altı

1K 79 4
                                    

Kusursuzca yaratmış bedenine hayranlıkla bakıyordu, pencereden süzülen ışık yüzüne vuruyordu. Parmaklarını onun kaşlarında gezdirdi, gözleri, dudakları. Lauren , Camila'nın bağımlılıklarından kendine en iyi geleniydi.
Cehenneme hapsedilmiş kanatları kırık bir melekti onun için. Onu hak ettiğini düşünmüyordu, biraz toza taparcasına bakan bir kıza nasıl olurda Tanrı böylesine bir hediye bahşetmişti ?
Lauren'ın gözleri aralandı, kırmızılıklar yok olmuştu. Ilk gördüğü yüz karşısında ağzını kıpırdatmadı, adeta gözleri ile gülümsedi. Camila bu sırada ona gülümsüyor bir yandan da siyah saçları ile oynuyordu.
"Ben." Diye başladı Camila. "Hayatımın son beş senesinde hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim."
Lauren dudaklarını araladı. "Ben de hayatımın son on sekiz senesinde hiç bu kadar sevilmemiştim " Uykusunun etkisi ile sesi çatallı çıkmıştı.
"Her hücrene" dedi Camila baş parmağını Lauren'ın kolunda nazikçe gezdirirken. " Her hücrene öylesine aşığım ki sana baktığımda hislerimde boğuluyorum."
Lauren gözlerini ona sabitledi. "Bunu hak etmiyorum." Dedi.
Camila tebessüm etti, yanında yatan Lauren'a dudaklarını yaklaştırdı. "Hepimizin içinde karanlık bir taraf var. Hangi kelebek yaşamı kısa diye dünyanın en güzel çiçeklerinden vazgeçer ki ?"
Onu öpmedi. Alnını alnı ile birleştirdi, ciğerlerine dolana kadar kokusunu soludu. Gözlerini sıkıca kapatsa da Camila, bir damla gözünden Lauren'ın yanağına düştü.
"Neden ağlıyorsun ?" Dedi Lauren , gözleri kapalıydı. Camila yutkundu.
"Dünyada adalet yok." Dedi Camila. "Önyargılar sebebi ile hayatı buraya düşmüş insanlar nefretlerini başkalarına kusuyorlar." Gözlerini açtı, bir çift yeşil çoktan ona odaklanmıştı.
"Gideceksin." Dedi Lauren. "Kapıdan çıkacaksın ve gideceksin buradan. Çimenlere yatıp kelebekleri izleyeceksin, denizi koklayacaksın ve en güzel şekilde betimleyerek bana kart atacaksın. Seni daima yanımda hissedeceğim Camila, ben zaten orayı hak etmiyorum."
"Hayır." Başını iki yana salladı. "Birlikte çıkacağız."
"Yapamam." Dedi Lauren.
"Tehlikeliyim ben Camila, görmüyor musun ?" Sesini bir nebze yükseltti. "Insanlar beni gördüklerinde çocuklarının elini tutup karşı kaldırıma geçecekler, kollarıma bakıp benden nefret edecekler."
"O halde elini tutarım." Camila elini sıktı. "Birlikte onlar yapmadan biz geçeriz karşı kaldırıma. Kesiklerine sevgi ile bakarım, her birine bakıp nasıl orada olduğumuzu hatırlarım."
"Dünya zaten seni sevdiğim için benden nefret ederken bir de sokaklarında özgürce gezmem ile insanlar benden tiksinecek."
"Insanlar senin güzel olduğunu düşünecek." Dedi Camila. Lauren ona baktı .
"Nereden biliyorsun ?"
Camila fısıldadı. "Çünkü öylesin."
Dudaklarına bir öpücük bıraktı.


On bir yirmi sekiz.
On bir kırk iki.
On bir elli üç.
Camila devamlı saate bakıyordu.
On bir elli sekiz.
Sıfır.
Yanan gece lambasının ilk önce cızırdaması, sonra tamamen elektriğinin kesilmesi ile harakete geçti. Koridorun en sonundaki yangın sensörüne yaklaştığında Lauren'ın ona verdiği sigarayı yakıp bir nefes aldı, sensöre üfledi. Sensörün haraketi geçmesi ile kırmızı yanıp sönen ışıklar etkisi ile kulakları sağır edecek alarm çalmaya başladı.
Koşarak konuştukları yere ilerledi. Lauren'ı orada gördüğünde elini tutup koşmaya başladı. İçerideki kapılar alarm ile otomatik olarak etkisiz hale gelirken. Dışaradaki kapı ise Lauren'ın banyodaki ısıtıcıya düz kontak yaptırması ile oluşan elektrik kesintisi sonucu açık olacaktı.
Yangın olduğunu sanan hastaların çığlıkları ile koştular, kapılardan birer birer geçtiler. Çıkıştan bir önceki kapıya ulaştıklarında duraksadılar. Üstü cam olan kapı kilitlenmişti.
"Ne yapacağız ?" Dedi Camila endişe ile. Lauren etrafına baktı. Duvarda asılı olan yangın tüpünü kavrayayıp camı hızlıca kırdı. "Dikkat et." Dedi Camila.
"Psikopat olmaktan mutlu olduğum anlardan başka bir tanesi." Dedi Lauren kapıyı dışarıdan açarken. Kolunda küçük bir kesik oluşmuştu.
"Kanıyor." Dedi Camila. Lauren onu 'güzel.' Diyerek yanıtladı ve kolunu tutup son kapıya ilerdi.
Kalın kapıyı uzun bir uğraş sonucu çekerek açtılar. Dışarının havası yüzüne vurduğunda Lauren olduğu yerde kaldı. Koşmaya başlayan Camila onun duraksaması ile durdu. "Fazla zamanımız yok." Diye bağırdı. Lauren yine harakete geçmeyince yanına geldi. "Lauren koş! "
Lauren'ın nefes alış verişi hızlandı. "Yapamam." Dedi. Camila şaşkınla ona baktı.
"Ne ?"
"Yapamam." Diye tekrarladı Camila.
"Yapabilirsin." Dedi Camila onun elini kavrayıp.
"Camila hayır." Diye direndi. "Yapamam." Arkasını dönerek birer birer aştıkları kapılardan geri döndü.

Butterfly (Camren)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang