23

1.9K 214 55
                                    

Do Kyungsoo

"Portakal suyu ister misin?"

"Hayır Chanyeol, teşekkür ederim."

"Ananas suyu getirdim."

"Yeni yemek yedim Jongin, içmeyeceğim."

"Süper bir anime keşfettim, istersen birlikte izleyelim."

"Olur tabii, çok sevinirim."

"Senin için birkaç dvd aldım. İzlemek için odamdaki televizyonu kullanabilirsin."

"Bugün beni şaşırtıyorsun Jongin."

"Sen daha çok şaşıracaksın."

"Anlamadım."

"Öyle işte."

Onlar tuhaftı. Sanki doktorum ile görüşmüşler de ameliyat sonrası hayati riskimin devam ettiğine dair bir haber duymuşlar gibi üzerime titriyorlardı. Geçmişte hoşuma gideceğine emin olduğum bu durum şimdilerde sadece canımı sıkıyordu. Ben erkektim yahu ! En ufak bir hareketimde yanıma koşmaları, aciz hissetmemi sağlıyordu.

"Rahat görünmüyorsun."

"Rahatım."

"Kyungsoo..."

"Beni yalnız bırak Chan, lütfen."

Gün boyu; biri ne yaparsa diğeri daha iyisini önüme sunmak için uğraşan iki uzun adam ile mücadele etmek yorucuydu. Normal şartlarda kafama takmak bir yana saniyesinde unutacağım sözler yada davranışlar zihnimin içinde fır dönüyor, kaos ortamı yaratarak beni savunmasız bırakıyordu.

Kafamdaki soru işaretleri, ninemin dedemi dövmek için kullandığı bastonlar gibi teker teker beynime inerken, içinde bulunduğum durumun oyundan ibaret olduğunu kavrıyor ancak kurgusunu bir türlü oturtamıyordum.

Dün gece yan yana uyuduğum adam Kim Jongin iken gözlerimi açar açmaz karşımda bulduğum isim Park Chanyeol olmuştu. Aklım karışıyordu, bu adamlar bana iyi gelmiyordu.

"Kyungsoo, bu gece iş arkadaşlarım tarafından düzenlenen partiye gideceğim. Saçımı sen boyar mısın?"

Jongin sıradışı bir teklif ile tutmakta olduğu sprey boyayı gözüme sokmaya çalışırken, kaşlarımı çatarak elini itekledim.

"Boyamam."

"Hadi ama..."

"Neden saçma sapan bir parti için saçını boyamak istiyorsun, cicilerini giy ve git işte."

"Öyle bir parti değil bu. Halloween konseptli. Değişmem gerek, bilirsin."

Hayır zengin piçi, bilmiyordum. Siz Halloween, Noel vs. Gibi para tuzağı gecelerde midenizi içki ile doldururken ben, o zamanların çoğunda masum insanların canı yanmasın diye sokakları turluyordum. Siz sevişmek adı altında düzüşmeyi marifet sayarken ben, geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalan kadınlara elimden geldiğince göz-kulak oluyordum. Sizin bir gecede harcayıp bitirdiğiniz parayı ben bir senede toparlayamayacağım için hayır, bilmiyordum.

OBSTACLEWhere stories live. Discover now