01

1.2K 84 36
                                    

Soğuk bir sonhabar mevsimiydi.

Yabancı, başındaki kapüşonuyla gizemli kalmak istercesine duruyordu. Paslanmış demirleri, aşınmış tahta kısımlarını umursamadan bir banka oturdu ve etrafı bir sessizlikle izlemeye başladı.

Güneş ışığının yüzüne vurduğu zaman yabancı gözlerini başka tarafa çevirdi.

Güneşin ışıltısına bile tiksinerek bakan yabancı, Güneşin sonsuz bir ışıltı olduğunu anlayamamıştı. Ya da sadece kabul etmiyordu.

Başına vuran sıcaklıkla kapüşonunu küfür ederek indirdi.

Yeşil saçlarının güneş ışığı sayesinde daha da açık yeşil rengine bürünmesi yabancının umurunda değildi.

Yeşil saçlarının bu hâlini seven yabancı, doğayı, sesi hiçbir zaman hazmedememişti.

Sadece tek başına olmak istiyordu.

Yabancının güzel yüzü, bakmaya doyulmaz bir güzellikteydi. Yanakları bir nilüferin açılmış yapraklarını andırıyordu âdeta. Kadifemsi, pürüzsüz ve yumuşacık. İnsanda dokunma isteği yaratıyordu, fakat bir o kadar da narindi. Sanki tek bir dokunuşta hemen korkup saklanacaktı o güzel yapraklar...

Yabancı, kendi fiziksel özelliklerini pek iyi kabul etmiyordu.

Onun felsefesi; "Hiçbir insan kusursuz değildir." sözü olmasıydı. Bu söze kalbinden inanırdı ve seveceği kişiyi tüm kalbiyle seveceğine yemin dahi etmişti.

Dünyanın karışık bir yer olduğunu kendisi kabul etse de, sevgi asla onu yalnız bırakmamıştı.

Bir gün, o boş kalbinin dolacağına inandı...

(,)

Bunu burada bıraklı 1 yıl oldu.

Benim duygularımı iyi bilen sen, neden herkesin hikâyesini tamamladın da, benimkini tamamlamadın?

Ben sadece kendi fiziksel ve kişisel özelliklerimi biliyorum.

Şu an sadece bir 'Yabancı'yım.

Bir adım bile yok. Sana o kadar öfkeliyim ki, beni aşağılayan diğer tamamlanmış kitap karakterlerinin benimle gün boyu dalga geçmesi o kadar sinirimi bozuyor ki içimdeki ağlama hissi gün yüzüne çıkmak istiyor. Ama yapamıyorum. Sen beni soğukkanlı biri olarak aklında yazdın daha sonra kağıtlara döktün.

Böyle bir karakterin ağlaması iyi değildir, değil mi?

Ümit ediyorum. Belki bir gün tekrar çalışma masana oturur ve o sade siyah uçlu kalemini eline alır, yanları yıpranmış defterine kalemini değdirerek benim hikâyemi tamamlarsın diye ümit ediyorum.

Belki... bir gün geri döner ve beni tamamlarsın.

Bende kendimi tamamiyle çözmüş olurum sevgili yazarım.

stranger of book ➼ yoongiWhere stories live. Discover now