I. KISIM/9. Sıcak Çarpması

7.4K 511 4
                                    

Her akşam yaptığı gibi havuz başındaki dolu ve boş masaları sayarken, iki gündür giriş almadıklarını hatırladı Kahraman. İş bitene kadar kimseyi kabul etmeyeceklerdi, bu da yakında otel tamamen boşalacak demekti. Hafifçe gülümsedi, bir süreliğine masa sayma alışkanlığından vaz geçmeliydi, zira fazla bir anlamı kalmayacaktı yakında.

Bu düşüncelerle, geçen akşam Yazgı ile oturdukları masaya yöneldi. Plâj dönüşü yemek için sözleşmişlerdi. Aslında küçük oğlanı da getirecekti ama bu günkü faaliyet onu epey yorgun düşürmüş, evden çıkamaz hâle getirmişti. Genç adam bundan üzüntü duymuyordu, oğlu bir iki güne kalmaz tempoya alışacaktı nasılsa. O zaman onu eve sokmak neredeyse imkânsız hâle gelecekti. Bu bakımdan, şimdilik "bırakalım dinlensin"di.

Otelin kumsalla yakınlaştığı noktadaki masaya vardığında Yazgı'nın henüz gelmediğini gördü Kahraman. Canı sıkılmıştı, saatine baktı. Pek gecikmiş sayılmazdı, ama yine de meraklanmadan edemedi. Dün akşamki bekleyişin rövanşını mı alıyordu genç kadın? İçten içe öyle olmadığını bildiğinden bir endişe dalgası sardı içini. Buna mukabil sükûnetini korudu, masaya oturup beklemeye başladı, garson içkisini getirdiği sırada eli telefonuna gitmişti bile.

***

Sanki saatlerdir yüzüncü defadır kusuyor gibiydi Yazgı. Vücudundaki hakimiyetini yitirmiş, zaman ve mekân algısını tamamen kaybetmişti.

Midesine giren krampla yeniden klozete koştururken: "Bu kadar şey nereden geliyor!" diye isyan etti.

Perişan halde odasına döndüğünde yatağın üstüne atılı telefonun çaldığını duydu. Kim bilir ne kadardır ve kaçıncı kezdir aranıyordu. Ancak bir şey yapmaya mecali kalmamıştı, "arayan yine arar" diye düşündü.

Öte yandan akşam yemeği ve randevusu için hazırlanması gerektiğinin de farkındaydı. Ancak  yarı bilinçli yarı bilinçsiz çöktüğü yatağın dibinde kımıldayamıyordu bir türlü.

Tekrar telefon çalmaya başladı.

***

"Hasan" dedi adeta gürleyerek Kahraman.

"Evet patron!"

"Yazgı Hanım nerede?"

"Nasıl nerede? odasında!"

"Emin misin?"

"Evet, plâjdan sonra odasına geldi ve bir daha çıkmadı. kapısında bekliyorum."

"Telefonunu açmıyor," dedi Kahraman sıkıntıyla.

"Belki duştadır ya da uyumuş kalmıştır." Hasan da endişelenmişti.

"Bilemiyorum. Kapısını bir çal bakalım, açacak mı?"

***

Bir taraftan telefon çalıyor, bir taraftan kapıya vuruluyor. Ama Yazgı'nın hiç mecali yok yerinden kalkmaya, üstelik oda fır dönüyor etrafında ve en ufak bir harekette tekrar kusacak diye ödü kopuyor.

***

Aramalarına cevap alamayan Kahraman, makûl her türlü sürenin geçtiğine kanaat getirdiğinde hızla yerinden fırladı ve Yazgı'nın odasına yollandı şimşek hızıyla.

***

Krampları hafifleyen genç kadın, odanın eskisi kadar dönmediğini fark etti. Zihni de açılır gibi olmuştu. Telefonu çalıyor, birileri kapısını vuruyordu. Yavaşça yerinden doğruldu, tam cevap vermek için yatağın üzerine doğru uzanmıştı ki, telefon sustu. Ama hâlâ vurulduğuna göre, kapının önünde birileri vardı herhalde.

DERİN MAVİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin