12.BÖLÜM

10.6K 1.2K 97
                                    


 Günler birbirini kovalıyor, her gün bir öncekinden daha sıkı bir eğitime tabi tutuluyordum

Rất tiếc! Hình ảnh này không tuân theo hướng dẫn nội dung. Để tiếp tục đăng tải, vui lòng xóa hoặc tải lên một hình ảnh khác.

 Günler birbirini kovalıyor, her gün bir öncekinden daha sıkı bir eğitime tabi tutuluyordum. Birçok alanda kendimi geliştirmiştim. Tabii güçlerimi kullanmak konusu hariç... Bunu nasıl yapacağımı hala bilmiyordum. Her geçen gün bu daha büyük bir dert oluyordu. Rima' nın defterinde neler olduğunu öğrenebilmek için deli oluyordum. Üstelik zamanım da daralıyor, düello günü yaklaşıyordu. Tabi daha da büyük bir dert olan Ater 'i henüz hesaba katmıyordum bile. Daha fazla bekleyemezdim. Bir şeyler yapmalıydım.

Pamir beni çok sıkı çalıştırıyor her gün kollarımın, bacaklarımın güçlenmesi için birbirinden ağır egzersizler yaptırıyordu. Zihin koruma konusunda ise hala çalışma yapmamıştık ama sanki beni eskisi kadar iyi duyamıyordu. Ya da bana öyle geliyordu, bu konudan pek emin değildim. Vücudumsa eskiye nazaran kendini daha çabuk yeniliyordu, (bunu her gün vücudumda açılan en az üç yaranın ertesi güne iyileşebilmesinden anlıyordum) tüm bu gelişmeler gerçekten harikaydı. Ama yine de konu güçlerime geldiğinde bir pirinç tanesi yol katedememiştim işte, maalesef...

Sabah daha günün ilk ışıkları gökyüzüne ulaşmadan Mimi odama girmişti. Gözlerimi zorla açmıştım ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Bir taraftan gözlerimi ovuşturup, diğer taraftan uykulu bir sesle:

-Neler oluyor Mimi? Neden bu kadar erken geldin beni kaldırmak için?

-Beria, çok erken geldiğimi biliyorum ama üzgünüm... Sanırım bundan böyle seni hep bu saatte kaldıracağım.

-NE!? Neden?

-Pamir öyle olmasını istiyor. Yani bundan böyle derse bu saatte başlayacakmışsın ve hazırlanıp aşağı inmek için sadece birkaç dakikan var, hadi acele et!

-Ama bu haksızlık! Bu adil değil! Ben uyumak istiyorum ve hiçbir güç beni bu yataktan çıkaramaz!! Yatakta isyankar tekmelerimi havaya savurup tepinirken, çok emin konuşmuştum kendimden. Ama benim bile inanmadığım bu iddiam daha ilk çırpınışlarımda çürüyüvermişti. Zaten tepinmemin de çırpınmamın da bir anlamı yoktu. Er ya da geç bu yataktan çıkmak zorundaydım. Bir de üstüne geç kalırsam başım ağrıyabilirdi. Bu yüzden oyalanmayı bırakıp kendimi zorla yataktan dışarı attım. Yerde sürünerek kıyafetlerimi bulduktan sonra zorla ayağa kalkıp kıyafetlerimi giyinmeye başladım. Mimi bir taraftan bana yardımcı oluyor diğer taraftanda başımda ki sargıyı inceliyordu. Dün kollarımı güçlendirmem için kullandığım büyük demirlerden birinin kafamda açtığı yarığın iyi olup olmadığını merak ediyor olmalıydı.

-Başın nasıl, hala ağrıyor mu? Diye sordu. Bense o sormasa başımda bir sargı olduğunu bile hatırlamayacaktım. Çünkü ne başımda ne de vücudumun herhangi bir yerinde ağrı kalmamıştı. Önceleri sakatlanan bir yerim olduğunda sakatlığa göre birkaç gün ağrı çekiyordum. Üstelik her gün mutlaka sakatlanıyordum. Çünkü o adam bana gerçekten hiç acımıyordu. Ama iyileşme hızım da gün geçtikçe artıyordu. Demek ki gerçekten iyileşme hızım Mimi' nin söylediği gibi güçlerimle doğru orantılı olarak artacaktı. Peki öyleyse neden hala onları (güçlerimi) ortaya çıkaramamıştım!? Gittikçe güçlenmeme rağmen neden hala bir kıvılcım bile çıkaramamıştım!?

AYKIRINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ