Bir gün içerisinde iki defa Japonya'ya gidip gelebilen bir iç sesim vardı, ne güzel. Değil mi ama?

Bu kısmı yazarken 23:23 oldu saat. Ne demek acaba jsjsjsj  neyse devam.

Valla Japonya'ya gitmemiştim bu sefer. Barlarda sürtüyordum.

Benim içsesimden de bu beklenirdi. Aferin, devam et.

"Orhan bilmiyor mu," diye sordum. Yattığımızı bilse böyle mi davranırdı? Mal olduğu için onu da kestiremiyordum.

Ima ettiğim şeyi anlayınca başını sağa sola salladı kısaca Yaşar.

"Neyi bilmiyormuşum," diye sordu Orhan.

"Dağların denize paralel olduğunu."

"Biliyorum tabiî ki de."

"Çok iyi, evlilik meselesinde bayağı işimize yarayacak."

Yaşar'ın Orhan'la dalga geçmesini bir süre daha izledikten sonra,

"Ben gidiyorum," dedim. Tam gidiyordum ki bu sefer Orhan tarafından engellendim.

"Karıcığım, nereye gidiyorsun?"

Sinirle yerimde tepindim, bence çok maldım ama Orhan ile Yaşar geri çekildiler.

"Ikinizi de öldüreceğim," diye bağırdım.

"Valla Orhan'ı istiyorsan öldür ama nişanlıma dokunamazsın." Sevgi'nin sesini duyunca sakinleşmeye çalıştım.

Bu hangi ara geldi ya?

"Senin nişanlın sıfatıyla öldürmeyeceğim zaten," dedim adeta tıslarcasına. Bu salağı da gebertecektim ama önce Yaşar ölmeliydi.

"Hangi sıfatla öldürecekmişsin," diye sordu alayla Sevgi.

"Gel anlatayım tatlım," dedim haince. Yaşar'ı öldürmek demekti bu bir nevi. Blöf yapıp onu korkudan öldürmek... Mutluluk.

Sevgi'nin koluna girip onu çekiştirerek götürmeye başladım. Yaşar anında bize yetişti.

"Hangi sıfatla olacak, tabiî ki de sevgilisinin arkadaşı sıfatıyla," dedi oyunculukta master yaparak. Bir insan hiç mi yalan söyleyemezdi ya?

"Öyle mi Yaşar'cığım," dedim sırıtarak.

"Öyle öyle," dedi ikna etmeye çalışarak.

"Hayır değil," dedim birden. Yaşar'ın yüzü kısa bir anlığına dehşet ifadesiyle büründü. Ama rol ya, kendini Sevgi görmeden anında düzeltti.

O zaman bu çocukta kesinlikle deli cesareti olmalıydı. Sen gel, en korktuğun adamın kızına aşık ol-evleniyordu sonuçta herhalde aşıktır yani, anında içsesim devreye girdi, insan aşık olduğu kişiyi aldatır mı, neyse ne.- onunla evlenme yolunda adım at, onu sokağın ortasında aldat, yetmedi başka bir zaman yine aldat, sonra gel bu sabah yine aldat, vb vb. Peki bu aldatma öykülerinin baş kahramanı kim? Evet, ben.

Kendimden iğrenmem gerekirken bir de Sevgi'ye sinirlenebiliyordum ya?

Pes.

İç sesimi gerekli tepkiyi verdiği için hemen tatile göndermeliydim. Ödül olarak.

Ya hayır-

Anında Antalya otobüsüne bindirip göndermiştim onu. Yaşasın kötülük.

"Peki  ne o zaman," diye sordu Sevgi, ilgisiz görünmeye çalışarak. Ama çok merak ediyor olmalıydı, Yaşar'a, bunun altından bir şey çıkarsa, demişti, Yaşar'ın bir vukuatıyla karşılaşmış olmalıydı.

Aşkın Ritmi #Wattys2017 Where stories live. Discover now