Bölüm 11-Gula/Avaritia

1K 85 43
                                    

*Hariel kabul etmek istemese de kıza dair eski anılar, savaş alanına düşen bombalar gibi yıkıcı şekilde zihnine düşüyordu. Kızı kah bir gölün kenarında sakince otururken hatırlıyor kah onu bir kan gölünün ortasında elini kana batırıp yamuk bir gülüşle cesetleri izlerken kafasını başlığının altına gizleyerek sessizce ağlarken anımsıyordu. Cinayetlerinin zamanla biçim değiştirerek aç bir hayvanın kan düşkünlüğünden uzaklaştığını biliyordu. Yine de gözlerinin önündeki en canlı anı onun azmi ve çalışkanlığıydı. Kendini neye adarsa onu elde edene kadar durmuyor, babasının etkisi altında değilken kendine has etik değerlerini aşmadan deniyor, deniyor ve deniyordu. Pes etmek ruhunda yoktu ve Hariel'in kendisine aşık olduğu zamanın gerçekliğine onu inandırana kadar bıkmayacağını melek gayet iyi biliyordu. Hariel ise o bedeni son derece iyi tanıdığını hissediyordu. Her sabah dar siyah pantolonu, askılı tişörtü ve sımsıkı toplanmış ateş kırmızısı saçlarıyla gerçekten ölmeden önce görmek isteyeceğiniz en güzel yüz olduğunu bilmeden antremana çıkıyordu. Her hareketinden öylesine bir zarafet akıyordu ki... Yüzündeki katı ifadeyi yumuşatıp hafifçe gülümsemesini görmek dünyanım en büyük lütfuydu. Hariel onun antreman yaparken iki elinde birer hançeri ciddiyetle tutuşunu, sanki bir hayalmiş gibi hiç ses çıkamayışını, sanki kemikleri yokmuş gibi eğilip bükülmesini,uzaktaki hedeflerini hiç şaşırmadan vurmasını ve kanatlarını da açtığında bunların nasıl bir öldürme ritüelindense dans figürleri gibi göründüklerini anımsayabiliyordu. Yine de bunlar yalnızca Hariel'i öldürmesinin saniyelerini bile almayacağını hatırlatıyordu meleğe. Ufak tefek görüntüsü, masum yüzü yalnızca bir yanılsamaydı. Güzel görünüp tek bir dokunuşunuzla sizi oracıkta kurban edecek ender bir çiçek gibiydi. Onu tek yanıltan gözleriydi, zehir gibi soğuk bir yeşil olduğunu biliyordu, artık güvenemediği hafızası bu kusursuz ölüm makinesinde küçük iki gökyüzü gibi duran mavi gözleri ise ona güzel anıları çağrıştırması için yalvarıyordu. Ama Alexandre, Şeytan'ın Gölgesi, ona inatla ne kadar kötü olduğunu anlatıyordu. Koca bir şehri sırf en iyi olduğunu göstermek için yakışının anısını sızdırmıştı beynine ve Hariel tüm bu anıları beyninden silmek istiyordu. Kızın ne kadar kötü olduğunu zaten biliyordu ama aynı zamanda düşmanını tanımanın iyi olacağını bildiğinden bağlantıyı koparmakta tereddüt de ediyordu. Yine de biliyordu ki ne kadar zayıf yönlerini iyi bilse de ona babasıyla birlikte işkence etmiş,daha önce onun düşmesine sebep olan,dizlerini tir tir titreten bu ufak tefek kız ne yaparsa yapsın kaçamayacağı ölümünün sebebi olacaktı.
*



"Rahat bırak beni" diye bağırdı zihnime Hariel. Güçlü bir bomba gibiydi zihni, kendine gelmeye çalışıyor, dün başlayan baygınlık halinden kurtulmaya çalışıyordu. "Bırakamam" diye yanıtladım onu. "Beni yeniden sevmek zorunda değilsin. Yine de beni nelere rağmen sevdiğini hatırlamak zorundasın" Çırpınıyor, benden nefret ettiğini haykırıyordu. "Ben yedi günahtan oluştum. Beni Gula ile yani oburlukla da tanımalısın" diye devam ettim. Zihninde algıladığım şey katı bir nefret ve köşeye kıstırılmış bir hayvanın korkusu ile öfkesiydi. Yine de her saniye güçleniyor, aramızda kurduğum, uğuldayan bağlantımızı koparmaya bir adım daha yaklaşıyordu. O yüzden bu kez yine doğduğum yıllara götürdüm onu.

Erkeklerin giydiği tarzda ama çok daha dar olan pantolonum, sımsıkı korsem, belime ve vücudumun çeşitli yerlerine asılı birçok silahımla sokaklarda dolanıyordum. Sokaklara gecenin sessizliği ve ağır bir koku bir örtü gibi inmiş, beni yüzümü tamamen gizleyen ve tüm vücudumu örten pelerinimin de yardımıyla iyice gizlemişti. Elbise giymemek gündüz dikkat çekebiliyordu, ben zaten kan kırmızısı saçlarımla başlı başına insanların aklında yer ediyorken daha fazasına ihtiyaç duymadığımdan konforum yalnızca geceleri öne çıkıyordu. Burada yine de yüzümü çok az kişi görebilmişti, tıpkı kiralık bir katil gibiydim, karda yürüyüp izimi belli etmemek en büyük önceliğimdi.

Cehennem'in Kanatları (Gölge 2)Where stories live. Discover now