Balkona çıktım ve Kerem'in deniz kabuğuyla yaptığı rüzgar çanını astım. Gerçekten çok güzel yapmış..Daha sonra gökyüzünü izlemeye başladım. Her uçak geçişinde içim kıpır kıpır oluyordu. Belki o uçaklardan biri bana Kerem'i getiriyor diye düşünüyordum.. Gittiği için ona kızamazdım. Çünkü bizim mutlu olmamız için gitmişti.. Ama kendime kızgındım. Küçücük bir kelimeyi bile söyleyememiştim. Gitme diyememiştim.. Deseydim belki de her şey çok farklı olabilirdi..
"Şimdi neredesin ne yapıyorsun bilmiyorum ama.. Umarım gittiğin yerde mutlusundur."
**
Kahvaltı yaptıktan sonra odama girdim, hazırlanırken kapı açıldı. Melis içeriye girdi. Üzgün gözüküyordu."Melis? İyi misin?"
"Ya Kerem'e ulaşamıyorum kaç gündür. Numarası falan mı değişti acaba? Ama öyle olsa söylerdi bana. Senin haberin var mı?"
"Kerem gitti ya. Sen bilmiyor musun?"
"Gitti mi?"
"Nasıl yani? Seninle vedalaşmadı mı?"
"Hayır.. Ayrıca sen nerden biliyorsun gittiğini? Siz neden bu kadar yakınsınız ya?!"
"Ee bana ne bağırıyorsun be? Bu adam seni sevmiyor, anlasana işte!"
"Ne diyorsun sen ya?! Saçını başını yolarım senin!"
"Bak kızım.. Kerem'in şu kadarcık umrundaysan-"
Berk: "Selaam.. Kavga ediyorsanız ben bölmeyeyim." dedi içeriye girerek, güldü.
"Hoşgeldin." dedim ve yanaklarından öptüm. "Hadi çıkalım biz."
CITEȘTI
KARDEM | Tamamlandı
Fanfiction"Sevdiğin kişiyle seni seven kişi asla aynı insan değildir." İki adam arasında kalan hasta bir kadın.. Bir tarafta 4 yıllık sevgilisi olan, çok sevdiği, belki de sevdiği kadar onu sevmeyen, umursamaz, hastalığını öğrenince kadını bırakıp gi...