İstiyorum

3.1K 92 5
                                    

Arkama bakıp tekrar önüme döndüğümde bu yere daha önce hiç gelmediğimi fark etmiştim. Ve sanırım kaybolmuştum. Daha doğrusu sanırım değil, kesinlikle küçücük otelde kaybolmuştum. Oysa tek amacım odada unuttuğum güneş gözlüğünü almaktı. Hep neden bunlar benim başıma geliyordu sanki?

Köşeyi döndükten sonra birden bir vücutla çarpıştım. Öyle hızlı çarpmıştı ki bana bir an dengemi sağlayamayıp popomun üstüne düşmüştüm. Ben çoktan cırlamak için hazırlanmışken karşımdaki kişinin Yunus olduğunu görmemle duraksadım. Bana elini uzattı ve kalkmama yardımcı oldu. Sonraysa sadece yüzüme baktı ve yanımdan geçip gitti. Ne bir özür, hadi özürü de bıraktım selam bile vermemişti.

"Yunus!"diye bağırdım arkasından. Bana dönüp ifadesiz gözlerini yüzümde dolaştırdı. "Nereye?"diye sordum.

"Havuza," Evet Alya zaten boynunda havlusu ve altında mayosuyla başka bir yere gidecek sanki. Yanına doğru yürüdüm. "Kayboldum, seni takip edeceğim."diye mırıldandığımda omuz silkti. Adımları feci halde hızlıydı. Resmen beni peşinden koşturuyordu. Onu takip etmeye devam ettim.

Ve aslında havuzun tam şu kocaman kapıdan çıktığımda karşımda olacağını gördüm. Ben kesinlikle bir salaktım. Yunus gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Bakışları garipti. Küçümseyerek ya da benzeri bir şekilde bakmıyordu. Çözememiştim tam. Binaya tekrar girdi ve döner kapıdan geçerken gelmemi işaret etti. Derdini anlamıyordum ama dediğini yapıp onu takip ettim. Beni peşinden uzunca bir koridor yürütmeyi bekliyordu herhalde.

"Yunus nereye?"diye bir soru yönelttim gayet doğal bir şekilde. Konuşmadı sadece yürümeye devam etti. En sonunda bir odaya girdi. Oda boş ve minicikti. Birkaç temizlik kovası ve bezlerden başka hiçbir şey yoktu. Peşinden girip girmemekte karasızdım. Onu daha tanımıyordum ve bu boş oda beni oldukça korkutmuştu. "Konuşmak istiyorum," Sertçe yutkunup ona baktım. Konuşmamalıydım. Ateş görürse çok yanlış anlardı, tekrar canımı yakmaya başlardı.

Bir dakika ya, Ateş neden bu kadar umrumdaydı? Yani, tabii sevgilimdi ama... Beni bırakıp gitmesini bir tehdit sayarak yaşayamazdım. Hem o gün konu Giray olduğu için o kadar kocaman bir tepki vermişti. "Konuşalım, ama temizlik malzemeleri neden bize eşlik edecek? Ben daha güzel eşlik edecek şeyler biliyorum... Mesela şezlonglar, şemsiyeler, havuz?"

Kafasını iki yana salladı. "Yalnız olmalıyız," Tek kaşım kalktı ve ona baktım. Dün geceki isyanından sonra onu kırmak istemiyordum. Belki büyük bir hata yapıyordum ama bu böyleydi işte. İçeri girdiğimde kapıyı kapattı. Tamam... İşler gittikçe anormalleşmeye başlıyor...

"Sevgilin, şu aptal olan-" Lafını sinirli bakışlarımla kestiğimde toparlamaya çalıştı. "Yani... Sevgilin konu." Yunus'un Ateş'le ne gibi bir bağlantısı olabilirdi ki? Konuyu merak etmeye başlamıştım.

"Dün gece havuzun başında konuşuyorlardı, o ve başka biri... O da arkadaşınla öpüşen kişi işte-" Kuzey'in adını söylediğimde omuz silkip devam etti.

"Sana güvenmediğinden bahsediyordu... Her an ne yapacağını kestiremiyormuş, erkeklerle fazla yakınmışsın ve tekrar ona ihanet edeceğinden korktuğu için asla seni yalnız bırakmıyormuş." Gözlerim fal taşı gibi açılırken beynim çalışmayı bırakmıştı sanki... Ne demek ona ihanet edeceğimden korkuyordu? Bu da ne demek oluyordu şimdi? Tek kelime etmeden odadan çıktım ve gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Ben onunla olmaktan delicesine mutluyken, onun için her şeyi yapmaya hazırken hakkımda böyle düşünmesi beni ciddi anlamda kırmıştı. Paramparça olmuştum bir anda.

Birden bunları ona düşündürenin ben olduğunu hatırladım. Önce Buğra, Erdem, sonra Giray... O haklı mıydı? Bundan korkmakta haklı mıydı? Lanet olsun! İki seçenek vardı karşımda.

Çöplük [ c.d ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin