14.Bölüm

6.9K 269 15
                                    

BEDRAN'DAN

"9 sene öncesiydi,onu ilk gördüğüm anlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçiyordu... İlk aşk duygusunun 9 sene önce tatmıştım ben,19 yaşımdaydım o zamanlar. Mardin'in korkulan ağalarından biri olan Azad Ağa'nın serseri,kavgacı bir o kadarda korkulan büyük oğluydum ben. O yaşıma kadar ne için kavga ediyordum ki? Bilmiyorum... Bildiğim bir şey varsa Gülay'ı ilk gördüğümden sonraki değişimimdi. Değişim dediğim kavgacı kişiliğimin azalması değildi aslında... Mardin'in heybetli ağasının oğluydum ben ama Gülay'ı görünce süt dökmüş kediye dönüyordum. Evet yine kavgacıydım,serseriydim ve korkulan biriydim. 19 yaşında,yeni reşit olan birisi ne kadar aşık olabilirse o kadar aşık olmuştum ona. Sevdaydı bu,nefesimin nefesine değdiğini hissetmek istiyordum. Kavga edişim ve her seferinde babamdan bu yüzden azar işitişim değişmez bir gerçekti. Değişen tek şey kavga edişlerimin sebebiydi. Artık öylesine kavga etmiyordum,canım sıkıldıkça ya da bana ters bakan birisini dövmek için dövmüyordum. Artık bana bakanı değil Gülay'a bakanı dövüyordum. Yanlışlıkla ya da bilerek... Gülay ile göz göze gelen kişinin gözlerini oyma isteği içimde alev gibi büyüyordu. Kendimi yatıştırmak için kick boks'a yazılmıştım ama zamanla daha kötü olmuştum. Artık içimdeki ateş büyümüş,alev almıştı. Daha da hırslanmıştım. En büyük kavgam,en büyük rakibim Urfa'lı Aksoy aşiretinin biricik oğlu Çağın Aksoy'du. Mardin'de şirketler ve işle alakalı her yer aynı yerde olurdu,Mardin'in merkezinde olmasa da merkeze yakın bir yerde. Bizim şirket'in yanında Özer'lerin yani Gülay'ların şirketi vardı. Can dostum Beratla da o zaman tanık olmuştuk bu olaya. Gülay ile Dilan kendi şirketlerinden çıkıyordu ve onların yanındaki şirket Aksoyların Mardin'deki işlerini halletmek için açtığı ve fazla uğramadıkları,bizimkilere göre daha küçük olan şirketti.Şirketin kapısının önünde sigarasını içen herif Çağın'dan başkası değildi. Gözlerini kısıp sigarasını içine çekerken gözlerini şirketten gülerek çıkan Gülay ile Dilan'a dikmişti. Beratla beni fark etmemişti. O gün onun her hareketini izledik. En sonunda Gülay'ların bindiği arabayı takip edip onların evini öğrenmişti.Gülay ve Dilan eve girdikten sonra Çağın'ın hesabını görmek istesem de Berat beni tutmuş ve onun dişli bir rakip olduğunu söylemişti. Gülay'ı sevdiğimi annem,kardeşim Aral ve can dostum Berat'dan başka kimse bilmezdi. Birkaç gün sonra Çağın'ı takip etmiştik,sakin bir yere geldiğinde ise kafasına arkadan vurup bayılmasını sağlamış,bizim depoya götürmüştük. Gözleri bağlıydı,kim olduğumuzu bilmiyordu. İyice hesabını gördükten sonra baygın halde yol kenarına bırakmıştık. Ama dediğim gibi,kim olduğumuzu bilmediği için birkaç gün sonra yanına ailesini alıp Gülay'ı istemeye gelmişti. Burada Berat devreye girmişti. Ben o an'ı durduramazdım,çünkü ben sadece Bedran'dım. Gülay'ın hiçbir şeyi olan Bedran... Kerem su içme bahanesiyle mutfağa gidip Gülay'a Çağın'ın kahvesini sormuş ve içine ağır olmayan bir zehir katmıştı. Gülay o sırada şüphelenmesin diye de "Kız bu ne,bu kahve köpüksüz olmuş." deyip ufak bir şaka yaptığını anlatmıştı. Kahveler içildikten 10 dakika sonra zaten ambulans gelmiş ve o herifi götürmüştü. İşe yaramıştı...

İyi bir aileye sahiptim,Mardin'de böyle bir aileye sahip olmak benim için bir şanstı. 28 yaşıma gelmiştim ve babam beni şimdiye kadar hiçbir kızla evlendirmeye kalkmamıştı,sevmemi bekliyordu.Çünkü o da severek evlenmişti annemle. Birbirlerine hala ilk günkü gibi bakıyorlardı... 25 yaşındaki kardeşim Aral bile benden önce evleniyordu. İnsanların bana nasıl baktığını ve anneme benim için birilerini önerdiklerini biliyordum. Annem ise Gülay'ı nasıl sevdiğimi bildiği için onlara sadece gülüp geçiyordu. Aral da sevdiği ile evlendi. Gülay'ın amca kızı Dilan ile... Bizde sevdiğimizle evlenmek bir gelenek gibi bir şeydi,ben de sevdiğimle evlendim..."

Şimdi ise ona sadece bir camın ötesinden bakıyordum,yoğun bakım camının...

O facia gibi olayın üzerinden 1 hafta geçmişti,durumu hala kritikti. Çok fazla duman solumuştu,hastaneye gelince olup da farkında olmadığımız bir hastalığa sahip olduğunu öğrenmiştim. Kalp nakli gerekiyordu. Duman yüzünden ve kalp hastalığı yüzünden durumu daha da ağırdı. 1 haftadır,uygun kalp naklini bekliyordu.Ama ben bu kez o Cihan denen iti öldürmeyecektim,onu süründürecektim. Onu öldürmem için bana yalvaracaktı.

Mardin Gelini Where stories live. Discover now