2

3K 285 78
                                    

Do Kyungsoo

Boğazımda hissettiğim kuruluk yüzünden gözlerimi aralamaya çalıştığımda, kirpiklerim birbirine yapışmış gibi güçlük çıkarıyordu. Ne kadar süredir aynı pozisyonda yatıyordum emin değilim fakat başımın arkası ve sırtım ağrımaya başlamıştı.

"Su," diye mırıldandım. Gerçekten dudaklarımı ıslatacak bir şeye ihtiyacım vardı.

"Abi! Abi,uyandın mı? Bekle biraz!"

Kulağıma dolan heyecanlı ses fazla tanıdıktı fakat görüntüsünü çizemeyerek kaşlarımı çattım. Yalnız olmam gerekiyordu, ben hep yalnızdım. Zihnim onun kim olduğunu düşünmek için fazla bulanıktı ve ben, bıraktım.

Gözlerimi açmam gerekiyordu, nerede olduğumu anlamalıydım. Başımın hemen altından geçerek bana destek olan yumuşaklığın ardından dudaklarıma dokunan cisim ile ağzımı araladım. Bunun bardak olmasını umdum, kana kana su içmem lazımdı çünkü yanıyordum.

"Tamam, şimdi doktoru çağıracağım. Tanrım, şükürler olsun!"

Boğazımdan aşağı yuvarlanamadan geri çekilen ıslaklık sadece dudaklarımı serinletmişti.

Birkaç ayak sesi duyduğumda kıpırdanmaya çalıştım ama bu zordu. Ağrıyan sadece, uzun süre yatmaktan kaynaklanan sırtım değil ; hareket ettiğimde acısını fena halde hissettiğim belimdi. Bana ne olduğunun farkında değildim fakat her ne olduysa iyi bir şey olmadığı kesindi.

Tekrar ayak sesleri... Bir değil, birden çok kişi gelmişti yanıma eminim. Burnuma dolan parfüm kokusu yabancıydı. Bileklerimi yoklayan elin sıcaklığı da.

"Birazdan kendine gelir." diye mırıldandı biri. Robot gibi konuşuyordu ve bu hoşuma gitmemişti.

"İyi olacak mı?"

"Biraz zaman alacak."

Gözlerim açılmaya başladığında net olmayan görüntüler yüzünden yüzümü buruşturmaktan kaçınmadım. Odanın içindeki ışık hüzmesi fazla rahatsız ediciydi fakat alışmayı bekledim.

"Bu arada, siz kimsiniz?"

Mekanik ses tonu kulağıma tekrar ulaştığında, bakışlarımı karşımda dikilen adamlara sabitledim. Görüntüler hâla suyun içindeki bir şeye tepeden bakıyormuşum gibi net değildi ama onu tanıdım. Şimdiye kadar hatırlayamamış olmam büyük bir aptallıktı zaten.

"Sehun."

Ve onu hatırlamam, başka şeylerin gün yüzüne çıkmasını sağladı. Bana bakan endişeli gözlerini, üzerime doğru gelen aracı ve vücudumun parçalara ayrılıyormuşcasına hissettiği acıyı... Trafik kazası geçirmiştim. Buna trafik kazası bile denemezdi, kenarda dururken biri arabasını üzerime kırmıştı. Kaçmak için yeterli zamanım yoktu ve sonuç ortadaydı.

"Abi! İyi misin?"

Değildim. İyi falan değildim. Vücudumu yukarı çekmek için hareket etmeye çalıştığımda, alt tarafım benden bağımsız gibi oynamadı.

"Kendinizi yormayın."

Doktoru dinlemek istemiyordum, bende bir tuhaflık vardı Tanrı aşkına. Kolumdaki seruma aldırmadan dirseklerimi yatağa dayadım ve kendimi çekmeye çalıştım. Doğrulmak istiyordum, oturmak istiyordum.

OBSTACLEWhere stories live. Discover now