6

2.1K 248 43
                                    

Do Kyungsoo

"Uyan."

İlk duyduğumda aldırış etmediğim kelime kulağıma ikinci kez ulaştığında henüz kapattığım gözlerimi hızla araladım. Vücudum hareketsizlikten dolayı ağrımaya başlamış ve uyumamı geciktirmişti. Hava aydınlanıyordu.

"Do Kyungsoo, seni mağdur serseri."

Burnuma dolan alkol kokusu yüzünden yüzümü buruşturduğumda Jongin'in gecikme sebebini öğrenmiştim. Aptal adam, sözde kendini cezalandırıyordu. İçmesinin bir nedeni vardı değil mi? Hastahaneden çıktıktan hemen sonra ortadan kaybolması ve peltekleşen konuşma tarzı ile geri dönmesi iyi değildi. Bizden kurtulmak istediğini biliyordum fakat kendine zarar vermemeliydi.

"Eğleniyor musun?"

Hayır, canımı yakan birinin canını yakmak beni mutlu etmiyordu. Kısasa kısas yapmayı seven biri değildim hiç bir zaman fakat şuan onu huzursuz etmeye and içmişim gibi görünüyordu.

Böyle olmasını istemezdim. Bana çarpmasını ve güçsüz kemiklerimin kırılmasını istemezdim. Açlıktan ölsem dahi özgürlüğümü fena etmeyecek biriydim ama beni tanımıyordu. Yanında kalmayı sevmiyordum. Günde birkaç kez altı bağlanan ve acıktığında bunu dile getirmekten utanan kendisi değildi, bilmiyordu.

Eğlendiğimi düşünmesi normaldi çünkü ona dişlerimi bilemiştim. Açıkca hayatını alt-üst edeceğimi, beni evine aldığı için pişman olacağını belirtmiştim ama ona yaptığım hiçbir şey yoktu, cidden. Sağıma dahi döndüremiyorken bedenimi onun gibi biri için nasıl tehlikeli olabilirim ki?

Sehun ile ettiği kavgaları bana yüklemeye çalışıyordu, bunu görüyordum fakat ikisinin arasında esen sert rüzgarları destekleyecek yorumlarda asla bulunmuyordum. Sehun'u kışkırttığımı düşünüyor olmalıydı belki daha fazlası, onu saldırması için teşvik ettiğimi kurgulamıştı.

"Bugün yaşı küçük birinden işe gidemediğim için azar yedim. Bil bakalım kimin yüzünden?"

"Üzgünüm."

"Üzgün olman bir şey değiştirmiyor."

Senin gibi, demek istedim. Lanet herif ! Suçlu ben olmadığım halde ondan özür diliyordum fakat o, kendi yaptıklarını görmezden gelerek bunu büyük bir olay haline getiriyordu. Beni mahvetmişti. Beni mahvetmişti ve sus payı olarak evine hapsetmekten başka bir şey yapmamıştı.

Evet özür dilemesi, üzgün olduğunu ifade etmesi durumumu değiştirmezdi ama beklemiştim. Çünkü Jongin beni azarlamamış, yürüme yetimi elimden almıştı.

"Sehun buradan hemen gidecek."

"Bunu yapma."

"Yarın."

"Jongin gitmek istemediğini biliyorsun, beni yalnız bırakmayacak ve -"

"Kapa çeneni!"

Eve döndüğünden beri sakinliğini koruyan esmer adam sonunda bağırdığında korkmadım fakat onu sinirlendirmek istemediğim için sustum. Bana zarar vermesi bir yana Sehun uyanabilir ve yine bir kavgaya şahit olabilirdim.

Saçlarını dağıtarak salonda turlamasını izledim. Normal bir şekilde yürümüyordu fakat düşecek gibi de değildi. O an, birden bire yaşanan her şeyin suçlusu olduğumu düşünmeye başladım. Karşımdaki adam üzgündü, mutsuzdu ve çaresiz görünüyordu. Kazanın gerçekleştiği gece orada durmasaydım yada arabayı fark ettiğim an bocalamak yerine kaçmayı deneseydim, varlığım kimseye yük olmadan yaşamaya devam edebilirdim.

OBSTACLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin