Tokat

3.2K 134 28
                                    

"Şuna süprüz deme,"diye mırıldandım ve bacağımı diğer bacağımın üstüne koyarak rahat bir konum almayı başardım. Ateş'in dikkati dağılmış gibi duruyordu. Baktığı yer ise bacaklarımdı. Tabii, bacaklarıma bak sen, yol ne ki?

"Ateş?"dediğimde yola baktı. "Hı?"

"Nereye gidiyoruz, mal mal konuşma da söyle."dediğimde sırıttı. "Mal mal?"

"He evet. Söylesene."

"Söyleyemem. Nereye gideceğimizi sen bulacaksın ben de oraya gideceğim."dedi ve torpido gözüne uzandı. Bunu yaparken eli büyük bir baskıyla bacaklarıma temas etmişti. "Bacakların çok güzel,"diye mırıldandı.

"Sapık sapık konuşma."

"Ben ve sapıklık?"derken torpido gözünü açmıştı. Göz ucuyla baktım. Peçeteler vardı, birkaç tane araba dergisi olarak tahmin ettiğim dergi vardı ve onların üstünde yeşil bir zarf vardı. Uzanıp zarfı aldığımda o dergilerin hiç de araba dergisine benzemediğini gördüm. Derginin kapağındaki kadın gözlerimin büyümesine neden olurken o sadece yola bakıyordu. Kadın çıplaktı. Çıplak!

Sinirle zarfı yırttım ve içinden bir kağıt çıktı.

Şimdi dergiyi gördün ve deliriyorsun, ah bebeğim senden seksileri var öyle değil mi? Neyse biz konumuza dönelim.

"Durdur arabayı ineceğim!"

"İn lan in!"

Ve asıl kızımız burnunu tam da buraya çarpar ve burnunu kanatır...

Kağıdı tekrar katlayıp Ateş'e baktım. "Ne bu?"

"İpucu. Şimdi söyle bakalım asıl kız? Nereye gidiyoruz?"

"Ateş mal mısın sen?"

"Mal değilim ama aşırı yakışıklıyım. Her neyse hadi çalıştır beynini."

"Tamam."

Burun kanaması... Arabayı durdurmak... Torpido gözü...

İlk İzmir'e geldiğimizde! Leylak Kafe!

"Leylak! Leylak Kafe!"diye bağırdım. Belli belirsiz kafasını salladı ve elini bacağıma koydu. Ne yapıyorsun? diye cırlayacakken bana bakarak gülümsedi.

"Aferin,"dedikten sonra bacağıma iki kez hafifçe vurdu. Tanrım! Kızarıyordum! Elini çektikten sonra yola bakmaya devam etti.

"Bu böyle devam mı edecek?"dedim. "Ne? Zarflar mı?"

"Aynen. Yani doğum günüm değil bir şey değil."

"Benim doğum günüm."dediğinde koltukta yan döndüm. "Gerçekten mi?"diye sordum heyecanla. "3 Temmuz değil mi bugün?"

"Evet. Ateş hiç söylemedin. Doğum günün kutlu olsun."dedim sırıtarak. "Bugün doğum günü çocuğunu üzmek yok o zaman?"dedi yola bakarak. Arabayı tek elle kullanıyordu ve diğer eli vitesteydi. Elinin üstüne kendi elimi koydum. Bana bakarak sırıttı.

"Şey... Yani biz baş başa geçirsek? Ve şu sürprizleri yapmasan?"

"Olmaz, her şey tıkırında ilerliyor bebeğim. Çok güzel olacak. Tabii buna sen karar vereceksin."

"Nasıl?"

"Günün sonunda bir karar vereceksin ve ona göre tüm gün boşa gitmiş veya gitmemiş olacak."

"P-peki,"

"Bir şey istesem?"dedi gülümseyerek. "İste,"

"Şu yanağım kaç günden beri Alya tarafından öpülmedim diye ağlıyor,"dediğinde gülümsedim ve yanağını öptüm. Tek elim benden bağımsız karnına gitti. Ona o kadar yakındım ki... Muhtemelen şuanda nefesimi yanağında hissediyordu.

Çöplük [ c.d ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin