24.BÖLÜM

10.9K 1.1K 73
                                    

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Koşar adım ana element binasına girdim ve merdivenleri üçer, beşer çıkmaya başladım. Doğruca dördüncü kata gidiyordum. Evet, yanlışlıkla değil kasten. Arat' a gidip ondan yardım isteyecektim.Bundan böyle kimden istersem yardım alabileceğimi, hatta gözüne gözükmememi söylemişti, ben de aynen öyle yapacaktım.

Arat' ın odasının önüne gelmiştim, içerideydi onu hissedebiliyordum. Kapıyı birkaç kez tıklattım ama ses gelmedi, muhtemelen uyuyordu. 'İçeri giriyorum!' diye seslendikten sonra kapıyı açtım. Odası tıpkı benim ki kadar büyüktü, tabi daha serin ve daha az mum ile aydınlatılıyordu. Soluma döndüğümde tahmin ettiğim gibi Arat' ın uyuyor olduğunu fark ettim.Yanına gidip ona seslendim ama beni duymuyordu. Tanrım! Nasıl bu kadar ağır uyuyabilirdi ki?Kolundan tutup onu iyice sarstım. Sonunda sıçrayarak gözlerini açtı, onları ovuştururken de uykulu bir sesle:

-Neler oluyor? Beria odalarımı karıştırdın? Ne işin var bu saatte burda!?

-Arat, lütfen kalk yardımına ihtiyacım var. Kaybedebileceğim bir saniyem bile yok lütfen, kalk hadi bana yardım etmen gerekiyor.

-Neler oluyor, tane tane anlat lütfen?

-Düelloya sadece dört gün kaldı!

-Hadi canım(!), bilmiyor muydun!? Hem ne yani bunu söylemek için mi geldin, ben bunu zaten biliyorum. Şimdi lütfen git, bu gün gerçekten çok yoruldum uyumam gerek.

-Hayır! Olmaz! Uyuyamazsın bana yardım etmen gerek diyorum.

-İyi de bu yardımı neden benden istiyorsun? Senin öğreticin Pamir. Hem sana onun izni olmadan yardım edemeyeceğimi de söylemiştim. Şimdi bu odadan çıkıp iki kat aşağıya iniyorsun ve doğruca Pamir' i buluyorsun. Sana ancak o yardım edebilir.

-Biliyorum, o izin verdiği için buradayım zaten. Bana dört gün boyunca gözüne gözükmememi ve istediğim kişiden yardım alabileceğimi söyledi.

-Ne!? Siz, yine kavga mı ettiniz!?

-Ahh! Arat bunun ne önemi var, biz zaten hep kavga ediyoruz.Hadi kalk artık bir an önce çalışmaya başlayalım, kaybedecek bir saniyem bile yok diyorum!

-Tamam, tamam kalkıp hazırlandıktan sonra geliyorum. Sen şimdi odamdan çık ve iki kapı sonra, solda ki odaya girip beni bekle. Orası benim çalışma odam, orada çalışabiliriz, dedi. Bunları duymak inanılmaz bir rahatlama hissi yaratmıştı bende. Hemen söylediğini yapıp çalışma odasına gittim. İçerisi karanlık ve buz gibiydi, parmağımda ufak bir ateş yaktım ve etrafta mumluk aradım fakat yoktu. Sonra kendi kendime 'Neden olsun ki, en ufak bir rüzgarda sönmesi için mi koyacaklardı mumluğu buraya!?' şeklinde terslendikten sonra bu bom boş görünen ama kocaman olan odayı taramaya devam ettim. Bir kum torbası, birkaç ağırlık , hedef tahtaları ve sanırım üzerinde çalışma yapmaya yarayan bir kaç tane de manken vardı. Fakat oda o kadar genişti ki bunlara rağmen bom boşmuş gibi duruyordu. Daha sonra kapı açıldı ve içeri Arat girdi. Uykusu dağılmış, oldukça dinç görünüyordu.

AYKIRIWhere stories live. Discover now