ÖZEL BÖLÜM-2

6.1K 405 138
                                    

"Pamiiiirr!! Pamir!"

Ops! Esta imagem não segue as nossas directrizes de conteúdo. Para continuares a publicar, por favor, remova-a ou carrega uma imagem diferente.

"Pamiiiirr!! Pamir!"

Afşin'in koşarak yanıma geldiğini görünce önce seviniyor, hemen sonra burada olmaması gerektiğini hatırlayarak şaşırıyorum. Yaklaştıkça netleşen gergin ifadesi yüzünden, ben de kısa sürede geriliyorum. Bir şey olmuş. Kötü bir şey...

"Afşin? Dersin yok mu senin, neden burdasın? Hem sen nasıl girdin içeriye, kapıdaki muhafızlar izin vermez ki? Git hadi. Derse geç kalırsan Karan çok kızar. Daha geçen hafta ceza aldın, şimdi seni benim yanımda görürlerse yine ceza alırsın."

"Bırak şimdi Karan'ı, cezayı Pamir. Arat..."

"Arat mı!? N'oldu Arat'a? Bir şey mi oldu? Yoksa Göktan ona bir şey mi yaptı!?"

Cümlelerime eş değer olarak bir elim belimdeki kılıca giderken, gücümün yetmeyeceğini bilsem de tüm konseyi karşıma almaya hazırdım! Kimse Arat'ın kılına dokunamazdı! Buna asla müsaade etmezdim!

"Bilmiyorum Pamir. Nerde olduğunu bilmiyorum. Mimi geldi az önce yanıma. Her yere baktım, bulamadım diyor."

"Ne demek bulamamış Afşin!? Eşya mı bu, koyduğu yerde bulacak? Küçücük çocuğa bile sahip çıkamamış mı!? Neden ayırmış onu gözünün önünden?"

"Bunları düşünecek vakit yok Pamir. Olan olmuş... Ayrıca Arat'ı bilmez gibi konuşma. Kahvaltısını yaptıktan sonra ders saatine kadar diğer çocuklarla birazcık oyun oynayayım mı diye yalvarmış Mimi'ye. Ne yapsın, kıyamamış işte o da..."

"Aman ne güzel(!). Kıyamamışmış... Şimdi onun kıyamadığına Konsey acıyacak mı acaba? Git bi sor istersen!"

"Yapma böyle Pamir. O çoktan pişman olmuş. Eli ayağına dolaşmış şekilde ağlayarak geldi yanıma. Utana sıkıla olanları bana anlattıktan sonra da Göktan ortadan kaybolduğunu öğrenmeden önce bul onu ne olur diye ayaklarıma kapandı. Bize kesilen her ceza onun da canını yakarken, şimdi ona kızarak vakit mi harcayacağız gerçekten?"

"Tamam. Sakinim. Aklında ne var?"

"Bilmiyorum! Kahretsin ki ne yapacağımı bilmiyorum! Zaten bu yüzden koştum sana geldim. Tek başıma çıkamadım işin içinden. Hem, ikimiz bir olursak daha çabuk buluruz diye düşündüm."

"Doğru düşünmüşsün. Kaç saattir kayıp?"

"Kahvaltısını bitirir bitirmez çıkmış işte bahçeye. O saatten beri görmemiş Mimi. Bahçe nöbetçilerine kadar sordum, sordurttum ama ne duyan var ne de gören, dedi."

"Nerelere bakmış?"

"Yerleşkedeki tüm binalara ve hatta neredeyse tüm odalara kadar, bakmış. Tabii... Konsey binası hariç. Ama oraya girmiş olsaydı, kapıdaki nöbetçilerin bundan mutlaka haberi olurdu. Oysa onlar da görmediklerini söylemişler."

"Ahır? Belki yine atları sevmek istemiştir?"

"Ben de ilk oraya koştum. Ama hiç iz yoktu. Adımını bile atmamış oraya."

AYKIRIOnde as histórias ganham vida. Descobre agora