RA 14 'Benimle Gelsen...' (Gitmesen...)

Começar do início
                                    

"Korkma koca kız. Hadi"

"Tamam" deyip derin nefes aldıktan sonra ilk adımımı attım. Aynanın önüne ilerleyip Ayaz'ın yanıma gelmesini bekledim. O sırada  aynadaki soluk yüzümle karşılaştım ve Ayaz'ın ne kadar haklı olduğunu anladım. Kendimce o yemeğe cenaze havasında gidiyor olabilirdim ama bunu çokta belli etmemeliydim.

"Haklıyım değil mi?"

Aynadan hem ona hem kendime bakıp "haklısın" diye fısıldadım. Haklıydı ve ben sırf onun desteği için güçlü durmaya çalışacaktım.
Tabi ilk önce bu asansörden kalp krizi falan geçirmeden çıkmam lazım.

Asansör hareket ettiği anda gözlerimi kapayıp,  hızla nefes alıp vermeye başladım. Tam on üç kat aşağıya inecektik ve nedense iniş, çıkıştan bir tık daha korkutucuydu.

"Şişş sakin ol. Aç gözlerini "

Ayaz'ın elini omzuma atmasıyla hızlanan nefesim yavaş yavaş düzene girmeye başladı. Gözlerimi açıp endişeyle ona baktığım da beni kendine iyice çekti. O an 'yapma' diyesim geldi. Bana göre seven bir adam karısının omzunu sahiplenerek tutardı. Biz ise karı koca bile değildik ve Ayaz'ın bu hareketi olmayan geleceğimize buruk bir tebessüm bırakmama neden oldu. Aşık olduğum adam farkımda bile değilken o yanımda. Bedenimden ruhuma saplanan her duyguda benimle birlikte. Kalp ağrımın ilk ve son şahidi.

Otelden ayrıldıktan sonra kalbimdeki baskı dahada arttı. Arabanın kat edeceği mesafe azalırken, korkum ve acımda çoğalıyordu. Sabır desen ne halde hiç bilmiyorum. Çünkü tutunacağım sabır o masada olabileceklere bağlı.

Sessiz sedasız geçen yirmi dakikalık yolculuğun ardından istemeye istemeye arabadan indim. Adını sıkça duyduğum fakat amcam yüzünden gelemediğim kebapçının önünde olduğumu farkettiğim de hayallerim hemencecik sarıp sarmaladı beni. Boran'la buraya geldiğimizi sık sık hayal ediyordum ve kaderin bana savurduğu tokatla kendime geldim. Hemen ardından yürümem için beni bekleyen Ayaz'a baktım. Ben nasıl istemiştim... nasıl olmuştu.

Birlikte içeriye girdiğimiz de gözlerim görmeye dayanamadığı manzarayla yüz yüze geldi.

Hadi bakalım Revan...

Nefesimi düzene sokup, adımlarımı onların bulunduğu masaya doğru attım. Geri gitmek istiyordu ayaklarım fakat gelmiştim bir kere ve geri dönüşüm yoktu!

"Hoş geldiniz"

Geldiğimizi gören Boran ve Asya gülümseyerek ayağa kalktığın da zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme. Bu akşam yüzümü süsleyecek olan bu  gülümsemelerin sahte olduğunu bir tek Ayaz bilecekti.
Boran ve Asya ile tokalaşıp Ayaz'ın yanına oturdum. Boran ise karşımdaki yerini alıp, canımı yakan gülümsemesini sergilemeye devam etti.

"Geçmiş olsun Revan'cım daha iyi misin şimdi?"

Asya'nın sorusuyla bir an için afallasam da kendimi hızla toparlayıp "iyiyim, teşekkür ederim" dedim. Kızların söylediği hasta yalanının bahsi bu masada bile geçmişti ve bu bana bir yalanın nerelere kadar varabileceğini göstermişti.

"Aman sağlığına dikkat et canım. Nişanımızda seninde olmanı çok istiyorum"

Ne zaman söz konusu olacağını merak ettiğim nişan daha ilk dakikalarda karşıma çıktı ve  kalbimin bu geceki imtihanının zor olacağı kesindi. Onu  sevdiğim adamın nişanlısı olarak mı yoksa iyi niyeti ve bana olan samimiyetiyle her seferinde kendimi suçlu hissettiren  Asya olarak mı görmeliydim bilmiyorum. Bildiğim tek şey kendi mutsuzluğumla onun mutluluğunu gölgelememem gerektiğiydi.

"Nişanınız da bulunmayı bende çok istiyorum"

Cevabım üzerine gülümseyen Boran ve Asya dan gözlerimi ayırıp "tabi canım" diye fısıldayan Ayaz'a baktım. Yanımda ki varlığına güveniyordum ve bu yüzden sözüne sadece tebessüm ettim. Canım yana yana.

Aşk Ayazı (Revan)Onde histórias criam vida. Descubra agora