I. KISIM / 5. Akşam Yemeği

10.5K 616 7
                                    


Güneş çekilmeye başlasa da aydınlığını tamamen yitirmemişti henüz.

Akşam yemeklerinin verildiği havuz başına doğru yürürken, etrafına şöyle bir göz gezdirdi, dolu ve boş masalara bakarak otelin doluluk oranını tahmin etmeye çalıştı. Hesaplamalarından memnun kaldı, hafta sonuna kadar tam kapasite çalışacaklarını düşündü, elbette üst kat hariç. Bunun için dertlenecek değildi. Durmuş Altıner öyle bir ödeme yapmıştı ki, bütün yıl o katı kapalı tutsa gam yemezdi. Bu düşünceler içindeyken, tüm alandan ve açık büfenin bulunduğu noktadan epey uzakta, kumsala yakın kuytu köşedeki masada tek başına oturan güzel kadın dikkatini çekti Kahraman'ın.

Aslında bilerek geç kalmış, bekletmek istemişti. Şimdi ise onun öylesine yalnız ve mahzun duruşu kötü hissettirmişti. Neden? Niçin? Neden garip şeyler yapıyor, sonra da suçluluk duyuyordu? Cevap ortadaydı, ancak görmezden gelmeyi tercih etti. Derhal silkindi, herkesin alıştığı ulaşılmaz ve ukala tavrını takındı. Artık güvendeydi.

Yazgı, hem şarabını yudumluyor, hem de manzaranın keyfini çıkarıyordu. Sabah kahvaltılarının ve akşam yemeklerinin verildiğini öğrendiği otelin bu bölümü aynı anda iki farklı dünyaya açılıyor gibiydi. Bir taraftan kocaman yüzme havuzu lüksü ve moderniteyi müşterilerine sunuyor, diğer taraftan konum itibarıyla otelin kumsalla buluşarak denize ulaşması tabiat mucizesi şeklinde gözleri ve gönülleri fethediyordu. Genç kadın bilinçli şekilde bekletildiğinin farkındaydı, yine de canını sıkmak yerine, göğün ve denizin birleştiği noktanın sihrine kapılmayı tercih etmişti. Öyle ki; arkasından gürleyen ses samimiyetle yerinden sıçramasına neden oldu.

"İyi akşamlar," dedi Kahraman, genç kadının tepkisine hayret ederek, "sizi korkutmak istememiştim, geciktim sanırım, kusuruma bakmayın."

"Sorun yok. Meşgulsünüzdür tabii. Koca otelin idaresi kolay değildir."

Genç kadının sesindeki istihzayı anlamakla birlikte, sineye çekti Kahraman. Hak etmişti çünkü.

Bir iki gereksiz cümlenin ardından, yemeklerini ısmarlayan ikili, havadan sudan bahsetmeye başladı. Esas meselenin etrafında dönüp duruyor, her ikisi de diğerinin konuya girmesini bekliyordu. Sonunda pes eden Kahraman, ev sahipliği sorumluluğunu üstlenerek giriş yaptı:

"Yazgı Hanım..."

"Yazgı," diye araya girdi genç kadın, "sizi-bizi bir yana bırakalım mı?"

Baştan aldı genç patron: "Yazgı, mesele veya olay nedir bilmiyorum fakat hayatının ciddi anlamda tehlikede olduğundan eminim. Aksi halde Durmuş Bey seni buraya göndermez, bana emanet etmez ve neredeyse otelimi satın alacak kadar büyük bir meblağ ödemezdi."

Sarışın güzel gülümseyerek başını salladı. Bu onayla devam etti diğeri: "İşte bu sebeple seni çok iyi korumalıyız. Lütfen bizimle işbirliği yap ki bu süreci kazasız belâsız atlatalım."

"Nasıl?"

"Senin için iki yakın koruma ayarladım. Birisiyle çoktan tanışmışsındır her halde."

"Evet, Hasan," dedi Yazgı, makul bir uzaklıkta bekleyen ve gözlerini onlardan ayırmayan çam yarmasını işaret ederek.

"Tamam diğeri de Adem. Yarın sabah kapının önünde o duracak. Sırayla sana eşlik edecekler, bir tür vardiya sistemiyle çalışacaklar yani. Ayrıca beşer kişilik iki ekip de dönüşümlü olarak seni takip edecek, uzak koruma sağlayacak."

"Bana uygun göründü."

Patron devam etti: "Diğer husus, kimseyle iletişime geçmeyeceksin. Ne telefon, ne internet, ne mesaj, ne başka şey. Otelde ya da Marmaris'te arkadaşlıklar kurmayacak, kimseyle gereğinden fazla konuşmayacaksın. İletişimde olacağın kişiler ben, Adem ve Hasan. Bunun için kullanacağımız telefonları yarın sabah erkenden sana ulaştıracağım."

Yazgı, itiraz etmedi. Kendisini tamamen karşısındaki adama teslim etmiş görünüyordu. Bu davranış karşısında şaşkınlığa düşen Kahraman: "Nasıl bir belâya bulaştın ki sen?" diye soruverdi. Dilinden dökülenleri engelleyememişti. 

Genç kadın içini çekti ve: "Psikopat pisliğin tekine kapıldım," dedi. Durdu, düşündü, devam etti: "Bak Kahraman, peşimdeki adam, her an her şeyi yapabilecek tam bir manyak. Dâhi, tehlikeli ve sosyopat bir manyak . Ben kendimden ziyade yakınlarım için endişe ediyorum. Bu sebeple, tüm söylediklerine riayet edeceğim. Sadece fazla bunaltmayın ve bana biraz alan bırakın, tek talebim bu."

"Durmuş Bey her yerde onu aratıyor, bulunması fazla sürmez. İçini ferah tut, kimse zarar görmeden bu işi halledeceğiz," diyerek teselli vermeye çalıştı genç adam.

Yazgı söylenenlere omuzlarını silkti: "Akacak kan damarda durmaz," dedi sadece.

"Ne demek şimdi bu?" Kahraman, hem sinirlenmiş hem de huzursuzlanmıştı. Bu tür işlerle uğraşan herkes gibi onun da bâtıl inançları vardı ve genç kadın bam teline basmıştı.

"Benim bütün derdim annem ve dostlarım, onlar güvendeyken gerisi mühim değil. Her iş olacağına varır. Eğer başıma bir şey gelecekse, gelecektir. O sapık yakalansa da yakalanmasa da."

Bütün bunları gözleri boşluğa takılı, bir nefeste söylemişti genç kadın ve adamın içi buz tutmuştu: "Sana zarar gelmesine asla izin vermem!" dedi âdeta gürleyerek.

Yazgı, tuhaf bir kabulle gülümsedi: "Son söz daima kaderindir," diye cevapladı sakince. "Onu fazla zorlarsan, aklındakini gerçekleştirmenin muhakkak başka yolunu bulur."

Kahraman, çok sarsılmıştı, içinden bir ses derin mavi gözlerin sahibinin haklı olduğunu söylüyordu. Bundan sonra havadan sudan konuştular, fakat keyfi kaçmıştı. Bu yüzden yemeği güç-belâ bitirdi ve misafirini korumasına teslim ederek, resmen zorla odasına gönderdi. Çünkü her şeyi yeni baştan gözden geçirmek ihtiyacına kapılmıştı. Bunun için de yalnız kalmalıydı, düşünmesi, yeniden plân yapması gerekiyordu.

Yazgı, genç patronun dalgalanmalarını fark etmişti ancak sebebini anlayamamıştı. Dediklerinden etkileneceğine ihtimal vermemekle birlikte daha ilk günden verdiği sözden dönmemek için itaatkârca odasına yollandı.

Oteldeki ilk gününü tamamlayarak başını yastığa koyarken: "Neler neler söyledin öyle, adamı perişan ettin," diye fısıldadı ses.

"Odunun teki. Ona bir şey olmaz" diye cevapladı genç kadın. Çoktan uykuya teslim olmuştu. Bu yüzden karşı taraftan gelen itirazları işitmedi bile.  


6. Bölüm: Ya Benimsin Ya Kara Toprağın


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DERİN MAVİ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin