''Yemek yemeden olur mu hiç.''

''Bu gün bütün işlerimi halletmem lazım. Daha sonra atıştırırım bir şeyler.''

''Peki o zaman. Ben gidiyorum.''

''Tamam canım sana afiyet olsun.''

''Teşekkürler canım sana da kolay gelsin.''

Kaan da bizi rahatsız etmemek için yemeği bizimle yemediğinden, bu gün yemeği tek başıma yemek zorunda kalmıştım.

Asansörü çağırıp gelmesini bekledim.

Asansörün kapısı açıldığında içeride sabah ki kızların ikisi vardı. Şansıma bir kez daha lanet okudum.

Bir an asansöre binmesem mi diye düşünsem de onlardan neden kaçacakmışım diyerek asansöre bindim.

Yine sabah ki gibi arkada fısır fısır konuşuyorlardı fakat ne söylediklerini duyamıyordum.

Asansör on altıncı katta durdu. Kapı açılınca karşımda Barlas'ı gördüm.

Bana şöyle bir bakıp içeri girdi.

Barlas'ın içeri girmesiyle arkadaki kızlar iç çekmeye ve Barlas'a melül melül bakmaya başladılar.

''Merhaba Cansu Hanım.''

Bu şimdi neden bana merhaba demişti ki?

Zaten bu kızlar yeterince bana düşman olmuştu. Bir de Barlas ile dedikodum çıkarsa şirkette beni yaşatmazlardı.

''Merhaba Barlas Bey.''

''Yemeğe mi gidiyorsunuz?''

'Sana ne?' diyesim vardı fakat o kadar cesaretli değildim.

''Evet.''

''Güzel. Bende yemeğe gidiyordum. O zaman birlikte yiyebiliriz.''

Barlas'ın bu sözüne çok şaşırmıştım. Dönüp ona baktığım da gayet ciddi görünüyordu.

Allah aşkına aklından yine ne geçiyordu?

Artık Barlas ile de dedikodumun çıkması kesindi.

Kafamı arkaya çevirdiğimde kızların ikisi de beni dövecek gibi bakıyordu.

O sırada asansör durdu ve yemekhanenin olduğu kata geldik.

''Teşekkürler ama benim arkadaşıma sözüm var o yüzden size afiyet olsun.''

Tam asansörden çıkacaktım ki Barlas kolumdan tutup asansörün içine çekti.

''Reddedilmeyi sevmem.''

Maalesef bu hayatta herkesin her istediği olmuyor Barlas Bey.

Barlas'ın bu hareketinden sonra kızlar Barlas'a hayran hayran, bana da öldürecekmiş gibi bakış atıp asansörden indiler.

Asansörün kapısı kapanınca Barlas'a döndüm.

''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Zaten şirkette benim hakkımda dedikodular dolaşıyor bir de sizinle mi dedikodum çıksın?''

''Bana hesap sorma gibi bir lüksün yok küçük. Yoksa dünkü olaydan sonra hala akıllanmadın mı?''

''Sadece Yavuz Bey'in kulağına giderse iyi olmaz. O yüzden söylüyorum.''

''Sence ben kendi işimi mahveder miyim? Biraz kıskanmak Soydan' a iyi gelecek.''

''Madem öyle yemek yiyelim dediniz ama yemekhanede inmedik.''

Tutuklu (Tamamlandı) ✔Donde viven las historias. Descúbrelo ahora