Kaan birden gülmeyi kesip ciddi bir ifade takınınca ani değişen ruh halinden dolayı biraz şaşırdım.

''Ne oldu? Hoşuna gitmedi mi?''

Cevap gelmeyince tekrardan soracaktım ki içeriye hasta girmesiyle cevap vermekten yırtmıştı.

Kahvemi bırakıp ayağa kalktım ve gelen kişiyle ilgilendim. Daha sonrada etrafı biraz düzenleyip tarihi geçen malzemeleri ayırıp bir kutuya koydum. Öğle arasına kadar vakit öldürmeye çalıştım.

Öğle arası olunca Yavuz'un odasına gidip 'Birlikte dışarıda yemek yiyelim mi?' diye sormaya karar verdim. Bu sıralar ona karşı fazla ilgisiz duruyordum ve bir şeylerden şüphe ederse bu hiç iyi olmazdı.

Yavuz'un odasının önüne geldiğimde Derin ortalıklarda görünmüyordu. Bende kapıyı tıklatıp içeriden cevap gelmesini bekledim. Yavuz 'Gir.' Diye komut verince yüzüme yalandan bir gülümseme yerleştirip içeriye girdim.

Yavuz tek başına masasında oturmuş birkaç dosya inceliyordu.

Beni görünce yüzünde bir gülümseme oluştu.

''Müsait miydin?''

''Müsaidim canım gelsene.''

İçeri geçip kapıyı kapattım ve karşısındaki tekli koltuklardan birine oturdum.

''Birlikte bir şeyler yiyelim mi diye sormaya geldim. Daha doğrusu seni biraz dışarı kaçırmaya geldim.''

Yüzünde ki gülümseme silinip yerini sıkkın bir ifadeye bıraktı.

''İnan şu an bu dosyalarla uğraşmak yerine seninle vakit geçirmeyi o kadar çok isterdim ki. Ama maalesef bu dosyaların hepsini incelemem gerekiyor.''diyerek önündeki dosyaları gösterdi.

Aslında bende onunla baş başa kalmayı istemiyordum. Bu da işime gelmişti. Yine de yüzüme üzülmüş gibi bir ifade takınmaya çalıştım.

''Bende dünden beri görüşemedik biraz baş başa kalırız diye düşünmüştüm ama iş önce gelir tabi.''

''Asma o güzel yüzünü. Hadi kalk gidelim yemeğe. İş senden önemli mi?''

Fikrini değiştirdiği için bir anda telaşa kapıldım ama ona belli etmemeye çalışarak hemen bir şeyler düşündüm.

''Olmaz. Benim yüzümden işlerini aksatma. Zaten Derin de benimle bir şeyler konuşmak istiyormuş. Ben en iyisi onu bulup yemeğe gideyim. Biz seninle daha sonra telafi ederiz.''

Yavuz ikna olmuş gibi kafasını peki der gibi salladı.

''İçime hiç sinmedi ama senin dediğin gibi olsun.''

Yavuz tekrardan fikrini değiştirmesin diye hemen ayaklandım.

''O zaman sana kolay gelsin canım. Sonra görüşürüz.''

Tam kapıyı açıp çıkacaktım ki Yavuz'un söyledikleriyle ne yapacağımı şaşırdım.

''Beni öpmeden mi gideceksin?''

Şimdi kapıyı açıp gitsem olmaz ama öpmekte istemiyorum. Off! Eğer biraz daha beklersem şüphelenecek. En iyisi ne kadar istemesem de öpmekti.

Usulca yanına doğru yaklaşıp yanağına hızlı bir öpücük kondurdum ve gülümsemeye çalıştım.

O da bana gülümseyince hızlıca odadan çıkmaya çalıştım.

''Sana kolay gelsin tekrardan.''diyerek bu sefer odadan çıktım.

Kapıyı kapatır kapatmaz derin bir nefes alarak biraz soluklandım.

''İyi misin Cansu?''

Sesin geldiği yöne kafamı çevirince Derin'in dikkatle bana baktığını gördüm.

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Where stories live. Discover now