-Bölüm 44-

17.3K 822 78
                                    

-Umut-

Hayat dediğimiz bu incecik ipin üzerinde beceriksiz bir akrobatken bile umut eksilmiyordu yüreğimizden. Bunun en önemli kanıtı da gece yatmadan önce, incecik bir ipin üzerinde olduğumuzu unutup kurduğumuz hayallerdi. Peşimizde pek de parlak sayılmayan bir geçmiş... Önümüzde belirsizliklerle dolu bir gelecek... Ayaklarımızın altında iki uçurum arasına gerilmiş incecik bir ip... Hayatımızı her an bitirebilecek olan tüm bu olumsuzluklara rağmen hala yarın için hayaller kuruyorduk. Sanki kötü sonu yazmakta hayatın üstüne yokmuş gibi sanki yarın varmış gibi... Öyle ya gelecek belirsizliklerle doluydu, belki de gelmezdi.

Hep geleceğe laf ediyoruz da şu anımız da en az geleceğimiz kadar belirsiz değil miydi? Barlas, Hale ve ben oturmuş sessizce akşam yemeğimizi yerken her birimizin kafasında en az bir soru işareti vardı. Onların ne düşündüğünü bilemem de ben en çok Hale'nin Barlas ve beni sarılırken görmesine rağmen neden her hangi bir tepki vermemiş olduğunu merak ediyordum. Tepkisini sonraya saklıyorsa bile tepkisi ne olacak merak içinde bekliyordum. Giderken kedi köpek gibi bıraktığı iki üvey kardeşi döndüğünde birbirlerine sarılırken bulması tepkisiz bırakılacak bir şey değildi bence. Elbette bizi kınamasını istemiyordum fakat destek vermesini de beklemiyordum.

Bir cevap bulma umuduyla kafamı kaldırıp baktığımda ikisinin de kafalarını yemeklerine gömdüklerini gördüm. Bırakın göz göze gelmeyi, birbirilerinin varlıklarını unutmak istiyor gibiydiler. Son zamanlarda en ufak bir tebessümüyle bile beni heyecanlandırmayı başaran adam yine eski soğuk ve Barbar hallerine dönüş yapmıştı sanki. Karamsar olmamaya çalışsam da, Barlas'ın ailesiyle karşı karşıya gelmeyi göze alamadığı, düşüncesi beynimin bir kenarında beni zehirlemeye çalışmıyor değildi. Ona ailesinin beni istememesi durumunda ne yapacağımızı sorduğumda bana bunlarla uğraşmamıza gerek kalmayacağını söylemişti. Umarım planı onlara rol yapmak değildi.

Barlas kafasını kaldırıp da benimle göz göze geldiğinde hiçbir tepki vermedi. Birkaç saniye gözlerime baktıktan sonra tekrar yemeğine devam etti. Burada onu konuşturamayacağımdan emin olunca karnım hala doymamış olmasına rağmen müsaade isteyip masadan kalktım. İkisi de bana hiçbir tepki vermemişlerdi. Sanki sessizlik yemini etmiş gibiydiler. Bu da ortamı daha da gergin bir hale getiriyordu. Onları gerici ortamlarında baş başa bırakıp odama çıktım. Barlas'a mesaj atma fikri aklıma gelse de annesinin yanında cevap vermeyeceğini düşünüp vazgeçtim. Bir süre camdan dışarıyı izleyip belirsiz geleceğim hakkında varsayımlarda bulundum.

On beş dakika kadar sonra merdivenlerde adım sesleri duydum. Biraz dikkatli dinleyince botlarının bıraktığı kaba sesten merdivenleri çıkanın Barlas olduğunu anladım. Kapıyı açıp karşısına çıktığımda Barlas'ın sıkıntılı surat ifadesiyle yüz yüze geldim. Yüzü asıktı ve neşesiz duruyordu. Aynı zamanda çok da düşünceli bir hali vardı. Konuştuğunda yüzündeki olumsuz duygular sesine yansımıştı. "Odanda kalmaya çalış. Gece yanına geleceğim." Belli ki durum onun için de çok zordu. Bir de üzerine ben gitmek istemedim. "Peki," deyip odama geri döndüm ve yatağıma uzanıp onun tekrar gelmesini beklemeye başladım. Hala aklımda binlerce soru vardı fakat düşünmemeye çalıştım. Düşünsem bile Barlas tekrar gelmeden bir cevaba varamayacağımı biliyordum. Saatlerce onu beklerken düşüncelerimi bastırmak için müzik dinlemeye başladım. Etkili oldu demeyi isterdim.

Kulağımda bir şeylerin oynadığını hissettiğimde irkilerek uyandım. Barlas yanıma oturmuş ve ayaklarını uzatmıştı. Kulaklıklarım elindeydi. Müzik dinlerken uyuya kalmış olmalıydım. "Seni korkutmak istememiştim." Derken sesi akşamki gibi endişeli ya da üzgün değildi. Onu biraz olsun rahatlamış görmek beni de gevşetmişti.

"Önemli değil."

"Uykun varsa, seni uykusuz bırakmak istemem. Devam edebilirsin." Dediğinde şaşırmamıştım, o tanıdığım en anlayışlı Barbar'dı. Fakat bu kez yaptığı anlayışlı olmak değil benim sorularımdan kaçıştı. Ne diyebilirdim ki bazen fazlasıyla kurnaz olabiliyordu.

Barbar Where stories live. Discover now