-Bölüm 26-

32.3K 1.5K 33
                                    

   Omuzumda bir el hissedip, adımın seslenildiğini duyana kadar rahat bir uyku çekiyordum. Gözlerimi araladığım da gökyüzünün hala karanlık olduğunu gördüm. Gecenin bu saatinde kim benden ne istiyordu ki? Bilmiyordum. Cevabını öğrenmek için kafamı çevirip baktım. Barlas tepemde dikilmiş bana bakıyordu. Hemen elimi uzatıp gece lambasını açtım. Gece lambasının ışığı sayesinde Barlas'ı inceleme fırsatı buldum; yüzü solgun ve asık duruyordu. Bakışları ise bir o kadar yorgundu. Hemen yataktan doğruldum. Ayaklarımı sarkıtıp yataktan inmek istedim fakat o izin vermedi. Dizlerimin dibine oturdu. "N'oldu, Barlas?" diye endişe ile sordum. Fakat cevap vermedi. "İstersen dinlerim ben seni. Bana anlatabilirsin."

"Sen anlatsan..."

"Neyi?"

"Nasıl böyle güçlü olduğunu... Her gece odana geldim, Hera. Atlatamayacağını düşündüm. Çok küçüktün üstelik sana destek olacak kimsen de yoktu. Bir kız çocuğu nasıl tek başına ayakta durur anlat bana. Her gece gelip nefesini dinledim. Korka korka girdim odana ya bu sefer nefes alıyor olmasan diye ecel terleri döktüm. Her gece ayrı bir kabus ile uyandım. Sen nasıl dik durdun?"

"Çünkü ben, bana boynumu eğdirecek bir şey yapmadım, Barlas. Evet, çok zor geçti. Hala zor. Yaşla alakası yok bunun, cinsiyetle de yok, insanlıkla da yok. Hiçbir canlı kolay kolay atlamaz ki yaşı kaç olursa olsun. Yapılan eylem aynı olduktan sonra... İntihara gelince. Bana böyle affedilemez iğrenç bir şeyi yapanın suçu ölümken neden ben de aynı şekilde yargılayayım kendimi, üstelik suçsuzken. Ben suçsuz o suçluyken neden ikimizin sonu da aynı olsun ki, Barlas. Ben utanacak bir şey yapmadım. Bundandır başımın dik oluşu."

"Özür dilerim, Hera. Bilseydim, en ufak bir ihtimal bile verseydim yemin ederim seni ayırmazdım yanımdan. Karşılığında canımı bile verirdim ama seni vermezdim. Sadece o adamlardan korumak istedim seni. Kurda emanet ettiğimi fark etmedim bile.-"

"Barlas ben seni suçlamıyorum ki. O gece ben de oradaydım."

"Ben böyle pis işlere bulaşmamış olsaydım, tamamlanmamız dört yıl daha uzamazdı. Ben o gece sana duygularımı söyleyecektim. Hatta o adamlara vermem gereken paranın yarısını da sana hediye almak için harcamıştım. O bileğindeki izin neden yaptı biliyor musun, Hera? Bilekliği takmamam için. Bilerek yaptı. Sonunda onu öldüreceğimi de biliyordu. Tamam, ben yaşadıklarımı hak ediyorum. Sana yaptıklarımın acısı çıkıyor benden. Peki ya sen? Artık mutlu olman gerekmiyor mu?"

"Olurum... Bir gün..."

"Nasıl böyle soğukkanlı olabilirsin aklım almıyor."

"Ben uyusam geçer artık, Barlas. Zamanı geriye alamadıktan sonra düşünüp de kendime dert etmenin bir anlamı yok. Bundan sonra yapacağım tek şey aynı şeyleri bir daha yaşamamak için önlemler almak o kadar."

Barlas ayağa kalkınca gideceğini anladım. "Uyu hadi, yeterince uykusuz bıraktım zaten seni."

"Önemli değil. Bu kadar umursama sen de. Sadece düşünerek bir şeyleri halledemeyiz. Öyle olsaydı bunu hindiler yapardı."

Bana iyigeceler dileyip gitti. Uyudum demeyi isterdim fakat öyle olmadı. Gece lambasının aydınlattığı odamda iki kişilik yatağıma uzanıp dört yıl öncesine tekrar döndüm.

Psikoloğumla o geceyi bir kez daha konuşmuştum; her bir cümlemde tekrar yaşamış ve eve dönmüştüm. Sağ olsun, sevgili annecim(!) milyarlar yatırıp beni en tecrübeli psikologlara yollamıştı. Sanki bir şeyleri anlatmaya ihtiyacım varmış gibi! Odamın önüne vardığımda Barlas ile karşılaştım. O çok kötü ve halden anlamaz biriydi. İnsanların zayıf yönleriyle dalga geçmeye bayılırdı. En kötüsü de hiç bilmediğim bir nedenden dolayı benden nefret ediyor oluşuydu.O gece her şeye bizzat şahit olmasaydım, Bora ile anlaştığını bile düşünebilirdim fakat bu sefer onun bir payı yoktu. Üstelik en yakın arkadaşını benim için öldürmüştü. Bu konuda ona minnettar olmam gerekirken değildim. O'nu ben öldürmeliydim. Korkudan çığlık atarken ben de onunla "Kimse seni duymaz." diye dalga geçmeliydim. Ne oluyor bana bilemiyorum. Böylesine cani biri değildim ben ama o adi herif gözlerimin önünde susuzluktan ölse elimdeki tek damla suyu da yere dökermişim gibi hissediyorum.

Barbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin