13. Bölüm

146 20 4
                                    

Merhaba arkadaşlar 

Sizleri özledim, yazmayı da özledim.

Bu zamanda en çok kitap okumakla zaman geçiriyor olduk, o yüzden hiç bir yenilenme yapmadan hikayeyi yeniden yükledim.

Umarım eskisi gibi beni bu hikayemde yine tek bırakmazsınız.

Seviyorum sizleri!

Vote ve Yorumlarınızı eksik etmeyin.

Bölüm ile baş başa bırakıyorum.

En sonundaki NOTu okursanız sevinirim!

________________________

Arabama bindim ve besmele çekerek adresin yolunu tutum. Çokta uzak değildi yani. Yirmi dakikada felan vardım oraya. Doğru yere geldim mi diye bakarken bahçede oturan Samet'i gördüm. Beni bekliyor bak sen şuna. Gelmesem üşüyecek zavallım benim ya. Gerçi okadarda berbat bir hava yoktu ama olsun. Aşk işte...herşeyi söyletirir de yaptırır da. Arabadan çıktım ve kapıyı kapatım. O anda Samet benim tarafa baktı ve yüzünde bir gülümseme belirlendi. Ben malesef gülemiyordum çünkü bizi hala birisi görecek diye korkuyordum. Bahçe kapısından girdim ve onun bir metre önünde durdum. Elimi uzatım ona ve elimi sallamasını bekledim. Ama öyle olmadı.

'Bu ne şimdi?', diye sordu bir kaşını yukarı çekerek.
'Bu merhaba demek. Unuttun mu?', diye sorusuna bir soru ile cevap verdim.
'Tövbe Yarabbim. Delirdin galiba. Sen bana elini uzatıyorsun. Elini ya. Bu ne demek biliyormusun?'
Soruya ondan cevabı bekler gibi ona baktım.
'Kızım biz sevgiliyiz be. Sevgiliye el mi uzatılır. Gel buraya.'
Beni kucaklamaya yeltendi ama ben son anda geri çekildim ve elim ile dur dercesine onun gelmesini engelledim.

'Bizim nerde olduğumuzun farkındamısın geri kafalı?', dedim ona ellerimi belime koyarak.
'Dışarda', dedi sakince.

Sakin mi? Sakin mi? Beni delirtecek bu adam ya.

'Sorun da orda ya zaten. Samet görürler bizi camlardan. Aha bak burda bir perde salandı. Aha burda da camlar geriye doğru açıldı. Gördüler bizi. Ayyy ben bittim. Sende bittin. İkimiz bittik. Hayırrrrrr olamaz.'

Hemen kapıya doğru koştum ve açılmasını istedim. Ama malesef kapalıydı.
Samet sapık sapık bana bakıyordu.

'Gerizekalı açsana kapıyı. Ne bekliyorsun. Bizi daha da çok kişi mi görsün istiyorsun? Aç şunu offff', diye bağırdım.

'Tamam giresunlum sakin ol', diyerek sallana sallana benim yanıma gelmeye başladı. Biri görecek diyorum bu hala dingil dingil ediyor. Soracağım ben ona içeri bir girseydim de hala varamadı ki yanıma.
Gözümü kapadım ve nefes alarak gözlerimi tekrardan açtım. Sonunda gelebilmiş ve kapıyı açmıştı. Açması ile hemen içeri fırladım ve ayakkabılarımı çıkararak onun gelmesini bekledim.
'Yüreğim ağzıma geliyordu. Çabuk gelemezmiydin be oğlum. Sınır ettin beni şuan. Aslında var ya seni cezalandırmak için eve gitmem lazım da...', dedim ve durakladım. Benim burda vıdı vıdı diye konuştuğum cümleler Sametin varlığında nasıl ağzımdan çıkardı inanamıyordum.

'Ehhh Damlacığım lafın yarıda kaldı...beni cezalandırmak istiyordun galiba yanlış hatırlamıyorsam', dedi alayla.
'Hii, öyleydi demi...yaaa sen boşver başka zaman alırsın artık cezanı. Şimdi yeri değil.'
Niye şimdi yeri değil biliyormusunuz çünkü ben burda mavişim ile ilk defa yanlız bir yerdeyim. Ve bu kaçırılır mı yahu! Sizdeee...
'İyi, madem cezayı beklerim. Hadi şimdi ama yukarı. Başka birisi görür bizi mâzallah.'
En son cümleyi duyar duymaz merdivenler'den yukarı fırladım. Görmesinler bizi. Bizi. Aşıkların en yenilerini. Sayıden, bizi görmüşler midir?
Tabiki canım, yarın hata bugün bütün dünya duyar bunu. "Şok Şok Şok. Samet Arslan ve Damla Kaya gizli bir aşk mı yaşıyor? Tüm dünyayı sarsan bu bomba haber ne zaman açıklığa kavuşacak?", diye bir pankart felan asılıyor şuan bütün dünyada.

Ben Aşkı Kadırga'da buldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin