25

2.1K 209 75
                                    

Do Kyungsoo

Yüzleşmekten kaçındığımız, sürekli ertelediğimiz yada geri plana attığımız şeyler vardır. Korkutucu olduğu için görmezden geldiğimiz gerçekler, halının altına süpürerek yok saydığımız sorunlar, ödenecek faturalar, acısa da öldürmez diyerek geçiştirdiğimiz hastalıklar, hayallerimiz uğruna çabaladığımız anda önümüze çıkan binbir türlü zorluklar ve Byun Baekhyun.

Sanırım Tanrı'nın unutulan çocuğuydum.

Kaza sonrası acı içinde kıvrandığım ve Kim Jongin'e muhtaç olduğum zamanlar isyan etmemiştim. Sarhoş bir herifin tecavüzüne uğrayacağım sırada veyahut pisliğimi temizlemek ile görevlendirilmiş adama vurulup dokunuşlarını hissedemediğim zamanlarda çok kızmış ama isyan etmemiştim. Yaşadığım şeyler kolay değildi.

Hayatıma son vermeyi düşünmüştüm çoğu kez. Sevdiğim insanlara daha fazla yük olmamak, Jongin denen sorumsuz herifin vicdanına kazınmak ve yeni bir aşağılanmaya mağruz kalmamak istemiştim. Fakat gelin görün ki, tek başıma intihar dahi edemeyecek haldeydim.

Hiçbir şey için Tanrı ile aramdaki ilişkiyi sorgulamamıştım ancak şuan içinde bulunduğum durum, beni inançlarımdan saptırıyordu.

Byun Baekhyun ve Park Chanyeol, yan yana oturmak sureti ile birbirlerinin hayatını eleştirip, yaşadıkları sorunlar adına karşılıklı suçlamalarda bulunurlarken ortada dönen muhabbet ; sarhoşken edilen bir yeminden çok daha fazlasının olduğunu gösteriyordu.

Delirecek gibiydim. Son birkaç haftada yaşadığım her şey avuçlarım arasından kayıp gidiyordu.

Bana sevmeyi öğreten adam, bir başkasına aitti. Lanet olsun ki Chanyeol ile göz teması kurmayı dilemekten başka hiçbir şey elimden gelmiyordu. Ben buradaydım, onu izliyordum. Kahretsin, varlığımı unutsun istemiyordum.

Yan tarafımda oturan Jongin, minik bir tebessüm ile yılların özlemini gideriyormuşcasına kendilerini dış dünyaya kapatan ikiliye bakarken, suratımı buruşturdum. Her şey bu adamın fikriydi, biliyordum. Canımın yanmasından zevk alıyordu hain. Belki bugün değil fakat bir gün ona gününü gösterecektim.

"Sana inanmıyorum."

"Baekhyun, ben bir seçim yaptım ve sen burada yoktun."

"Sen benim kocamsın."

"Evliliğimizin Güney Kore'de bir hükmü yok."

"Ben senin kocanım."

"Ne duymak istiyorsun Baekhyun? Seni sevmiyorum."

"Biz evliyiz Chanyeol."

"Biliyorum!"

Kendimi kötü hissediyordum.
Sanki bir torba kusmuk üzerime boca edilmiş gibi. Daldığım düşünceler yüzünden önümü göremeyerek yol kenarındaki direğe toslamışım gibi. Yeni doğan tavşan yavrusunu elime aldıktan sonra kokum üzerine sindiği için anne tavşan, yavrusunu katletmiş gibi.

Chanyeol çaresiz görünüyordu. Turuncuya dönen saçlarını hırslı hırslı karıştırıp, bebek mezarı boyutundaki ayakları ile oturduğu yerde tepinirken, anne ve babası arasında seçim yapmak zorunda kalmış çocuğu andırıyordu. Ben bir seçenek olmak istemiyordum.

OBSTACLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin