end

22.2K 1.5K 717
                                    

(Mutlu son yapmak istediğim için çok çok yıllar yıllar sonra)

Güneş tüm ışınlarını etrafa saçıyordu. Odanın içerisine sızan ışık haznesi tüm odayı aydınlatırken gözlerimi aralamam için zorlanıyordum. Gece uyuyamamış olmak tüm yorgunluğu göz kapaklarıma vermiş, sanki üzerlerinde bir ton yük varmış gibi hissettiriyordu. Tüm ağırlığa rağmen aralamak zorunda olduğum gözlerimi araladım. Bir süre tavanı izledikten sonra kafamı sola doğru yatırıp saate bakarken bu kadar kısa nasıl uyuduğumu düşünüyordum. Kafamı saatten çekip sağ tarafa çevirdiğimde gördüğüm manzara gözlerimin üzerindeki tüm yorgunluğu almıştı. Zihnim açılmış daha dikkatli bakabilmek için gözlerimi ovuşturmuştum.

Yanağının altına yerleştirdiği eli yastıkla birleşmiş şiş dudaklarını aralamış, saçları yastığın her bir yerine dağılmış cennet gibi olan kokusunu yastığa aşılamaya yardım ediyorlardı. Bir süre gözlerimi  yüzünün her bir zerresinde gezdirdim. Sonra ise gözlerimi diğer bir elini sardığı karnıma kaydırdım. Şiş karnımın üzerine yerleştirdiği eli belimi sıkıca kavramış ve beni kendine çekmişti. Bu görüntü o kadar güzeldi ki bir çocuk daha yapma isteğini kabul ettiğim için mutlu olmuştum. Hatta onun için birkaç tane daha doğurabilirdim. Kaç saat boyunca onun güzel yüzünü izledim bilmiyorum fakat saatin alarm sesi tüm odayı doldurunca gözlerimi bu güzel manzaradan çekmek zorunda kaldığım için üzülmüştüm. Elimi saate atıp zorla alarmını durdurdum. Bu sırada yerinden kıpırdanıp ağzını şaplattı ve diğer tarafa döndü.

Her gün olan rutinimi tekrarlayıp yataktan yavaşça doğruldum. Şiş karnım buna ne kadar izin verdiyse tabii ki. Yataktan yavaşça kalkıp Taehyung'un olduğu tarafa doğru ilerlerken küçük küçük adımlar atıyordum. Artık hamileliğimin son dönemlerine geldiğim için her an çocuğu bırakabilecekmişim gibi hissediyordum. Taehyung'a doğru eğilip saçlarını okşayarak seslendim.

"İşe geç kalacaksın babacık." Taehyung dokunuşlarım altında yumuşarken gözlerini hafif aralayıp bana baktı. Gülümseyip ellerimi saçlarından çektim.

"Annecik gece uyumamasına rağmen neden erkenden uyanmış?" Sabahları olduğundan daha boğuk çıkan sesine aşıktım. Sadece bu sesi duymak bile tüm günümü mutlu geçirmemi sağlayabilirdi.

"Uyumak istemiyorum." Doğrulup Taehyung'un yataktan kalkmasını bekledim. O yataktan gerilerek kalktıktan sonra ben de odadan çıktım. Ses yapmak istemiyordum çünkü daha Hana'nın kreşe gitmesine 1 saat daha vardı. Babası onu kreşe bıraktığı için Taehyung kahvaltı yapana kadar uyandırmak istemiyordum. Biraz daha uyuması sorun olmazdı. Yavaşça merdivenlerden inip mutfağa geçtim ve kahvaltı için bir şeyler hazırlamaya başladım. Masa hazır olana kadar Taehyung duşunu alarak aşağıya inmişti. Her zamanki gibi yapamadığı kravatı ile uğraşırken ona yardım etmek için yanına gitmiş ve kravatını onun için yapmıştım.

"Bunu öğrenmek bu kadar zor değil." Kravatı düzenledikten sonra ceketini elimle düzledim. Ellerimi yakalayıp avuçlarımın içine dudaklarını yerleştirirken yüzündeki o biçimli gülümsemeye karşılık verdim.

"Hep sen yap diye öğrenmek istemiyorum." Ağzımdan kaçan kıkırdamaya engel olamamıştım. Gözlerinin içine ulaşan gülümseme o kadar güzeldi ki bakmadan geçemiyordum.

Her bakışımda tekrar aşık oluyordum.

"Baba." Merdivenlerin önünde gözlerini ovuşturarak bize bakan ufaklığa döndü gözlerimiz. Taehyung ellerimi yavaşça bırakarak dondurma baskılı pijamaları ile uykulu bir biçimde bakan kızına doğru ilerledi ve kucakladı.

"Günaydın dondurmalara fısıldayan kız." Hana babasının belindeki boşluğa dokunması ile gülmeye başlamıştı. İkisinin kahkahaları evin içini doldururken Taehyung'un çalan telefonu kahkahalarını durdurmuştu. Hana'yı yere bırakıp telefonu açarak salona doğru ilerledi. Hana bana doğru gelip şiş karnıma ellerini yerleştirdi.

strawberry ❆ kim taehyung✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin