I. KISIM / 41. Birlikte Yanmak

4.1K 329 21
                                    

Sevgili düzenli okurlarım ve arada bir sayfamı ziyaret eden, geçip giden yolcularım, I. Kısım nihayete varmak üzere. Olaylar giderek hızlanırken, kaçınılmaz son yaklaşıyor. Sönen hayatlar ve biten öyküler, yeni başlangıçlara yol veriyor, yeni sayfalar açılıyor. 

Mutluluk ve mutsuzluk, hüzün ve neşe, acı ve tatlı kimi zaman birlikte kimi zaman teker teker gösterirken bin bir yüzünden herhangi birini, Yazgı ile Kahraman'ın hikâyesi de diğer çiftlerle beraber varacak elbette bir ufka. Acaba hangisine?

Vee yeni bölüm:

Abileriyle güzel bir yemek yemiş ve annesiyle görüşmüş, keyifle odasına çıkmıştı Yazgı. Yine de içten içe bir boşluk hissediyordu. Ayrıca ertesi günü düşündükçe ürkütücü bir telâşa kapılıyor, midesine kramplar giriyordu. Herkesin sürekli ne kadar cesur davrandığını söylemesine karşı o korkuyordu, deli gibi korkuyordu. Öyle ki pek sevdiği odanın duvarları üstüne üstüne geliyor, boğuyordu şimdi onu. 

Kahraman'ı özlediğini hissetti genç kadın, varlığına öyle alışmıştı ki, bu geceyi onsuz bitirmek yaşadığı bunalımı ikiye-üçe katlıyordu sanki. Yatmadan önce en azından sesini duymak düşüncesiyle artık ezbere bildiği numarayı tuşlayacaktı ki, telefon çalmaya başladı. 

"Ben de şimdi seni arayacaktım," dedi kadın, az önceki ruh halinden eser kalmamıştı.

"Kalp kalbe karşıyaymış," diye cevapladı adam da kadife gibi bir sesle.

Bir sessizlik oldu. "Ne yaptın?" diye sordu bu kez adam. 

"Hiç işte. Yemek yedik, sonra da odama çıktım."

"Özledim seni."

"Ben de."

"Yanına geleyim mi?"

Nefesi kesildi genç kadının: "Kapının önünde Adem var," diyebildi sadece.

"Sorun değil. Söyle ister misin, geleyim mi?"

Yutkundu kadın: "İsterim..." diye fısıldadı ancak.

Boğuk bir kahkaha attı adam: "Peki o zaman." dedi kısık bir sesle, "Ben yan odadayım, sakın korkmayasın.."

"Neden korkacakmışım ki?" diye sordu genç kadın şaşkınlıkla. Tam o anda duyduğu bir sesle irkilerek arkasını döndü, gördükleri karşısında küçük bir çığlık koparken ağzından, elindeki telefon yere düştü.

****

Erdem Mahmudî odasına tıkılıp kalmıştı, ancak önceki günkü kadar şanslı değildi. Çünkü hain cihazlar tüm gün tek ses vermemişlerdi, ne sinyal ne de başka şey. Yazgı denizin ortasından havaya karışmış, buharlaşıp uçup gitmişti sanki.

Sinirleri bozulmuştu. Gecenin ilerleyen saatlerinde daha fazla dayanamaz hale geldiğinde kendisini dışarı atmış ve soluğu Barlar Sokağında almıştı. 

Rastgele girdiği bir barda tek başına içkisini yudumluyor, bir yandan da etrafı kesiyordu. Derken gözleri hemen karşısında kıvrılarak yerleştiği taburede, onun gibi yalnız içen ve etrafa göz gezdiren uzun siyah saçlı esmer bir dilbere kaydı. Başıyla verdiği çapkın selâma benzer karşılık alınca, yerinden kalktı ve kadının yanındaki boş yere teklifsizce ilişti. Diğeri hiç rahatsız görünmüyordu. 

****

Duyduğu sesle arkasını döner dönmez odanın ortasında dikilen Kahraman'la burun buruna gelmişti Yazgı. Korkudan rengi bembeyaz kesilmişti. Böylesi bir tepki beklemeyen genç adam  ne kadar şaşırsa da atik bir hareketle kadını kendisine çekerek kolları arasına almış, son saniyede düşmeden yakalamıştı. 

DERİN MAVİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin