~FİNAL~

12.8K 1.2K 407
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Davullar ve borazanlar ötüyor, sağa sola koşuşturan ara elementlerin ayak sesleri Elementa'yı inletiyordu. Anlaşılan bu gün herkesin acelesi vardı. Ben HARİÇ! Ayaklarım geri geri gidiyor, aynanın karşısında Mimi'nin giymem için itinayla hazırlamış olduğu geleneksel düello kıyafetlerime istemsizce bakıyordum. Söylediğine göre bir de Ater'in karşısına çıkarken giyermişiz bu kalın ve bir o kadar da ağır olan donanımlı kıyafetleri. Aman ne de hoştu gerçekten, ne anlamlar taşıdığını bilirken bu kıyafeti giymek...

İstemsizce giyindikten sonra aynı yavaşlıkta, saçlarımı taramaya başladım. Bu gün onları toplamayacaktım. Aksine Rima' ya en çok benzeyen halime bürünüp, bana onun öldüğünü söyleyen konseyin karşısına tam da böyle çıkıp, henüz oyunun bitmediğini onlara gösterecektim!! Anneme ne yaptılarsa hesabını sorup, onu her neredeyse bulacaktım. Fakat hala aşmam gereken iki küçük (!) sorunum vardı. İlki: Pamir dün ona güvendiğimi söyledikten sonra tek kelime daha etmeden çekip gitmişti. Yani elimde ne bir plan ne de bu gün düelloda neler yapacağına dair bir fikir vardı. Ne yapmaya çalıştığını da hala anlamamıştım fakat ona güveniyordum. Zaten başka çarem de yoktu! Bu savaşı tek başıma veremezdim. İkinci küçük sorunumsa: Hala söz sahibi olup başkaları tarafından dinlenen birisi olmak istiyorsam saygınlığım olmalıydı. Tanınmalı herkes tarafından bilinmeliydim! Yani ben, bugünkü düelloyu, daha açığı bu gün PAMİR'LE OLAN DÜELLOYU, KAZANMALIYDIM!!

Mimi odaya girip panikle:

-Beria, hala hazır değil misin? Hadi acele et konsey üyelerinden önce aşağıda olmalısın!

-Beş dakika bekleseler incileri dökülmez ya, onların bana yaşattıklarından sonra bu kadarı hiçbir şey!

-Beria, böyle yaparak hiçbir şey elde edemeyeceğin gibi, oyuna başlamadan kaybedersin biliyorsun değil mi!? İşte bu yüzden oyunu kurallarına göre oynayacağız. Şimdi aşağı inmen için beş dakikan var! Ben Kor'u senin için hazırlayacağım, ahıra gitmene gerek yok yani. Direk toplanma noktasına gel!

Mimi çıktıktan sonra (Bu kıyafet tek parçaydı, baştan aşağı siyah, dar ve deri bir tulumdu. Tulumun gövde kısmında önden fermuarı vardı ve fermuar kıyafetin ikinci parçası olan, zırh niyetine giydiğimiz, önü kalın sert bir malzemeden yapılma ipli korsenin altında kalıyordu.) bacağımın kenarında bulunan ve ufak bıçaklarımı yerleştirmem için tasarlanmış bölmelere bıçakları uygun (Mimi' nin bana dün gece tekrar tekrar anlattığı) şekilde yerleştirdim. Bu ufak bölmelerin her biri bıçağın boyuna, kalınlığına göre ayarlanmıştı ve bıçaklar rahatça tek hamlede oradan çıkabilsinler diye özenle tasarlanmıştı. Ellerime parmaksız siyah deri eldivenlerimi de giydikten sonra bileğimde ki bölmelere de, yıldız şeklinde ki o küçük demir parçalarını yerleştirdim. Geriye yalnız kılıcım kalmıştı. Aslında daha bir çok alet vardı fakat bunların hiç birisini adam akıllı deneme fırsatım olmadığı için sadece bu kadarıyla yetinecektim. Bilinçaltım: 'İstersen topla tüfekle hatta tankla git ama rakibin Pamir! Bunu sakın unutma, minik kıvılcım!!' diyerek tüm gece uyutmadığı gibi şimdi de aşağı inmek istemememe sebep oluyordu. Fakat tüm gece yalnızca bunu düşünmemiştim: Kaybetmeyi istemediğim kadar, Pamir' e zarar vermeyi de istemiyordum...

AYKIRIWhere stories live. Discover now