verah tıp ilacını yedikten kısa süre sonra gözlerini açtı ama gözlerinin derinliklerinde şaşkınlık vardı. Yenileceğini beklemediği çok açıktı. Gözlerini açtıktan kısa süre sonra gözlerini kapattı. Gözlerini kapattıktan on saniye sonra tekrar açtı ve ayağa kalktı. Indria'ya bakarak melekleri kıskandıracak bir sesle, "Tebrik ederim." dedi.

Indria Verah'ın sesini duyduktan sonra kısa süreliğine hayal dünyasına dalıp gitmişti ama hemen kendini toparladı ve, "Teşekkür ederim." dedi.

Indria'nın teşekküründen sonra Verah ormana doğru yürümeye başladı.Bu kız yenilmeye tahammülü olan kişilerden değildi. Bugün yenilse bile ilerde onu yenme umuduyla kendini çok daha sıkı eğitmeye başlardı. Hedefi yenildiği kişiyi yenmek olurdu ve bu amaçta her şeyi yapabilirdi. Verah böyle birisiydi.Yenildiği kişiyi yenmek için hayatının yarısını bile feda edebilirdi. Buna gurur deniyordu. Verah ormana girdikten sonra hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı ve bir ağacın önünde durdu. Ağacın üzerinde yüzlerce çizgi vardı.Bu çizgiler Verah'ın kaç gün eğitim yaptığını gösteriyordu. Bazı çizgiler x şeklindeydi. X şeklindeki çizgiler gece ve gündüz anlamını taşıyordu. Yani çizgilerin X oluşturduğu günlerde Verah gece gündüz çalışmış oluyordu.

Verah çizgilere bakıyordu.Gözlerini kapattı ve bir kaç saniye sonra tekrar açtı. Çizgilere dokundu. Çizgilere bakarak, "Annem canım annem, sana söz verdiğim gibi bugünkü dövüşlerimde de ellerimi kullanmadım. Ancak bir dahaki sefer Indria denilen erkekle dövüştüğümde ellerimi kullanacağım. Bunun için senden özür diliyorum." dedi ve bunları söylerken göz yaşı döktü. Ellerini çekti ve göz yaşını sildi. Daha sonra avucunu ağaca vurdu. Avucunu ağaca vurduktan sonra ağac toza dönüştü!

Ağaç toza dönüştüğü sırada Indria'nın zihnindeki Gerçeği Gören Gözler gülümsedi ve kendi kendine, "Ha Ha öğrencimin çok güçlü ikinci bir düşmanı daha oldu." dedi.

*

İki saat sonra.

Çeyrek finaller iki saat sürede tamamlanmıştı ve geriye yarı finale sadece dört kişi kalmıştı. Çeyrek finaller'de yaşlı adam üç kişiyi karşı karşıya getirmemişti. Yaptığı şey kasıtlı olan bir şeydi. Yaşlı adam sadece üç kişiyi götürmek istiyor gibiydi. Bu üç kişiler Tiah,Li Ku ve De Lor'du. Bunları asla karşı karşıya getirmemişti ve rakiplerinide kendilerinden çok daha güçsüz kişileri seçmişti.

Yarı finallere geldikten sonra Yaşlı adam gülümseyerek, "De Lor'a karşı Indria! İkinizde buradan yüz metre uzaklaşın." dedi.

De Lor ve Indria hızlı bir şekilde yüz metre uzaklaştı. Indria De Lor'u süzmeye başladı. De Lor çok pahalı elbiseler giyiyordu. Eğer Indria köle olarak bin yıl çalışsaydı. Genede De Lor'un giydiği kıyafetin parasını toplayamazdı. De Lor toprak renginde koyu saçlara ve güneş gibi parlayan kahverengi gözlere sahipti. Üzerindeki kıyafet saçlarıyla aynı renkteydi ve tüm vücudunu kaplıyordu. Kıyafeti ayrıca bir pelerinede sahipti ve kıyafeti baştan aşağı pahalı mücevherle kaplıydı. Ama en önemli nokta Indria'ya nasıl baktığıydı Indria'ya çok sakin bir şekilde bakıyordu. Sanki önünde bir karınca vardı ve tek yapması gereken onu ezip geçmekti. Indria'yı bir karıncadan fazla olarak görmüyordu.

Indria kendisine nasıl baktığını farketmişti. Olabileceği en soğuk bakışıyla De Lor'a baktı. Indria daha on sekiz yaşındaydı.Siyah saçları bellerine kadar uzanıyordu ve buz mavisi gözleri bir kaplanın ki gibiydi. Bu gözlerle şu an De Lor'a soğuk bir şekilde bakıyordu. De Lor Indria'nın bakışlarına doğrudan bakınca üzerinde hafif bir titreme hissetti. Indria yeri geldiğinde çok iyi bir insan , saygılı ve masum olabiliyordu. Ancak yeri geldiğinde iblisi bile korkutabilecek soğuk bakışlara sahipti.

IndriaWhere stories live. Discover now