-Bölüm 52-

12.7K 620 45
                                    

     Odamın kapısı açıldığında hayatımdan daha karanlık olmayan gökyüzünden gözlerimi ayırdım. Omuzumun üzerinden gelen kişiye baktım. Barlas’tan başkası olmasını beklemiyordum zaten. “Uyumadın mı?”

Tamamen ona doğru döndüm. “Hayır, sen neden geldin?”

“Üzerin açılmış mı diye kontrol ediyordum sadece.”

Barlas tanıdığım en iyi adamdı. Bazen benden bile masum olduğunu düşünüyordum. Dışarıdan kaba bir görünümü vardı. Hatta geçmişte birçok kez canımı yakacak şeyler söylemişti ama içinde bir yerlerde küçük bir çocuk vardı. Kalbinde o küçük çocuğun sahip olduğu kadar çok merhamete sahipti. Bu yüzden onu ne kadar incitirsem inciteyim peşimden gelmeye devam ediyordu. Bazı şeyleri o çocuk öğretiyordu ona. Mesela beni sevmek gibi. Bu yüzden diğer erkekler gibi ihtiyaçlarını bahane etmek yerine beni incitmemek için uzaktan da olsa sevmeyi kabul ediyordu. O nesli tükenmekte olan gerçek bir adamdı.

“Sen ne zaman uyuyacaksın?”

“Bilmem, uykum yok şu an.”

“Kitap okurken uykunun gelmesi gerekirdi hâlbuki.”

“Geliyor ama düşüncelerim tekrar kaçırıyor.” Deyip güldü. Bu gülüşün ardındaki acıyı hissedecek kadar karışmıştım ona. Belki de benim onun göğsüne kafamı yasladığımda olduğum kadar huzurlu olmaya ihtiyacı vardı.

“Gel hadi.” Deyip yatağa ilerledim ve yorganı kaldırıp içine girdim.

Ardımdan o da geldi. Sırtüstü uzanıp yorganı koltukaltlarına kadar çekti. Yan dönüp elimi uzattım ve yanağını okşamaya başladım. Tıraş olamadığı için sakalları ve bıyıkları uzamıştı. Her ne kadar bunlar ona yakışmış olsa da eskisinden daha sert ve büyük gösteriyordu. Yine de parmak uçlarımda bıraktığı etkiler güzeldi.

Kafasını çevirip uzun uzun gözlerime baktı. Omuzlarındaki yükün büyüklüğü gözlerinden okunuyordu. Tüm bu yaşananlar ve yaşamaktan kaçtıklarımız onu da fazlasıyla yıpratmıştı. Bir başkası gibi tüm bunlardan kaçıp kurtulma şansı varken peşimden gelip sorumluluk almaya devam ediyordu. Kendi sırtında onlarca ok varken benim elime batan ufak bir kıymık için gözyaşı döküyordu. Önce kız kardeşi, sonra abisiyle ölümü yaşamış biri olarak beni de kaybetmemek için çabalıyordu. Her zaman çabalamıştı. O hep bana gelmek istemişti. İlkinde kız kardeşine olan bağlılığını bırakmıştı ardında, ikincide abisinin cesedini, üçüncüde annesini… Sonuncusunda kendisini de bırakırsa diye korkuyordum. Çünkü biliyordum. Benim için ölürken en ufak bir tereddüt bile duymazdı. En çok da bundan korkuyordum. Ölümle bile başa çıkabilirdim ama onsuzluk fazla ağır gelirdi bana.

Sabah Barlas’tan önce uyandığımda artık duş alsam iyi olacak diye düşündüm. Günlerdir temizlenmiyordum üstüm başım kir içindeydi. Saçlarım da yağlanmıştı. Barlas çirkin yüzümü görmüştü resmen. Çocuk pis kokumdan kaçmasa iyiydi. Kirden kaşınacağıma sabundan kaşınacaktım artık başka çarem yoktu. Birkaç gün daha dayansam Barlas şampuan getirecekti ama bu pisliğime Barlas dayanabilir miydi orası şüpheliydi. Barlas’ın odasına girip dediği kazağı bulduktan sonra banyoya girdim. Soyunduktan sonra suyun yarama değmemesine dikkat ederek sıcacık bir duş aldım. Artık küvetten çıkacakken arkamı dönüp baktığımda saçlarımın avuç avuç dökülmüş olduğunu gördüm. Onları öyle görünce gözlerim doldu. Belki de aylar içerisinde Barlas’ın okşayacağı saçlarım olmayacaktı. En çok da buna üzülüyordum. Ellerinin saçlarımın üzerinde tüy gibi süzülüşünü hissedemeyecektim bir daha. Tüm bunlar çok fazlaydı.

Daha fazla burada çıplak durup üşütmemek için kurulanıp çıkmaya karar verdim fakat buradaki tek havlu yüz havlusuydu. Yanımda giysi getirmeyi bile akıl etmiştim ama bir havlu getirememiştim ne ahmak bir kızdım böyle. Kendime kızıp dururken kapıyı aralayıp Barlas’a seslendim. Bir dakika içerisinde kapının önünde belirdiğinde ne olduğunu sordu. Ona durumu açıklayıp bana havlu getirmesini söyledim. Az sonra elinde geçen gün kendisini kuruladığı havluyu getirdi. “Delirdin mi sen? Neden senin kullandığın havluyu kullanacakmışım?” diye kızınca “İyi o zaman. Kendini tuvalet kâğıdıyla kurularsın.” deyip gitmeye kalkınca kolunu tutarak durdurdum. “Tamam, tamam. Ver şunu çok üşüdüm.”

Barbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin