iki

1.4K 108 11
                                    

Kabusunun ortasında terden sırılsıklam olmuş yatağında uyandı Camila. Nefes alış verişini dengeye sokmaya çalışsa da başaramıyordu, vücudu delicesine bağımlısı olduğu maddeyi arzuluyordu. Soğuk soğuk terliyor, derisine bıçaklar batıyordu sanki. Tırnaklarını beyaz çarşafa geçirdi ve gözlerini sıkıca kapatarak kan ter içinde uyandığı kabusa geri dönmeyi diledi.
Vücudu üşümeyr başlamıştı, oysa ki ter döküyordu. Gözlerini dayanamayarak açtığında tavanın haraket ettiğini düşündü. Yavaşça yattığı yerden kalktı.
Etrafa tutunarak odadan çıktı. Uzun koridorda duvara sürünerek nereye gittiğini bilmeden ilerliyor, nefes alıp verişini düzene sokmaya çalışıyordu.
Uzun koridorun sonunda büyük salona ulaştı. Gece olması ile ışıklar kapatılmış, camlar sıkıca sabitlenmişti. Camila temiz havaya ihtiyacı olduğunu hissediyordu.
Gördüğü ilk acil çıkış kapısını itti. Hızla yangın merdivenlerini yukarıya tırmanıyor, bir rüzgar esintisini hissetmek için kendinden geçiyordu.
Soğuk hava yüzüne vurduğunda gözlerini kapatıp derin derin nefes aldı. Etrafına baktığında binanın çatısında olduğunu fark etti, şehrin tüm ışıkları gözü önündeydi.
" Yüksek bir yerden atladığında canının baya yandığını duymuştum." dedi bir ses. Camila başını sesin geldiği yöne çevirdiğinde onu gördü ; Tek bacağını kendine çekmiş, mavi hasta kıyafeti içerisindeki, sigara dumanını dışarıya üfleyen onu. Seslenirken ona, yüzüne bile bakmamıştı.
"İntihar falan etmeyeceğim." dedi Camila yavaşça yanına ilerlerken. Kız gülümseyerek ona baktı.
"Ne yazık." dedi gülümseyerek. "Demek bu gece de bu ana tanık olmayacağım."
Camila ilerleyip karşısındaki kirişe oturdu. Lauren ona dudaklarından ayırdığı sigarayı uzattığında mimikleri ile reddetti. Lauren gülümsedi. "Gerçekten mi ?" dedi alaycı bir ses tonuyla.
"Buranın amacının farkındayım." dedi Camila hafif tebessüm ederek. " Ee senin amacın ne ?"
"Amaç." dedi Lauren sigarasını duvara sürtüp binadan aşağıya atmadan önce. "Şehiri buradan izlemeyi seviyorum."
"Çıkmak istemiyor musun ?" dedi Camila gözlerine bakarak. Yeşil çimenlerin ve gökyüzünün aşkından mı meydana gelmişti bu bir çift göz ?
Lauren şehire baktı. "Çoğu insan buradan korkar." Yutkundu. "Ama bilmezler ki şehir en güzel buradan gözükür. Bilmezler ki her birinin değerlisi olan minik hayatları buradan sadece bir kaç ışıktan ibarettir."
"O ışıklardan biri olmak isterdim." dedi Camila onun gibi sarı, mavi ışıklara bakarken.
"Sıradan." dedi Lauren. Bir poyraz estiğinde kollarını sıvazladı.
"Aklını kaybetmiş kişilerle aynı yerde kalmak mı değişiklik yaratıyor? " dedi Camila. "Sözüm meclisten dışarı."
"Ah hepsinden nefret ediyorum." Cebinden bir sigara daha çıkarttı. Sigaranın içinden çıkardığı kibrit ve kibrit kağıdı ile ateşledi. "Katil olduğumu mu söylediler fahişe mi ?" Gülümsedi.
Camila "Aslında vampir olduğunu söylediler. " dediğinde Lauren kahkaha attı.
"Öyleyim." dedi ciddiyetle. "Cullen ailesi ile uzaktan akrabayız."
Camila gülümsedi. "Söyledikleri gibi değilsin." dedi gözlerine bakarak. Lauren ona döndü.
"Vampir gibi mi ?"
"Hayır." diye yanıtladı Camila. "Sinir bozucu, korkunç, soğuk."
"Olmadığımı onlara söyleme." dedi Lauren. "Ismini sormadığımı fark ettim."
"Soruyor musun ?" dedi Camila kaşlarını kaldırarak.
"Hayır." dedi Lauren gülümseyerek. " Ben sana kelebek diyeceğim."
"Kelebekleri severim." dedi Camila.
"Kelebekleri herkes sever." dedi Lauren. "Ama sen henüz uçamıyorsun."
"Bu ne demek ?" dedi Camila. Lauren dudakları arasındaki sigarayı binadan aşağı fırlattı ve hızlıca oturduğu yerden kalktı. Elleri ile kıyafetlerini sirkeledi.
"Bunu sonra konuşuruz." dedi Lauren. "Kapılar üç dakika sonra kilitlenecek, tüm geceyi soğukta geçirmek istemiyorsan haraket et kelebek." dedi Lauren. Camila oturduğu yerden hızlıca kalktı, Lauren'ı takip etti.
Sessizce Lauren'ı takip eden Camila salona geldiklerinde derin bir nefes alıp soluklandı. "Pretty Little Liars'ta gibi hissettim." dedi derin derin nefes alırken.
Lauren eli ile susması gerektiğini belirten bir işaret yaptı. "Biri geliyor." dedi fısıldayarak.
"Gelseler en fazla ne olabilir ?" dedi Camila gözlerini devirerek. "Bizi buradan mı atarlar yoksa ?"
"Tahmin bile edemezsin." dedi Lauren. "Hayal gücünü zorlayacak teknikleri var."
"Korku filmlerinde neden akıl hastahanelerini kullandıklarına şaşırmamalı." dedi Camila. Lauren onu aniden elinden kendine çekti ve hızlı adımlar ile ilerlemeye başladılar. Camila'nın odasının önüne geldiklerinde Lauren ona baktı.
"Ne bekliyorsun ?" dedi ciddiyetle. "Girsene içeri."
"O halde tamam." dedi Camila, ne yapacağını kestiremeyerek el salladı. Lauren gözlerini devirdi ve arkasını döndü.
"Ruh hastası." diye fısıldadı bir kaç adım atıp oradan uzaklaşırken.
"Hepimiz biraz öyleyiz." Diye sessizce bağırdı Camila onun arkasından.

Sabah olduğunda Camila yataktan kalkmak istemiyordu. Üç saatlik bir uyku ile daha önce hiç bir zaman verimli bir gün geçirmemişti, gerçi imkanlar da verimli bir gün için şu anda pek elverişli sayılmazdı.
Yatağından zorla kalkmasını sağlayan anons sesi ve günışığı ile yemekhaneye ilerledi.
Dünkü yerine oturup Maggie'nin gelmesini bekledi. Diğerlerinin konuştukları genelde ürkütücü konular ya da fazla gülünç konulardı. Maggie onlara göre iyi sayılırdı.
Yemeğine isteksizce bakarken gözü iki sıra ötedeki masaya kaydı. Yeşil gözlü kız yine yemeğine dokunmamış, elmasını avuçlamış ve bir ısırık almaya hazırlanıyordu. Camila'nın ona baktığını hissettiğinde gözlerini kaçırdı, bir kaç dakika sonra yerinden kalktı.
Camila ikinci defa ona baktığında yine onu görmemiş sadece yarısı yenmiş bir elma ile karşılaşmıştı. Üzerine plastik çatal ile acemice bir kelebek figürü çizilmişti.




Butterfly (Camren)Where stories live. Discover now