bölüm 1

1.3K 46 10
                                    


Hana koşarak eve geldi ,utancından kıpkırmızı olmuştu.Adin eline yine bir mektup sıkıştırmış, üstelik bir de yanağından öpmüştü.

Bir gören olsa babama söylese, babam beni öldürür, diye düşünmeden edemedi.Hana mektubu bir an önce okumak için koşarak  eve  geldi , doğru tuvalete geçmeye çalışırken annesi oturduğu kanepeden kalkıp yanına geldi.

''Hana ne oldu ne koşturup duruyorsun?'

''Sıkıştım anne ondan koşuyorum.''

''Verdin mi mahlutayı ?''

''Verdim anne.''

''Ne yapıyordu Leyla teyzen?''

''Evde yokmuş anne.''

''Neredeymiş?''

''Of    anne rahat bırak beni , altıma kaçıracağım.''

Annesi nihayet gitmişti.Mektubu okumak için evin en rahat yeriydi tuvalet böylece onu kimse rahatsız etmez, yakalanma korkusu olmazdı.

''Benim deniz gözlü sevdiğim kaç yaşımdan beri seni seviyorum bilmiyorum.Ama ölene kadar seni seveceğimi biliyorum.Hana ; seni başkasıyla görmeye dayanamam ,artık bana evet de ,evlen benimle.''

Hana mektubu katlayıp öptü.Adin'de böylemi kokuyor acaba diyerek mektubu göğsüne sakladı.Maazallah birinin eline geçse felaket olur. Hele Hasan ile Ahmet görse hemen  babama yetiştirirler .

Hasan ile Ahmet  Hana' nın çekilmez olan kardeşleriydi. Hasan on iki Ahmet on beş yaşında idi.Sürekli Hana'nın  peşinde dolanıp duruyor, bir gölge gibi onu takip ediyorlardı. Sanki Potaçari 'de tek kız Hana vardı.

''Hana çıkmadın mı daha ? Kız düşeceksin tuvalete doğru söyle, işten kaçmak için mi böyle yapıyorsun?''

''Yok anne ya çıktım işte, karnım ağrıyordu  da''

''Ben sana kaç kere dedim incecik giyiniyorsun diye, gördün mü bak hasta oldun işte.''

''Tamam anne abartma iyiyim işte.''

''Hadi sofrayı kuralım baban gelir birazdan.''

Hana annesine cevap vermeden sofrayı kurmaya başladı.Bir gün Adin için de böyle sofralar kuracak heyecanla kocasının  gelmesini bekleyecekti,kapıdan girer girmez kucağına atlayacak onu öpücüklere boğacaktı.

Kocam mı dedim , öpücük mü dedim, düşünmek bile kızarmasına yetmişti. Olsun, bu onun hayali değil miydi.  Ah bir de Adin'e  söyleyebilse işte o zaman Adin tek bir gün beklemez ,hemen evlenirdi.Hem Adin ne demişti ona deniz gözlüm artık sabrım kalmadı demişti.

Hana karar verdi. Bir cevap verecekti Adin'e. Ama nasıl söyleyecekti.Bakkala gidiyorum diye evden çıksa, Adin 'in evden çıkmasını beklemek zorunda kalacaktı. Adin çıkınca o da bakkala gidiyorum diye evden çıkardı ama Hasan ile Ahmet de peşine takılırlardı, hem ne diyecekti ki, seni seviyorum dese olmaz. Ne yapacağını bir türlü bulamamıştı.

Acaba Adin gibi mektup mu yazsam,  evet evet  mektup yazmalıyım hem bu benim için daha kolay olur diyerek mektup yazmaya karar verdi.

Hana bütün gece uyuyamamıştı mektup yazmaktan, daha doğrusu yazmaktan değilde; ne yazacağını ve mektubu nasıl vereceğini düşünmekten uyuyamamıştı.

Sabah uyandığında mektubu nasıl vereceğini bir türlü bulamamıştı.Mektubu yazdım   yazmasına ama peki bunu nasıl vereceğim ben şimdi. Bir taraftan annesinin söylediği işleri yapıyor bir taraftan da mektubu Adin'e nasıl vereceğinin yollarını düşünüyordu.

MAVİ KELEBEKLERWhere stories live. Discover now