"Abi, daha iyileşmedin."

Sehun'un sesini duyduğumda gözlerim çoktan dolmuştu. Onları duymuştum, iyileşmem zaman alacaktı. Konuştukları kişi bendim ve bacaklarımı hissedemiyordum.

"Bacaklarım!" diye bağırdım, yeni uyanmış olmamın bir önemi yoktu. Onlar yerinde değildi. Kesmişler miydi? "Lütfen, yerine dikin. Yalvarırım böyle yaşayamam!"

"Bay Do, sakin olun."

"Neden yaptınız, ben izin verdim mi orospu çocukları!"

"Abi."

Gözyaşlarım yanaklarımı istila ederken başımı yastık ile buluşturup, yüzümü ellerimle kapattım. Tepinmek istiyordum, hırsla. Ayağa kalmak istiyordum, canımın yanmasına aldırmadan koşarak kaçmak istiyordum buradan.

"Do Kyungsoo, bacakların hâla sende."

Üzerimdeki örtünün kaldırılması ile tenimi soğutan rüzgarı hissettim. Tekrar dirseklerimden güç alarak olabildiğince yükseldim ve ne yaparsam yapayım hareketsiz kalan bacaklarıma odaklandım. Onları yerinde görmek beni rahatlatmamıştı. Ölü gibiydiler.

"Hissetmiyorum." diye mırıldandım, sesim ağladığımdan dolayı içime kaçmıştı. "Aldığım ilaçlar yüzünden mi?"

"Hayır, geçirdiğiniz kaza yüzünden."

Bakışlarım bacaklarımdan ayrılarak Sehun'a saptı. Güvenebileceğim tek kişi oydu şuan. Yakın sayılmazdık ama yanımdaydı. Sulanan gözlerini kaçırmak için yüzünü benden sakladı.

"Ağlıyor musun?" Ağlamaya devam ederken sordum. "Neden ağlıyorsun, ben iyiyim!"

İyi değildim, biliyorum. Sehun hıçkırmaya başladığında omuzlarının şiddetle salladığını gördüm.

"Üzgünüm, bir süre hayatınıza bu şekilde devam etmek zorundasınız "

"Ne demek istiyorsunuz?"

"Omurgamız bizi ayakta tutan ve denge kurmamızı sağlayan bir kemik bütünüdür Bay Do. Hastaneye geldiğinizde belinizin kırık olduğunu tespit ettik. Bel kırılması demek, omurgamızdaki üst üste geçmiş kemiklerin zarar görmesiyle oluşan bir durumdur. Testlerinizi yaptık ve acıyı en az şekilde hissetmenizi sağlayacak ilaçlar uygulamaya başladık."

Belim kırılmıştı. Yaptığı açıklamadan ancak buraya odaklanabilmiştim. Bu aklıma onlarca soru düşmesini sağlasa da, önemsediğim en büyük şey ne zaman iyi olacağımdı.

"Ne zaman yürüyebileceğim?" diye sordum. Bunu ümit ediyordum ve olumlu bir yanıt duymaya ihtiyacım vardı.

"Kemikleriniz kendini toparlamaya başladığında, ameliyat olmanız mümkün fakat vücuduzun ve organlarınızın bir süre dinlenmesi gerekiyor."

"Ameliyat olacağım. Şimdi yapın yada yarın. Organlarım umurumda değil, yürümem lazım."

Ben evsizdim. Sokakta bu şekilde yaşayacak durumum yoktu. Bir an önce iyi olamazsam yiyecek bir dilim ekmek bulamazdım.

OBSTACLEWhere stories live. Discover now