"Sevdiğin kişiyle seni seven kişi asla aynı insan değildir."
İki adam arasında kalan hasta bir kadın..
Bir tarafta 4 yıllık sevgilisi olan, çok sevdiği, belki de sevdiği kadar onu sevmeyen, umursamaz, hastalığını öğrenince kadını bırakıp gi...
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
Kahvaltıdan sonra salona geçtim. Melis'in telefonda Kerem'le konuştuğunu anlayınca hemen bir plan yaptım. Bir sürahi dolusu su alıp arkasına gittim ve tüm suyu başından aşağı boşalttım.
"Aaaaaa! Napıyorsun ya sen!"
"Aaa Melis? Sen mi vardın burada? Çiçek suluyordum ben de dalmışım.. Yanlışlıkla şey ettim."
"Çok inandırıcısın gerçekten. Şuna bak ya.. Saçlarımı yeni düzleştirmiştim mahvettin! Telefonumu da bozdun. Yüzüne kapatmış gibi oldum."
"Ayyy tüüüh.. Çok üzüldüm bak şimdi."
"Ne var ya? Ne kıskanıyorsun Kerem'i hâlâ?!"
"Ne kıskanıcam ben onu ya saçmalama! Sadece vıcık vıcık konuşmana dayanamadım."
"Bal gibi de kıskanıyorsun işte! Sevgilimden uzak dur! Yoksa Berk'e her şeyi anlatırım."
"Ne anlatacaksın ya?! Bana bak.. Sakın.. Berk'in yanında Kerem konusunu açarsan saçını başını yolarım senin."
"Hadi yolsana!"
Babam: "Kızlaaar.. Ne bu bağırış çağırış? Neyi paylaşamıyorsunuz yine?"
**
~Kerem~
اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
Berk'in hastalandığını öğrenince kahvaltı bile yapmadan dışarıya çıktım ve evine gittim. Kapıyı açar açmaz sımsıkı sarıldım ona.
"Kardeşim.. İyi misin?"
"İyiyim sağol." dedi ve öksürdü. "Geçsene içeriye."
"Hasta olduğunu öğrenince geleyim dedim hemen. Neden ayaktasın sen? O düşüncesiz Zeynep nerde? Niye yalnız bıraktı seni? Sana bi çorba falan yapsaydı." salona baktığımda Zeynep'i gördüm.
