Bölüm 1

7.3K 300 94
                                    

LÜTFEN ÖNCE ŞEYTAN'IN GÖLGESİNİ OKUYUN. DEVAM KİTABIDIR.

Tanıtım

Kayıp gibiyim.

Yasak elmamı yeryüzünün her zerresinde aramaya koyuldum. Bana biçilen 2 ay boyunca birçok kez ziyaret edildim, küçük düşürüldüm ama bir çok kez de öldürdüm.

Elimden gelen bu kadardı ama cennetin göbeğine girip cehennemde kavrulmam gerekse de tüm çektiğim acıya rağmen onu bulmalıydım. Öldürselerdi cennetten ya da cehennemden bir yerden ulaşırdı bana meleğim. Hariel, bana ve bebeğimize bir şekilde ulaşırdı.

Karnımdaki kıpırtılar dışında bedenim bir ceset gibi. Ülke ülke, karış karış gezdiğim kıtaların sonunda hala tüm ipuçları bana bir sonraki istasyonu işaret ediyordu ve yanımdaki meleklerin hiçbiri Hariel için burada değillerdi.

Babamın ölmesi gerekiyordu.


***

Yanımdaki bedenin bana bir adım daha yaklaşmasına izin verdim. Sanrılardan biri değildi. Hemen burada, yanımda, usul usul yürüyordu. Bir deri bir kemik vücudu, aralarına beyazlar karışsa da -altın sarısı saçlarına bir miktar gümüş gölgeden daha rahatsız verici olmayan o az sayıdaki beyaz tel- beni hala cezbediyordu. Dolgun dudakları çatlaktı, gözlerinin altında ona ait değilmiş hissi yaratan tuhaf mor halkalar vardı. Ve iki küçük okyanusu andıran gözleri, sanki denizler eksiltmişti enginliğinden, kızarmış ve ağlamaya hali kalmamış birinin bezginliğiyle yorgundular. Elini uzatınca tuttum. Rüzgar, artık omuzlarımdan dökülen kan kırmızı saçlarımı karıştırıyor, dalgalarının savrulup O'nun omzuna değmesini sağlıyordu. Uzun beyaz elbisem, neredeyse tenim kadar şeffaf ve kırılgan görünüyordu. Ben de çok yorgun olsam da yanaklarımın pembeliği ve karnımın belli belirsiz iriliği hala oradaydı. Bulunduğumuz uçurumun üzerini ince bir tüy tabakası gibi kaplayan çimenlerin ayaklarımı gıdıklamasına izin verdim. Önümüz uçurumdu ve korktuğunu biliyordum.

Soru sormadık, sadece birbirimizin sıcaklığının tadını çıkarmak için oturduk. Dizlerini karnına çektiğinde çıplak üstündeki sayısız morluğu tek tek dokunarak iyileştirdim, görüntülerini sabit kılsam da acısını dindirdim, melek güçlerimden biriyi bu ama onu tamamen korumam mümkün değildi. Sonuzluk kadar, mutluluk kadar uzaktı bana. Yüzünü çevirip göz göze geldiğimizde ağlamaya başladı. Sarıldım, iç çeke çeke ağladık, gözlerini sildim, kokusunu ezberledim. Sarıldım doyasıya, öptüm başını, yanaklarını... Tadına vardım dudaklarının, usulca korkutmadan. Konuşamıyordu, dilinin masmavi, lanetin getirdiği o zehirli tondaki maviyle mühürlendiğini, konuşamayacağını biliyordum ama ufak bir büyüyle, alnımda terler biriktirecek kadar büyük bir güçle sesini duymak için bir kaç saniye tanıyabileceğime inandırdım kendimi. Kırgınlık ve korkuyla başladığım büyüyle dondu. Sevgilime sonsuz lanetlerle çok acı çektirmişlerdi ve benden bile korkar olmuştu. Durup sarıldım tekrar. Ellerimiz karnımda birleştiler. "Seni bekliyorlar" dedim çatlamış sesimle. Emir vermeye alışmış, sakince konuşmayı unutmuştum. Buruk bir gülümseme oluştu yüzünde. Sonuçta ölmüş de olabilirdi, bu zamanın bir uçurum kenarında kırılıp bize ait bir dünya oluşturduğu yanılsamasının yanındaki acı gerçekti. Hariel'den 68 gündür aldığım tek haber, bu küçük rüyalardı ve ben, yaşadığından emin olamıyordum. Öldüğümde onun rüyasına girebiliyordum ve bu tekrarlanıyor olabilirdi. Yine de başımı öperken memnunyetle gözlerimi yumdum. 'Ölmedi' diyebildim kendi kendime. Ona belli etmeden dilini çözecek büyüyü yapmaya başladım ve birkaç dakikalık sessizlikten sonra göğsündeki başıma koyu kıamlı bir sıvı damlayınca panikle doğruldum. Saçlarımın kızılında, içinde meleklere özgü altın pırıltılar olan kanı burnundan damlıyordu. Durdurmak için elbisemi yırtıp tanpon hazırlayacakken görüntüsü silinmeye başladı ve babamın sesiyle 'Üzülme Alexandre' dedi gaddarca. Üzülme...

Yüzü babamın yüzüne dönerken gök gürlemesine döndü sesi, çimende her şey soldu, tepemde kara bulutlar birikti ve bir şimşek göğü yardı. Ayaklanırken babam burnundaki Hariel'in kanını silerek 'Korkacak bir şey yok küçük Hain' diye devam etti.

"Artık canı yanmıyor, unutma; Ölülerin burnu kanamaz"

Cehennem'in Kanatları (Gölge 2)Where stories live. Discover now